ABD tarihinin en önemli ara seçimlerinden birine gidiyor. Başkanlık seçimine iki sene kala kurulacak sandık kimi uzmanlara göre ülke tarihinin en önemlilerinden biri.
Ara seçimler Kongre'yi hangi partinin kontrol edeceği noktasında mühim.
Son anketlere göre Senato'da Demokrat Parti'nin üstünlüğü sürecek görünmekle birlikte 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğun cumhuriyetçilere geçebileceği yönünde bir beklenti oluşmuş durumda.
Oy pusulasında ABD Başkanı Biden'ın adı yok elbette ama seçimin ardından kontrolün hangi partiye ait olacağı açısından bu seçim aynı zamanda Biden'ın siyasi kariyerinin en hayati testlerinden birine dönüşmüş durumda.
Başta ekonomik kaygılar olmak üzere Amerikan seçmeninin oylarını etkileyecek faktörler öne çıkıyor.
Bununla birlikte bu seçim, ABD'nin sadece içeride değil uluslararası sahnedeki politikasının da nereye kayacağı ya da sabit duracağını anlamak bakımından belirleyici olacak.
ABD'deki ara seçimin uluslararası siyaset, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Türkiye'ye ne gibi yansımaları olacak?
Ortaya çıkacak sonuç sandık öncesi "Komünistleri ezin" diye seslenen eski ABD Başkanı Trump'ın 2024'te adaylığını açıktan duyurması için zemin hazırlayacak mı?
Independent Türkçe, Türkiye'nin önde gelen ABD ve uluslararası siyaset uzmanlarından Emeritus Profesör İlter Turan ile konuştu.
"ABD'de yasama süreci işlemez hale gelebilir"
Son anketler, Cumhuriyetçi Parti'nin, meclisin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu yakalayacağı yönünde. Meclis'in üst kanadı Senato'da ise çoğunluğun kimde olacağı hala belirsizliğini koruyor. Eğer her iki kanada da cumhuriyetçiler hakim olursa ABD'de sistem tıkanır mı? Başkan görevini yapamaz hale gelir mi? Hatta her ne kadar tanım doğru olmasa da Biden şimdiden bir topal ördeğe dönüşebilir mi?
ABD'deki seçimlerde sonuçların kesin olarak ne olacağı bilinmemekle birlikte anketlere inanmak lazım gelirse, Temsilciler Meclisi cumhuriyetçilerin kontrolüne geçecektir. İki ayrı senaryo ile karşı karşıyayız: "Eğer senatoda üstünlüklerini koruyabilirlerse ne olur, kamarada da cumhuriyetçiler hakim olursa ne olur?" Geleneksel ABD demokrasisinin daha başarıyla işlediği dönemlerde "Bir şey olmaz" diye cevap verebilirdik. Bundan da kastedilen şuydu. Amerikan siyasetçileri parti disiplini altında çalışmadıkları için genellikle bir uzlaşma zemini başkanın bir partiden ama yasama kurumundaki çoğunluğun bir başka partiden olması durumunda dahi uzlaşma zeminleri olabiliyorlardı.
Yalnız şu anda Amerikan siyaseti fazlasıyla kutuplaşmış durumda. Bu bakımdan Amerikan Kongresi'nin ve başkanının farklı partilerden olması, yasama sürecinin işlemez hale gelmesiyle sonuçlanabilir. Amerikan başkanının oldukça geniş yetkileri var. Bunu unutmamak lazım. İkincisi böyle bir çoğunluk oluşsa dahi cumhuriyetçiler arasında Trump ekolünden olmayan ve uzlaşarak ülkenin yönetilmesi gerektiğini düşünen kimseler olabilir. O bakımdan belki sistemin tamamen mefluç (bozulmuş) hale gelmemesini bekleyebiliriz.
Geçmişte yaşanan bir durum da var bildiğiniz gibi... Amerika'dan bütçe çıkamadı ama ülkenin tamamen faaliyetini, yani federal devletin daha doğrusu faaliyetini tatil etmesini engellemek için kısmi bütçeler çıkarılarak uzlaşma sonucunda ülkedeki siyasi kurumların devam etmesi sağlandı. Şimdi yine ben biraz iyimser bir yorumla diyeceğim ki; bu tür durumlar ve benzeri durumlarda Birleşik Devletler'in yine de uzlaşma yoluyla tamamen yönetilemez halde kalmayıp bir miktar yönetebileceğini tahmin etmek mümkün.
"ABD'nin Ukrayna politikası değişebilir"
Yani sistemin tamamen tıkanmasından söz etmek biraz abartılı olacaktır öyle değil mi?
Asgari düzeyde abartılı olacağını söyleyebiliriz ama önemli siyasi kararlar alınması da mümkün olamayacağını da eklememiz gerekiyor. Ve birçok alanda da ABD yönetiminin belki şu anda izlediği siyasette dahi değişiklik yapması gerekebilir. Bir örnek vermek gerekirse, son zamanlarda cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya bu kadar büyük maddi yardım yapılmasına karşı çıktıkları ve Rusya'yla daha uzlaşmacı bir yol izlenmesi gerektiğini savunmaları söz konusu olmuştur. Eğer iki kamarada da cumhuriyetçiler hakim olup da bu yönde baskılarını devam ettirecek olurlarsa Amerikan hükümetinin Ukrayna'ya yardımını mevcut seviyede devam ettirmesi önemli güçlüklerle karşılaşılacaktır.
Bu da savaşın seyrinde de birtakım değişikliklere neden olabilir...
Elbette bu örnekte savaşın seyrini... Ama başka birçok örnek üzerinde durabiliriz. Çünkü yani bildiğiniz gibi Biden yönetimi yeniden NATO'yu canlandırıp NATO'nun önderliğini güçlenmeyi düşünüyordu; cumhuriyetçiler tamamen bu istikamette düşünmüyorlar. Keza iklim konularında uluslararası iktisadi işbirliği konularında da Biden'ın yaklaşımıyla cumhuriyetçilerin yaklaşımları arasında önemli farklar bulunuyor. Biden kendi politikasını bu alanlarda yürütmekte hayata geçirmekte daha büyük şimdiye kadar karşılaştığına kıyasla daha da büyük güçlüklerle karşılaşılacaktır.
Senato aynı zamanda başkan tarafından yapılan atamaları da onaylıyor ve nadiren bile olsa başkana karşı soruşturmalar da yönetebiliyor öyle değil mi?
Bunları yapabiliyor, dediğiniz doğru.
Hatta bununla alakalı olarak geçtiğimiz günlerde Biden'ın şaka mı gerçek mi tam olarak anlam veremediğimiz bir açıklaması oldu. "Eğer seçimi kaybedersek bana karşı bir azil soruşturması başlatılabilir" dedi. Belki buradan hareketle de yorumlayabiliriz.
Biden'ın o beyanını şanssız ve abartılı bir beyan olarak değerlendiriyorum çünkü şu anda Biden hakkında soruşturma açılarak kendisinin görevden alınmasını gerektirecek bir durum yok. Kaldı ki geçmişe baktığımız zaman çok daha ağır kusurları olan kişilerin bile yargılama aşamasına bir türlü geçilememiştir. O bakımdan orada korkulacak bir şey olduğunu zannetmiyorum. Ama esas sorun Biden'ın kendi siyasetini hayata geçirmekte büyük engellerle karşılaşabileceğini gerçeğidir.
ABD'de yine bir seçim zamanı kürtaj hakkı tartışması
Bunlardan biri de anladığım kadarıyla kürtaj meselesi. ABD'de hemen her seçimde her ara seçimde tartışılan konulardan biri.... ABD neden bu konuyu bir türlü çözemiyor sizce?
Amerika'da bildiğiniz gibi hukuki düzenlemeler bir yandan federal hükümet, bir yandan da eyaletler tarafından düzenleniyor. Bu ifade ettiğiniz veya temas ettiğiniz kürtaj meselesinde Amerikan anayasal yargısının daha önce verdiği bir karar vardı. Ve bu kürtajın bireysel hak olduğunu kabul etmiş bir yaklaşımdı. Şimdi bunun Amerikan anayasasının parçası olduğu kabul edildiği zaman bütün eyaletlerinde bu anayasa hükmünü veri kabul ederek kendi hukuki düzenlemelerini yapmaları gerekiyor. Buna karşılık son yargı kararı, bunun bireysel bir özgürlük olmadığını, eyaletlerde düzenlenebilecek bir husus olduğunu benimsedi. Biden da yine de federal hükümetin bu alanda düzenlemeler yapması için mücadele etmekteydi.
Bu mücadelede de şimdi tabii eğer seçim sonuçları istediği gibi olmazsa ki; olmayacağı anlaşılıyor başarılı politikalar uygulaması giderek zorlaşacaktır. Amerika bunu niye halledemiyor dediğimiz zaman birçok toplum bu tür sembolik meselelerin bireylere ait kararlar olduğunu kabullenmekte zorlanıyor ve toplumda yaygın kabul gören inanç sistemlerinin aynı zamanda hukuki düzenin belirleyicisi olmasını istiyorlar. Bilhassa Amerika gibi dini hareketlerin daha güçlü olduğu bir toplumda kürtaj gibi başlamış bir hayatın sonlandırılması olarak değerlendirilen bir eylemin yapılması konusunda muhtelif kayıtlar var. Yalnız son bir nokta ekleyeyim buna. Anlaşılmaktadır ki; Amerikan kamuoyu Amerikan anayasal yargısı var muhafazakâr olmadığı için bu anayasal yargının verdiği karara karşı memnuniyetsizlik oldukça yaygındı. Biden da bu memnuniyetsizlik üzerine bir siyaset inşa etme gayretindeydi. Ama çoğunluğu kaybetmesi halinde bunu yürütmesi güçleşecektir.
Ara seçim sonrası Trump adaylığını açıklar mı?
Ara seçimlerin cumhuriyetçilerin lehine sonuçlanması, her iki kanatta da cumhuriyetçilerin lehine sonuçlanması durumunda Trump'ın yeniden adaylığını açıklayacağı yönünde bir bakış var. Bunun ihtimali nedir?
Trump'ın geri dönüş yapmak istediği konusunda benim tereddüdüm yok. Zaten sizlerin de izlediği gibi Biden'ın kazandığı seçimi de aslında kendisinin kazandığı şeklinde iddialar ileri sürmüş, seçimde sahtekarlık yapıldığını beyan etmiş ve hatta yeni başkana görevin tevdi edilme kararı verileceği gün kongre tarafından da bir baskın düzenlemişti. Kendisinin de parmağı olduğu giderek daha iyi ortaya çıkıyor. Trump'ın böyle arzuları olmakla birlikte iki hususa dikkat etmek lazım.
Bunlardan bir tanesi Trump'ın hakkında şu anda ilerlemekte olan hukuki süreçler var. Ve bu süreçlerin bir kısmı vergi kaçakçılığıyla, bir kısmı da 6 Ocak günü Kongre'ye karşı harekatı düzenlemekle ilgili. Dolayısıyla kendisi hakkındaki yargı süreci ilerler ve bir mahkumiyet söz konusu olursa aday olma ihtimali zayıflayabilir. Bu birinci faktör. Fakat ikinci bir husus daha var. Yani bütün cumhuriyetçiler Trump'çı değil. Ve bunların bir bölümü de aslında Amerika'nın olağan demokratik süreçlerin işlemesi gerektiğini ve yine Amerikan siyasi geleneğinin daha önceki dönemlerde bir parçası olan uzlaşma yoluyla yönetimin devam etmesini istiyorlar. Dolayısıyla seçim sath-ı mailine daha güçlü şekilde girildiği zaman zannediyorum Trump'ın kazanma şansının ne olacağı üzerine yapılan değerlendirmeler kendisinin aday olup olmayacağının kesinleşmesinde önemli rol oynayacaktır. Belki bir başka ihtimal de var. Böyle uzlaşmanın zor olduğu ortamlarda genellikle üçüncü bağımsız aday da ortaya çıkıyor. Bu ihtimali de dışlamak lazım.
Cumhuriyetçi ve demokratlardan ayrı olarak bir bağımsız adayın ortaya çıkabileceğini söylüyorsunuz...
Evet, bu bağımsız dediğimiz aday partilerden birinden çıkıyor ve o geleneğe daha yakın. Fakat partinin kamuoyu tercihlerini yeterince iyi temsil etmediği gerekçesinden, seçimi kazanma şansı olmadığı gerekçesinden yola çıkarak adaylık süreci başlatılıyor. Şimdiye kadarki tecrübelerde bu tür deneyler pek başarılı olmamış olmakla birlikte esas itibariyle karşı çıktığı adayın seçimi kaybetmesiyle sonuçlanabiliyor. Yani burada Trump'ı kaybetmesine vesile olabilir böyle bir şey.
Ara seçimlerin Türkiye'ye yansıması
Biden'ın siyaseten daha güç bir duruma geleceği her halükarda açık gözüküyor. Bu durumun seçim yolundaki Ankara'ya nasıl bir yansıması olacak? Yeni oluşacak Temsilciler Meclisi'nden Türkiye'ye yaptırım düzleminde daha sert, daha hayata geçirilebilir kararların çıkması gibi bir durumla karşı karşıya kalınabilir mi?
Olmaz diyemeyeceğim. Şöyle bir durumla karşı karşıyaydık. Zaten Türkiye Amerikan Kongresi nezdinde sevilen beğenilen destekçileri olan bir ülke olmaktan çıkmıştı. Hatta geçmişte cumhuriyetçiler arasında bilhassa, Türkiye'ye çok dost yaklaşan kimseler vardı. Bunların da önemli bir bölümü artık Türkiye'ye sıcak yaklaşmıyorlar veyahut da siyasetten çekilmişler.
Şimdi böyle bir durumla karşılaştığımız zama ne bekleyebiliriz sorusunu sormak lazım. Şu sırada Türkiye'nin Amerika'dan karar beklediği önemli husus bildiğiniz gibi f 16 uçaklarının yenilenmesidir. Burada da kongredeki direnmenin fazla sertleşmeyeceği ve Amerikan yönetiminin bu uçakların yenilenmesi sürecini işleteceği beklentisi vardı. Şimdi bunun işleyip işlemeyeceği, kongreye kimlerin girdiğine bir miktar bağlı olacak. Ama genel olarak Biden'ın kongre üzerinde zaten zayıf etkisinin daha da zayıflamış olacağı düşünülürse burada belki bazı güçlüklerle karşılaşmamız söz konusu olacaktır.
© The Independentturkish