Ah şu gözlerim bir açılsa…

Van’ın Erciş İlçesi'nde yaşayan 3 çocuk babası Tahsin Güler’in yaklaşık 5 yıl önce gözleri karardı. Bir anda karanlık bir dünyayla tanışan Güler, maddi imkansızlıklarla birlikte 3 kız çocuğunu yetiştirmenin derdinde

Halk arasında tavukkarası veya gece körlüğü olarak bilinen Retinitis pigmentosa hastalığına çocuk yaşta yakalanan Tahsin Güler, 33 yaşında görme yetisini kayıp etti.

Daha önce inşatlarda çalışarak geçimini sağlayan 38 yaşındaki Güler, 5 yıl önce dünyası karardıktan sonra Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın kendisine verdiği aylık ücretle geçindiğini ifade etti.

3 Kız çocuğu babası olan Güler, aldığı bu ücretin çocuklarını geçindirmeye yetmediğini ifade ederek, "Yüzlerini özlediğim çocuklarıma babalık yapamıyorum. İstediklerini alamıyorum" sözleriyle sitem etti.

Günümüzde hastalığının tedavisi olmasına rağmen, maddi imkanı olmadığı için tedavi olamayan Güler, kendisine uzanacak yardım elini bekliyor.


"Zorluklar dünyam karadıktan sonra başladı"

Gözleri gördüğü sırada geçimini inşaatlarda çalışarak sürdürdüğünü ifade eden Güler, çocukken tanıştığı bu hastalığın kendisini bu kadar erken yakalayacağını tahmin edemediğini anlattı.

Eşiyle birbirlerini severek evlendiklerini söyleyen Güler, bu evlilikten 3 kız çocuğuna sahip olmuş.

Yaşları 2 ile 6 arası değişen dünya tatlısı bu çocukların okul ve benzeri masraflarını karşılayamadığını dile getiren Güler, yaşadıklarını şu ifadelerle aktardı:

Benim dünyam 5 yıl önce karardı. Önce herşeyi flu olarak görmeye başladım. Ardından dünya ile arama karanlık bir perde geçti. Ve artık hiçbir şeyi göremiyorum. Siz çaresizlik nasıl bir şey bilir misiniz? Eminim benim kadar bilemezsiniz! Gözlerim karardıktan sonra sağa sola çarptım, kendimi yaraladım. İnsanların bana acımasından aciz oldum. Geceleri başımı yastığıma gömdüm eşim duymasın üzülmesin diye sürekli ağladım. Ancak çare olmadı. İnsanlardan yardım istemek dilenmek gibi bir şey. Ben, dilenmek yerine kendi zekamı kullanarak, ayakta durmaya çalıştım.

 

"Kısa bir süre içerisinde ezber yeteneği edindim"

Dünyası karardıktan sonra eşi ve ailesinden destekler alarak yürüdüğü ve ihtiyacını karşıladığını söyleyen Güler, bunun bu şekilde devam edemeyeceğini anladığında özveriyle bir yetenek keşfetti: ezber yeteneği.

Bir insanın sesini duyduktan sonra o sesin kime ait olduğunu ezberliyorum. Kalabalık bir ortamda bile o insanı sesinden tanıyabiliyor.

Yollardaki çukur ve nenelerle gidip geldiği yolu ezberliyor. Bir defa geçtiği bir yeri artık unutmuyor.

Güler, elde ettiği bu azmi ise şu ifadelerle aktardı:

Gözlerim görmedikten sonra tek kaygım çocuklarımdı. Onlar için ne yapabilirim endişesi beni yıpratan en büyük nedendi. Aynı zamanda eşimin bir yandan benimle, öte yandan çocuklarla meşgul olması vicdanen rahatsızlık veriyordu. Ben de kısa süre içinde ezber yeteneğimi geliştirdim. Gittiğim adresi bir daha unutmuyorum. Konuştuğum bir insanın bir daha sesini unutmuyorum. Bir sokağı bir kez yürüsem ayaklarımın ve ellerimin değdiği yerleri unutmuyorum. Bu da Allah vergisi bir yetenek sanırım. Yanımda geçen araç seslerini modellerinin ne olduğunu biliyorum. Yeter ki o araç yanımda bir kez çalışsın ve biri bana o aracın marka modelinin ne olduğunu söylesin. Bu hastalığım bende böyle bir yeteneğinde gelişmesine neden oldu. Ancak bana ekonomik bir katkı sunmuyor.


"Benimle alay ediyorlar"

Geliştirdiği yetenek sayesinde belki bir iş bulup aile bütçesine katkı sunabileceğini uman Güler, bugüne kadar henüz amacına ulaşamamış.

Bu yeteneği sayesinde temizlik ve çaycılık gibi işler yapabileceğini belirten Güler, iş için başvurduğu bir çok yerden olumsuz yanıt aldığını ifade etti:

İş için gittiğim birçok yer benimle dalga geçti. Oysa ben gözleri gören bir insandan çok daha yetenekli olduğumu kanıtlayabilirim. Kendine güvenen gelsin. Ancak derdimi anlatamıyorum. Günümüz koşullarında geçinmek çok zor. Gerçekten çok zor... Ben çocuklarımı sosyal yardımlaşma vakfından aldığım 2 bin TL’lik yardım fonuyla geçindirmeye çalışıyorum. Yetmiyor ki... Çarşıya çıktığımda 2 bin TL ile mutfak masrafı bile karşılayamıyorum. Çocuklarıma istedikleri elbiseleri alamıyorum. İhtiyaçları olduğu gıdayı alamıyorum. Yani kendimi çok mahcup hissediyorum. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU