Türk futbolunun uluslararası arenadaki en başarılı isimlerinden Cüneyt Çakır, tarihi bir anı kaçırmanın üzüntüsünü yaşıyor.

Dünya futbolunun önemli organizasyonlarında birçok kez görev alan Çakır'ın, 2022 Dünya Kupası'nda boy gösteremeyeceği duyuruldu.

FIFA'dan yapılan açıklamada, 21 Kasım-18 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek turnuvaya 6 konfederasyondan 36 orta, 69 yardımcı ve 24 video yardımcı hakemin belli olduğu belirtildi.

Aralarında 2012, 2016, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonaları, 2014 Şampiyonlar Ligi finali, 2014 ve 2018 FIFA Dünya Kupaları'nın olduğu birçok önemli organizasyonda düdük çalan Çakır'a ve diğer Türk hakemlerine 2022 Dünya Kupası'nda görev verilmemesi dikkati çekti.

Çakır, 2022 Dünya Kupası'na katılabilseydi, 6. kez üst üste büyük turnuvalara katılan ilk hakem olarak tarihe geçecek ve ulaşılması güç bir rekoru da Türkiye'ye getirecekti. 

Kamuoyunda Çakır'ın 2022 Dünya Kupası vizesi alması kesin görülürken, Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) 8 Mart'taki kararının bu duruma engel oluşturduğu konuşuluyor.

8 Mart'tan sonra Türkiye'de hiçbir müsabakaya çıkamayan Çakır, yeni atanan MHK'nın Tahkim Kurulu kararını uygulamasının ardından yeniden sahalara dönse de bu durum FIFA tarafından yeterli görülmedi.

Çakır'ın tarihi bir anın eşiğini atlamamasının Türk hakemliğinde yaratacağı olumsuzluklar ise merak konusu. 

Murat Fevzi Tanırlı / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Ne yazık ki kendi kısır döngüsünde boğulmayı çok seven bir ülkeyiz"

Eski hakem ve spor yazarı Murat Fevzi Tanırlı, Çakır'ın 2022 Dünya Kupası'na gidememesini ve bu durumun Türk hakemliğine yansımasını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Cüneyt Çakır'ın Dünya Kupası'na gidememesini değerlendiren Tanırlı, "Ne yazık ki kendi kısır döngüsünde boğulmayı çok seven bir ülkeyiz" dedi.

Tanırlı, "Kendi nefretimizi, futbola çok yansıttığımız için 8 Mart kararlarındaki hiçbir hakem, somut gerekçe gösterilemeden infaz edilmişti. Somut bir gerekçe gösterilseydi kimse hukukun kararına saygısızlık etmezdi. Bunu gösterebildiler mi? Hayır! Bunun üzerine Cüneyt Çakır'ın Süper Lig'e geldiği günden bu yana kadarki nefretlerini herkes bir şekilde kustu. Eskilere, Çakır'ın ailesine kadar götürdüler" diye konuştu. 

"İsviçre'ye gitseydi oradan gidebilecekti"

Çakır'ın Dünya Kupası hakem listesine dahil edilmemesinin gerekçelerini aktaran Tanırlı, şunları kaydetti:

8 Mart kararından sonra Çakır, Collina ve Rosetti ile görüşüyor. FIFA da UEFA da prensip olarak kendi liginde görev alan, o sezonki performansını sürdüren hakemlere Dünya Kupası'nda görev veriyor. Bu sene de Çakır'ın Avrupa'da çeyrek ya da yarı finallerde görev alması gerekiyordu. Bu süreçte öyle bir görev olmadığı için şansı çok azaldı. O yüzden İsviçre devreye girmişti. İsviçre'ye gitseydi oradan gidebilecekti. TFF, İsviçre'ye de onay vermedi, sürekli bekletti. Servet Yardımcı, 'Sözlü olarak onay verdik' dedi ancak resmiyete dökülmediği için o tren de kaçtı. Sonra MHK değişince yeni gelen kurul, Tahkim'in kararını uyguladı, hakemlere maç verdi fakat Çakır'ın Avrupa'da maç alacak şansı kalmadı. O yüzden de FIFA ve UEFA, Cüneyt'e de 'Maç almadığın için Dünya Kupası'na alamadık' gibi bir bilgi vermişler. 

Cüneyt Çakır, ligde 28. haftadan sonra liste dışı kalmış, 34. hafta itibariyle geri dönmüştü / Fotoğraf: AA

"TFF ve MHK, el birliğiyle bunu başardı. İnsan kendi evladına bunu nasıl yapabilir?"

Türk futbolunun dünyadaki imajından, kulüpler ve milli takımlar düzeyindeki başarısızlıklarından bahseden Tanırlı, Çakır'ın uluslararası arenadaki tanınırlığına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:

İşin öbür tarafında da futbol açısından her kaleminde skandal seviyede olan, rezalet durumda olan, ekonomisinden sahadaki futboluna kadar çok rezil bir ortam bulan Türk futbolunda bir tane adam senin ismini duyuracaktı Dünya Kupası'nda. Ve bu isim yüzyıllarca devam edecekti. Bunu bir hakemin tekrar kırması çok zor bir ihtimal. 3 Dünya Kupası, 3 Avrupa Şampiyonası'na dünyada giden tek hakem olacaktı. TFF ve önceki MHK, el birliğiyle bunu başardı. İnsan kendi evladına bunu nasıl yapabilir? Bunun adına ne dersiniz artık bilmiyorum. Ben kelime bulamıyorum. Şu kötü ortamda bir hakemimiz böyle bir onura erişecekken bunu el birliğiyle engellediler. Mutlular mıdır bilmiyorum ama ben üzüldüklerini hiç sanmıyorum. Hatta giremedikleri liste dün açıklandığında kutlama bile yaptıklarını düşünüyorum. Söyleyecek bir şey yok.

"Futboldaki imajımız desibel ölçmekten öteye gitmiyor"

Bu durumun gelecekte Türkiye'nin uluslararası düzeydeki imajına olası etkilerinden de bahseden Tanırlı, "Bazı ülkelerde bazı olaylar olduğu zaman imaj direkt ön yargılı da olsa veya gerçeklere dayalı da olsa o ülkenin futboluyla ilgili bir yargı oluşuyor. Halihazırda da biz Avrupa kupalarına katılma açısından, milli takımda büyük turnuvalara gidebilme açısından felaket durumdayız. Ülke puanımız yerlerde. Kulüplerin Avrupa puanı yerlerde. Zaten futboldaki imajımız desibel ölçmekten öteye gitmiyor. Sadece bu saçma sapan şeylerle ilgileniyoruz. İmaj diye bir şey kalmadı" değerlendirmesinde bulundu.

"Bu rekoru kendi elimizle bir Türk'ün elinden aldık"

Çakır'ın elde ettiği başarıların kolay kolay geçilemeyeceğini dile getiren Tanırlı, gelecek hakemlerden en çok Halil Umut Meler'de bu alanda ümitli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:

Çakır'ın gittiği yol, kolay kolay gidebileceğiniz bir yol değil. Bu anlamda en yakın Halil Umut Meler var şu anda. Meler de Çakır gibi yükseldi ancak Çakır elit kategoriye çıktığında 35 yaşındaydı. Çakır'daki istikrar ve disiplin, Meler de var mı orası soru işareti. Bir daha böyle bir başarı yakalamamız çok zor. İşte 29 yaşındaki Zorbay Küçük, ne atletik testi koşabildi, ne yazılıdan geçebildi. Böyle şanslar bize 40 yılın başı gelir. Çakır yokken 'Dünya Kupası'na son giden hakemimiz Doğan Babacan' diye konuşuyorduk. Şimdi tekrar bu seviyeye bir hakem getirmek çok zor. Meler'den çok umutluyum, inşallah başarırız. Rekor olarak başaramayabilir ama en azından temsil anlamında buna yakın. Bu rekoru kendi elimizle bir Türk'ün elinden aldık, karşı tarafa verdik açıkçası.