"Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" diye bir söz var. Nitekim öyle de oldu.
15 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan'da ikinci kez iktidara gelen Taliban örgütü, 1990'lı yıllardaki o meşhur yasaklarını birer birer uygulamaya başlamaya başladı.
Örgütün son yasağı, genç kızlara üniversite eğitimini yasaklayan kararı oldu. Uluslararası kamuoyu, BM, ABD ve AB sanki Taliban'ı tanımıyormuş gibi örgütün bu kararını şaşkınlıkla karşılayıp kınadı.
Oysa Taliban daha baştan itibaren demokrasiye karşı olduğunu, onun yerine şeriat sistemini uygulamaya kararalı olduğunu söylemiş ve bunu defalarca tekrarlamıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Afganistan'da ağırlaşan ekonomik koşullar, fakirlik ve sefalet yetmezmiş gibi, nüfusun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların ve genç kızların çeşitli yasaklarla toplumsal hayattan tecrit edilmesi, akıl alacak gibi değil.
Ama yıllarca kız okullarının önünde bomba patlatan, okulları yakıp yıkan Taliban gibi bir örgütten mantıklı bir şey beklemek de abesle iştigalden başka bir şey değil.
Afganistan'da kadın olmak hiçbir zaman kolay olmadı. 20'nci yüzyılın başında Atatürk'ten ilham alan Afgan kralı Amanullah Han'ın çabaları sonucu ülkede kadınlar sınırlı da olsa birtakım haklara kavuştu ve büyük kentlerde laik ve Avrupai yaşam tarzını benimsemiş küçük bir kadın azınlığı oluştu.
Ama kadınlar bu ülkede hiçbir zaman, Türkiye'deki gibi bir eşitlik ve özgürlük düzeyine ulaşamadılar.
Afgan kadınlarının hak ve özgürlükler açısından yaşadığı en iyi dönem, 2001-2021 yılları arasındaki ikinci cumhuriyet dönemi oldu.
Bu dönemde kadınlar toplumsal hayatın her alanında yer aldılar, eğitimli, cesur ve özgüvenli yüz binlerce Afgan kadını ordu, polis teşkilatı, bakanlıklar, eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, yerel yönetimler ve medya olmak üzere hemen her alanda boy gösterdiler.
Her dönemde kabinede bir kadın, kadın işleri bakanı olarak yer alırken, parlamentoda ve 60'tan fazla kadın milletvekili sıfatıyla görev yaptı.
Yeni dönemde yetişen yüzlerce genç kadın sanatçı, eski şarkıları yeni yorumlarla seslendirerek hem eski kuşakların hem de yeni neslin gönüllerini fethetti.
Her gün ekranlara yansıyan pop star yarışmaları ve ülkedeki rüşvet ve yolsuzluğu tiye alan tiyatro skeçleriyle ülke, hiç savaş yüzü görmemiş, her şeyin güllük gülistanlık olduğu normal bir ülke görünümü kazandı.
Ama 2021 Ağustos'unda Taliban'ın iktidara dönüşüyle eğlencenin ayyuka çıktığı bir düğün salonunda elektrikler kesilip her şeyin durması gibi ülkede bir anda her şey durdu.
O ana kadar her yerde rastlanan kadınlar önce medyadan, ardından eğitim kurumlarından kaybolmaya başladı.
Onu da kadınları toplumsal hayatın her alanından dışlamayı hedefleyen başka yasaklar izledi.
Bugün gelinen nokta, Afganistan'ın kadınlar için üstü açık bir cezaevine dönmüş olması. Taliban'ın 1990'lı yıllardaki birinci iktidarı sırasında CNN'e konuşan eğitimli bir Afgan kadını, "Kendimizi ömür boyu hapse mahkum olmuş gibi hissediyoruz, ne zaman özgürlüğe kavuşacağımızı yalnızca Allah bilir" demişti. Bugün de aynı durum söz konusu.
Afgan kadınlarının son 20 yılda bin bir zahmet ve mücadele ile elde ettiği özgürlükler sıcak bir çay bardağından yükselen buhar gibi uçup giderken, onların özgürlüğe yeniden ne zaman kavuşacaklarını kestirmek güç.
Afgan kadınları için tek kurtuluş, Taliban'ın bir şekilde devrilmesi ve 2001 sonbaharında olduğu gibi şehirlerden çekilip dağlara geri dönmesi.
Eski rejimin liderlerinin hiçbir direniş göstermeden yurt dışına kaçması ve Batı'nın Afganistan'dan elini ayağını çekmesi dikkate alınırsa, bu da şu an için imkansız gibi görünüyor.
Ama hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da unutmamak gerekiyor. Zira beklenmedik bir gelişme, Taliban'ın sonunu getirebilir.
Afganistan şu an karanlık bir dönemden geçiyor. Ama başta cefakar Afgan kadınları olmak üzere tüm Afganların akılda tutması gereken şu:
Gece ne kadar uzun ve karanlık olsa da ertesi mutlaka aydınlıktır. Şafak sökecek, gün doğacak ve ortalık yeniden aydınlanacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish