Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin kimi göstereceği aylardır tartışılıyor.
"Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi" konusunda uzlaşan 6 siyasi partinin lideri dahi kimin aday gösterileceğini açıklamadı.
Ancak olası cumhurbaşkanı adayı konusunda birçok kişi fikrini beyan ediyor.
İsmi gündeme getirilen kişilerle ilgili kimi siyasilerin yorumları ise dikkat çekiyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu isimlerden biri de Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık.
Gazeteci Ruşen Çakır'a konuşan Şık, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasının Türkiye toplumu ve siyaseti için -bizler için değil elbette- bir mesele olduğunu kavrayarak hareket etmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Şık'ın önceki akşam yaptığı bu açıklama tartışmaya yol açtı. Bazı Alevi siyasetçi, sivil toplum kuruluşu temsilcisi sosyal medyada Şık'a tepki gösterdi.
Milletvekili Ahmet Şık'ı dost gördüklerini ifade eden bazı kişiler, geçmişte söylenen "Dostun gülü yaralar beni" söz hatırlatarak eleştiride bulundu.
"Bu sefer kapımızı Ahmet Şık işaretledi"
Garip Dede Dergahı Yönetim Kurulu Başkanı Celal Fırat, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda "Bu sefer kapımızı Ahmet Şık işaretledi" dedi.
Tepkilerin ardından sosyal medyasında bir açıklama yapan Şık, sözlerinin bağlamından kopartıldığını belirterek yapılan yorumları eleştirdi ancak tartışma bitmedi.
Topluma yayılmış ayrımcılığa ve bundan beslenen siyasetin ötekileştirme/kutuplaştırma üzerinden yarattığı riske dikkat çekmeye çalıştığım bir ifadenin bağlamından koparılıp böyle yorumlanmasına mı, bu saçma yorumun altında birikenlere mi yoksa bunu fırsat bilenlere mi şaşırmalı? https://t.co/rERxEV0LOo
— ahmet şık (@sahmetsahmet) May 19, 2022
Independent Türkçe'ye konuşan siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden, Şık'ın haklı olduğunu düşünenler olduğu gibi özür dilemesi gerektiğini savunanlar da oldu.
İsveç Alevi Birlikleri Federasyonu kurucu üyesi ve HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Şık'ın söyleminde doğruluk payı olduğunu söyleyenlerden.
"Kimse Erdoğan'ın Sünniliğini gündeme getirmiyor"
Ancak söyleyiş tarzıyla konunun gündeme getirilmesini doğru bulmadığını söyledi.
Alevilerin yıllarca kamudan dışlandığını, yok sayıldığını ve adeta cüzzamlı gibi gösterildiğini ileri süren Özen, "Kimse Erdoğan'ın Sünni olduğunu veya o kimlik üzerinden oy istediğini gündeme getiriyor mu?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu'na Alevi derken, aslında öbürünün Sünni olduğuna vurgu yapıldığını dile getiren Özen, "Sanki Sünnilik bir üst sınıf Alevilik de alt sınıf. Böyle bir anlama gelecek bir açıklama yapmak çok yanlış" diye konuştu.
"Bu işi çok köpürtüp, abartmanın anlamı yok" diyen Zeynel Özen, "Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğinden dolayı cumhurbaşkanı olamayacağını gündeme getirmesi nefreti daha da körükler. Ahmet Şık da bunu anlamıştır. Dolayısıyla meselenin daha fazla büyütülmemesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"Bilinçaltının dışa vurumu"
Eski Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Müslüm Doğan ise Şık'ın tartışmaya yol açan açıklaması için "bilinç altının dışa vurumu" yorumu yaptı.
Türkiye'deki sol ve sosyalist hareketlerin bilinçaltı ile normal hayatta söylediklerinin birbirinden farklı olduğunu vurgulayan Doğan, "Bilinçaltlarında hala Kemalist ideolojinin etkisi var. Egemen inanç ve egemen ulus sisteminden kurtulamıyorlar" diye konuştu.
Kemal Kılılçdaroğlu'nun Alevi diye aday olmaması gerektiğinin savunulmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Doğan şunları kaydetti:
Böyle bir şey olabilir mi? Bu ne insani ne vicdanidir. Kabul edilemez bir durumdur. Çağdaş yaşamda insanların hedefledikleri, tasavvur ettikleri yaşam dünyasında bunun yeri olmaması gerekiyor. Maalesef bu düşüncedeki insanları, gazetecileri biliyorum. Ahmet Şık sadece dışa vurmuş bunu. Dışa vurumdan başka bir şey değil. Bilinçaltları dışa vuruyor. Ülkedeki en önemli inanç grubunu üzecek bir tavır almıştır.
Ahmet Şık'ın kesinlikle özür dilemesi gerektiğini ifade eden Doğan, "Siz bir yönetici ararken illa bir Sünni mi arıyorsunuz? İlla Türk mü arayacaksınız? Veya başka bir ırktan mı insan arayacaksınız? Bu kabul edilemez" değerlendirmesinde bulundu.
"Can ve yoldaş bildiklerimizin olumsuz ifadeleri daha çok rahatsız ediyor"
Twitter'da tepkisini sert bir şekilde dile getiren Celal Fırat da Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Alevi kimliği üzerinden toplumun nefret söylemlerine 'can ve yoldaş' bildikleri kişilerden olumsuz ifadeleri duymanın kendilerini çok rahatsız ettiğini aktardı.
Toplumun bir kesiminin Alevileri ötekileştiren dilden vazgeçmediğini savunan Fırat, "Ahmet Şık gibi bir sevdiğimiz, saygı duyduğumuzinsanın bunu dillendirmesi kesinlikle etik ve doğru değil" dedi.
Türkiye'de 20 yıldır toplumu geren siyasi konjonktürün varlığına işaret eden Fırat, "Başka birisi söylese belki bu kadar üzülmeyiz ama 'can' dediğimiz, destek verdiğimiz bir dostumuzun bunu söylemesi bizi fazlasıyla yaralıyor" şeklinde konuştu.
"Ahmet Şık'ın bu söylemini kendisine 'şık' görmedik"
"Türkiye artık bu söylemleri aşmalı" diyen Garip Dede Dergahı Yönetim Kurulu Başkanı Celal Fırat, sözlerini şöyle tamamladı:
Demokrasi diyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Eğer kimlikler üzerinden siyaset yapılacaksa masaya oturup bir daha düşünmemiz gerekir. Biz de Aleviler olarak Sünni bir vatandaşa oy vermeyeceğiz mi diyelim. Bu doğru bir şey mi? Elbette değil. Alevilik ve Sünnilik meselesini bu boyuta indirgemek, tartışmak gerçekten insanın yüreğini acıtıyor. Aleviler topluma yayılmış ayrımcılığın ve bundan beslenen siyasetin her türlü ötekileştirme/kutuplaştırma çabalarına karşı net tavır göstermiştir ve haksızlığa karşı adaletten yana yer almıştır. Geldiğimiz süreçte Alevileri bir siyasi partinin başarısı üzerinden risk olarak görme düşüncesi ötekileştirmemin daniskasıdır ve sosyal pencereden bakıldığında ise ikiyüzlülüktür. Ahmet Şık toplumun gönlünü almalı. Ahmet Şık'ın bu söylemini kendisine 'şık' görmedik.
© The Independentturkish