İlk ve orta öğretim ile liselerin birçoğunda tam gün eğitim veriliyor.
Dersler sabah 8.30'da başlayıp okuluna göre 15.20'ye veya 16.30'a kadar sürüyor.
Bazı okullarda etüt uygulaması nedeniyle çoğu zaman öğrencilerin çıkışı 17.00'ı buluyor.
Erken saatlerde okula gitme telaşına giren çocukların pek azı sağlıklı bir kahvaltı yapabiliyor.
Öğrenciler açlıklarını öğle arasında genellikle ailelerinin kendilerine hazırladığı beslenmelerle gidermeye çalışsa da bu çoğu zaman yetersiz kalıyor.
Sonuç olarak gelişme çağındaki çocuklar uzun saatler boyunca yeterli beslenemiyor.
Eğitim politikaları danışmanı Ali Taştan, bir yazısında bu durumu "Aç susuz eğitim" olarak nitelendirdi.
"Okulların çoğunda yemek yok, olanda da pahalı"
Konuyla ilgili olarak Independent Türkçe'ye açıklamada bulunan Taştan, bu ifadeyi kullanma gerekçesini anlattı.
Tam gün eğitim-öğretim yapılan okullarda ders başlama ve bitme sürelerini hatırlatan Taştan, "Okulların çoğunda öğle yemeği verilmiyor. Öğle yemeği verilen okullarda da fiyatlar çok yüksek olduğu için öğrencilerin çok azı yemek yiyebiliyor" dedi.
Birçok ailenin çocuğuna sadece sandviç hazırlayabildiğini, bir kısmının bir lokma ekmek bile koyamadığını söyleyen Taştan, "Öğle saatlerinde bir devlet okuluna gittiğinizde koridor köşelerinde evden getirdiği beslenmesini toz toprak içinde yemeye çalışan çocuklar görüyoruz. Kimi çocuklar da bisküvi benzeri sağlıksız yiyeceklerle öğününü geçiştiriyor. Sabahın 07.00'sinde hayata başlayan çocuklarımız akşama kadar aç susuz eğitim almaya çalışıyor" diye konuştu.
"Son yıllarda çocukların boy ve kilo ölçülerinde değişiklik olmaya başladı"
Taştan ayrıca okullarda çocuklara içecek su temin edilmesi gerekirken bu sorumluluğun da ailelere bırakıldığını kaydederek, "Gün boyu okulda kalan çocukların yanında en az 1 litre su olması lazım. Ancak bu hem taşıdıkları ağırlığı artırıyor hem de yanında yeterli su getirmeyen çocuklar bu ihtiyacı da eksik gideriyor" ifadelerini kullandı.
Taştan, bu durumun sonuçlarıyla alakalı bir iddiada daha bulunarak, şöyle konuştu:
Beden eğitimi öğretmenlerimizin ifade ettiğine göre geçmiş yıllara göre çocukların boy ve kilo ölçülerinde değişiklik olmaya başladı. Yani bir kuşağın fiziksel yapısı değişiyor. Boyuna göre fazla kiloları olabiliyor. Bunun önemli nedenlerinden biri de tam gün eğitimde öğle yemeği sorunu.
Ali Taştan, bu konuda net veriler sağlayacak istatistiklerin henüz ellerinde olmadığını ancak birkaç yıl yapılacak ölçümlerle daha net sonuçlara ulaşılabileceğini de kaydetti.
"Gün boyu okulda kalan çocuklar karbonhidratlı yiyeceklere daha çok yükleniyor"
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Recep Koç, aynı zamanda bir aile hekimi.
İşi nedeniyle çocukların ve gençlerin gelişimini gözlemleme şansını daha sık buluyor.
Koç'a önce Taştan'ın iddiasını aktardık. Bu iddiaya hak veren Koç, son yıllarda çocuklar ve gençler arasında yaşına göre fazla kilolu olma sorununun arttığını söyledi.
Gün boyu okulda olan çocuklar karbonhidratlı besinlere çok yüklendiğini ifade eden Koç, "Günü daha çok sandviç, tost, hamburger türü yiyeceklerle geçiriyorlar. Birçok okulda öğle yemek verilmiyor. Kantinler de pahalı. Çocuklar abur cuburla geçiştirmeye çalışıyor günü. Akşam eve gidince de bu sefer bilgisayar veya tablet başında benzer şeyleri tüketince şişmanlama yani obezite kaçınılmaz oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Spor yapma imkanı da kısıtlı, obezite arttı"
Türkiye'deki okulların çocukların spor yapması açısından yeterli imkanları sunmadığını, beden eğitimlerinin de yetersiz olduğuna dikkati çeken Recep Koç, şunları kaydetti:
"Gün boyu okulda kalan çocuklar, okulda da dışarıda da enerjilerini atamıyor. Oyun alanları yok. Sokaklar oyun oynayacak gibi değil. Hafta sonları da kursa giden veya zamanını internet başında geçiren çocukları sağlıksız besleniyor. Sonuç olarak bizim de gözlemlediğimiz kadarıyla çocuklar da obezite arttı."
Demokrat Parti'den okullarda alım gücü araştırması: Kriz çocukların kantin alışverişini vurdu
Bu arada Demokrat Parti Merkez Karar Kurul Üyesi Mustafa Böğürcü, mart ayı içerisinde partilerinin Göç ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy'la birlikte İstanbul Kantinciler Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu'nu ziyaret ettikleri, kendisinden edindikleri bilgilerin ardından bir de okullarda çocukların alım gücünü araştırdıklarını söyleyerek buna dair sonuçları paylaştı.
Araştırmaya göre çocuklar artan maliyetlerden dolayı okul kantininden alışveriş yapmak da zorlanıyor.
İşte o sonuçlar:
"1000 öğrencisi olan okulda günlük sadece 30-150 tost satılıyor... Fiyatı 8 ile 9 TL
Çocuklar en fazla çubuk kraker alıp paylaşıyor. Fiyatı 3,5 TL
Ayran pahalı olduğu için alamıyorlar. Fiyatı 4 TL
Okula girişte poğaça ve simit 50 kuruş daha ucuz olduğu için ( 3 lira ) veli merdiven altı bu üretim gıdaları alıp beslenme çantasına koyup çocuğu okula bırakmakta."
250 kantin iş yapamadığından kapandı
Araştırmada dikkat çekici diğer iki noktada şöyle:
"100 TL ile okul kantinine gelen çocuk olursa önce okul müdürüne sonra okul velisine ulaşıp soruyor.
Yaklaşık 250 kantin iş yapamadığı için kapandı"
© The Independentturkish