Kandaki kanserli hücreleri tespit edebilen manyetik bir çip geliştirildi. Bu sistem sayesinde metastaz yapan kanser hücreleri kandan ayrılarak tespit edilebiliyor. Bu yöntem sayesinde, kanserin diğer organlara yayılıp yayılmadığı belirlenebiliyor.
Bu sistem hücrelerin yoğunlukları ölçülerek yapıldığı için hem hızlı hem de ucuz şekilde uygulanabiliyor.
Stanford Üniversitesi'nden Dr. Gözde Durmuş ve ekibinin bulduğu bu sistem sayesinde kanserli hücrelerin kanda belirlenebiliyor.
Ayrıca, bakterilerdeki antibiyotik direncinin ölçülmesinden, kalpte bulunan yağlı kalp hücrelerinin tespit edilmesine uzanan birçok farklı alanda da kullanılabiliyor.
Kanserli hücrelerin organlar arasında yayılmasının tespit edilmesi için geliştirdikleri sistem hakkında Dr. Gözde Durmuş şu bilgileri verdi:
İnsan kanında milyarlarca kırmızı kan hücresi ve milyonlarca beyaz kan hücresi var. Bizim kandan ayıklamaya çalıştığımız kanser hücreleri ise, bir ya da bin hücre arasında oluyor. Hastalığın ilerleyen evrelerinde biraz daha sayıları artıyor ama oranlandığında çok düşük oranda görülüyor. Literatürde yer alan birçok teknolojiyle, kanser hücrelerini kandan ayıklamaya çalışıyorlar. Kandan ayıklanabilirse, ilk tümör oluştuğu yerdeki biyolojik özelliklere sahip oldukları için aslında ameliyat bile yapmadan bu hücreler, ilk kanserli bölgeye ulaşmayı sağlıyor. Çünkü aynı genetik yapıya sahip.
"Hücrelerinin sayılarına bakarak, bir ilaç tedavisi hastaya yarıyor mu yaramıyor mu bunu anlamaya çalışıyoruz"
"Bu hücreleri ayırdıktan sonra önce sayılarına bakıyoruz sonra, genetik özelliklerini inceliyoruz" diyen Durmuş, "Hastalık evre değiştirdiğinde ya da bir ilaç tedavisi olduğunda genetiklerinde de bazı mutasyonlar daha fazla görünmeye başlıyor. Bu mutasyonlara ya da hücrelerinin sayılarına bakarak, bir ilaç tedavisi hastaya yarıyor mu yaramıyor mu bunu anlamaya çalışıyoruz. Çünkü genelde tıp dünyasında genel olarak yapılan protokol, ilaç tedavisine başlandıktan birkaç ay sonra görüntüleme yöntemi ile aslında bir MR çekilir. İlaç tedavisinin işe yarayıp yaramadığına bakılır. Bizim yapmaya çalıştığımız belki her hafta kan örneği alıp hastayı takip edebilirsek, aylarca beklemenize gerek kalmayacak. Çünkü genelde tedavi yöntemi işe yarıyorsa, bu hücrelerin sayıları azalıyor. Tedavinin işe yaradığını anlayabiliyoruz, ama işe yaramayan bir tedavi varsa sayıları istatistiksel bir şekilde de artıyor. Mesela, hasta belki birkaç ay boşuna aynı terapiyi alacak. Belki terapisini değiştirsek hastaya daha iyi yardımcı olabilecek bir tedavi yöntemi bulabilecek doktorlar. Tabii bu görüntülemeye gidene kadar 3-4 ay olan sürede bunu bilemiyoruz. Amacımız belki yapılan bu kan testleri ile hastaların daha yakından takip edilmesini sağlamak, tedavi işe yaramıyorsa başka bir tedaviye hemen geçip müdahale etmek. Hem doktorları hem de hastalara yardımcı olabilecek teknolojiler çalışmak üzerine çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Kanser hücrelerinin yoğunlukları azalıyor
2014 yılında PNAS Dergisi'nde yayımlanan çalışmalarında, kanser hücrelerinin diğer sağlıklı kan hücrelerine göre, yoğunluklarının çok daha farklı olduğunu gösterdiler.
Göğüs kanseri, kolorektal kanser hücrelerini ve akciğer kanser hücrelerinin diğer kan hücrelerine göre daha az yoğun olduğunu gösterildi.
Bu çalışmayla yoğunluk, hücre ayrıştırmak için kullanılmaya başlandı. Kanser hücrelerinin yoğunluğu azaldığı için, üstte duruyorlar ve ayrıştırmak daha kolaylaşabiliyor.
Çipin bize maliyeti 5 dolar
Geliştirdikleri manyetik çip hakkında Dr. Gözde Durmuş, şunları söyledi:
Hücreleri iki mıknatısı, plastik parçalarla birleştiriyoruz bunların arasından uçurarak kanı görüntüleyebiliyoruz. Hücrelerin hem manyetik özelliklerini hem de yoğunluklarını çok hassas bir şekilde ölçebiliyoruz. Kanser hücreleri, sağlıklı beyaz kan ve kırmızı kan hücrelerine göre çok daha hafif. Böylelikle bu iki mıknatısın arasında oluşturduğumuz ortamda çok daha yüksek bir pozisyona uçabiliyorlar. Çipin bize maliyeti, 5 dolar. 50 hastadan kan testi yaptık, kan testlerini de yaptık. Kanser hücrelerini de ayırdık. Şimdi klinik çalışmalarını yaptığımız iki makalemiz daha çıkacak.
"Böbrek kanserinin tespit edilme yöntemi önceden yoktu"
Bu çalışmayı meme kanseri, akciğer ve kolorektal kanserlerde uyguladıklarını söyleyen Durmuş, "Böbrek kanserlerinin bir tanı yöntemi yoktu. Bizim geliştirdiğimiz yöntem sayesinde böbrek kanserinin tespitinde de uygulanabileceğini gördük. Böbrek dokusu da çok yağlı bir doku, teknolojimiz böbrek kanseri için çok uygun olduğunu fark ettik. Bunu mikroskop altında yağ dokusuna bakıyor gibisiniz, ama çok hafifler. Kandan ayıklamak, diğerlerine göre daha kolay. İlk olarak böbrek kanseri üzerinde gösterdik. Akciğer kanserinden genelde 3. ya da 4. evre hastaların kanlarına erişimimiz var. Onları inceledik. Pankreas ve kolorektal kanserlerini incelemeye başlayacağız" dedi.
© The Independentturkish