İnsansız hava araçlarının Ukrayna savaşındaki rolü

Siviller, droneları çatışmaları ve araştırmaları fotoğraflamak için kullanıyor. Ancak bu araçlar kullananlar için tehlike arz ediyor

Çinli ‘DJI’ şirketi tarafından üretilen bir drone. Fotoğraf: Reuters

Tarık eş-Şami

Ukrayna’daki savaş, insanların sosyal medya organlarında tanık oldukları ilk savaş olmadığı gibi internette ve mağaza raflarında bulunan küçük ticari dronların kullanıldığı ilk çatışma da değil. Ancak söz konusu savaş, askerler, gazeteciler ve meraklı siviller tarafından şu an kullanılan bu insansız araçların kapsamlı şekilde belgelediği ilk çatışmalara sahne oluyor. Peki, bu araçların  rolü ne ve beraberinde ne gibi tehlikeler getiriyorlar?

Yeni bir güç kavramı

Dünya, yirmi yılı aşkın süredir insansız savaş uçakları (dron) kavramıyla mücadele ediyor. Uluslararası hukukla ilgili endişelere rağmen dünyanın dört bir yanındaki ordular, tanklardan ve savaş uçaklarından çok daha ucuza mal oldukları için bu silahların teknolojisine büyük yatırımlar yapıyor. Ayrıca bu uçaklar, sürücüleri veya pilotları da tehlikeye atmıyor. Bu nedenle dronlar, yeni bir güç kavramı yarattı. Bu uçakların Ukrayna şehirlerinin devam eden Rus saldırılarına karşı savunulmasında kahramanca bir rol oynadığı Ukrayna’daki savaş da bu kavramı doğruladı. Uzmanlar, Rusya’nın ‘katil robot filosunun’ çok daha güçlü bir silah olabileceğine inanıyor. Ancak belki de generallerin buna olan güven eksikliğinden dolayı bu inanç, savaşın seyrinde henüz net olarak ortaya çıkmadı. Kremlin, onlarca Ukrayna insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurmasına rağmen Rusya’ya ait dronelar büyük bir rol alamadı.

Ancak Türk ‘Bayraktar TB2’ Ukrayna droneları, başkent Kiev’e doğru ilerleyen Rus tanklarının avlanmasında belirleyici bir rol oynadı. Ukrayna hava keşif birimleri de Rus kuvvetlerinin hareketlerini izlemek için bir dizi insansız hava aracı kullandı. Aynı şekilde Ukrayna, Washington’ın saldırgan Rus güçlerine direnme ve onları hedef alma yeteneğini geliştirmek için Ukrayna’ya tedarik edeceğini açıkladığı modern ‘sustalı’ insansız hava araçlarını almaya hazırlanıyor.

Drone için yeni bir rol

Ancak savaşın son haftalarında dikkat çekici olan şey, Ukraynalı siviller ve gazeteciler tarafından kullanılan düşük fiyatlı ticari insansız hava araçlarının artan rolü oldu. Bu uçaklar en son teknolojiyi temsil etmese de söz konusu kimseler, bu droneların teknolojisinden anlıyor ve amaçlarına hizmet edecek şekilde kullanıyor. İnternette ve sosyal medya organlarında dolaşan videolar, ‘Ukrayna’nın Ukraynalı siviller olduğunu iddia ettiği vatandaşların vurulma anlarını, engebeli arazide hareket eden mültecileri ve Ukrayna’nın Rusya’ya ait olduğunu savunduğu droneların vurulma anlarını’ içeren çeşitli görüntüler piyasaya sürdü. Bunların hepsi, dünyanın daha önce görmediği savaş açılarının görüntüleri.

Ukrayna’dan alınan yüksek çözünürlüklü hava görüntülerinin çoğu önceki nesillere göre düşük maliyetli ve çok daha küçük dronelar tarafından çekiliyor. Bunların çoğu ilk kez 2013 yılında Suriye ve Irak’ta DEAŞ’ın elindeki savaş alanlarında görülen ‘Phantom’ uçakları ve Çinli ‘DJI’ şirketi tarafından üretiliyor.

Kullanımın yoğunlaştırılması

Ukrayna, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinin ardından mini drone oyununa da dahil oldu. Ukraynalı sivil drone uzmanları, Ukrayna silahlı kuvvetleri ile işbirliği içinde birçok model üretmeye ve onları sürekli test etmeye başladığında bunları Kiev’in dışındaki ünlü 40 millik zırh ve tank taburunun ilerleyişini durdurmak için kullandılar. ‘Foreign Policy’ internet sitesine göre uzmanlar, bu dronelara geceleri termal sensör sağladılar ve konvoya hafif bombalar attılar. Ukraynalı askerler o günden bu yana düzenli olarak Facebook, Telegram ve Twitter’daki resmi askeri sayfalarda dronlarının videolarını yayınlıyor. Ayrıca dünyaya topçu saldırılarını geliştirmek için ticari droneları nasıl kullandıklarını gösteriyor.

En büyük sorun

Ancak savaş alanında veya yakınında küçük dronelar uçurarak kendilerini ve başkalarını riske atıyorlar. Ticari drone kullanıcılarının savaş bölgelerinde karşılaştığı en büyük sorun, uluslararası insan haklarının temel ilkelerinden biri olan düşman ve dost ayrımıdır. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’ne göre silahlı çatışma tarafları, her zaman sivil nüfus ile savaşçılar ve sivil hedefler ile askeri hedefler arasında ayrım yapmalı. Bu nedenle de operasyonlar yalnızca askeri hedeflere yönelik olmalı.

Geleneksel savaş uçakları, özel tanımlama sistemleri ile donatılmışken pilotlar kendilerini telsiz yoluyla tanımlayabiliyor veya dostu düşmandan ayırt etmek için IFF sistemlerini kullanabiliyor. Bu yöntemler, havada ayırt edilmesi zor olan ticari dronelarda kullanılmıyor. Bu nedenle yanlış tanımlama ölümcül olabilir. Havada bir drone veya başka bir küçük nesneyi vurabildiği göz önüne alındığında yerdeki insanlar için de büyük bir tehlike oluşturuyor.

Zorluklar ve tehlikeler

Bazı şirketler, Çinli şirket DJI tarafından üretilen uçaklar da dahil olmak üzere düşmanı dosttan ayırmak için alıcı-vericiler üretse de ancak yine de bu sistem nadiren kullanılıyor. Bazı ülkeler insansız hava araçlarının, tanımlama cihazlarının ve yer, hız ve irtifa belirleme teknolojilerinin kullanımını yasaklıyor.

Bu teknik zorluklar, ticari droneların belirsiz bir statüye sahip olduğu anlamına geliyor. Gazeteciler ve bazı meraklı vatandaşlar gibi bu araçların sivil kullanıcıları, uçaklarıyla düşman pozisyonları takip ediyorsa eylemlerinin sonuçlarının farkında olmayabilirler. Bu eylem, onları sivil statülerini kaybetmeye ve uluslararası insan hakları kapsamında geçerli bir saldırı hedefi olmaya itebilir.

Anti-drone teknikleri

Eğer drone kullanıcılarının varlığının 8 ya da 10 kilometre uzakta olmasının güvenliklerini garanti ettiğini düşünüyorlarsa, bu bir hata. Çünkü dünya genelinde hükümetler, ordular ve özel savunma sanayileri, yıllar önce dronelarla mücadele etmek için teknolojik araştırmalara yatırım yaptılar. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na ait küçük ticari modeller olan gözetleme uçaklarının, Ukrayna’nın Donbass bölgesi üzerinde uçuşları sırasında düzenli olarak sıkışıp kaldığı ve ateşe maruz kaldığı ortaya çıktı.

Aynı şekilde hackerlar, birçok defa küçük droneların kontrolünü ele geçirme ve topladıkları ve genellikle akıllı telefonlar tarafından desteklenen birimlere gönderdikleri bilgilere erişim sağlama yeteneklerini kanıtladı. Dronelar, tespit edilmesi nispeten kolay olan radyo sinyallerini kullanarak zemindeki kontrol üniteleriyle iletişim kuruyor. Böylece hem uçağın hem de kullanıcısının zemindeki konumu, modern anti-drone teknolojileri kullanılarak belirlenebiliyor.

Çoğu ülke, verilerinin şifresini çözerek droneların keşfedilmesinin önüne geçti. Ancak Ukrayna savaşında Rusların, ‘siviller veya Ukrayna ordusunun iş birlikçileri tarafından kullanılan bu tür uçakların kullanıcılarının yerlerini tespit etmenin mümkün olduğu’ elektronik savaş cihazlarına sahip olduğu iddia ediliyor.

Kod çözme

DJI şirketi 2017’den bu yana ‘Aeroscope’ olarak adlandırılan ve kendi ürünlerinde etkili olan drone bulma ve kod çözme teknolojisini satarak kod çözme sınırlamalarını aştı. Çünkü tüm modern DJI uçakları, hem kullanıcısının hem de uçağın konumu hakkında bilgi içeren sinyaller iletiyor. Bu da ‘Aeroscope’ cihazının onları algılamasını mümkün kılıyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre şirket, Ukraynalı ve Rus yetkililere verdiği yanıtlar ve uçaklarının askeri görevler için değil sivil kullanım için tasarlandığını iddiasıyla bugüne kadar tarafsız bir duruş sergiledi.

Ancak Ukrayna’daki ucuz ticari insansız hava araçlarının çoğu, Pekin’in ‘Rusya’nın hedeflerini ve görüşlerini paylaştığını’ bildiği Çinli şirketler tarafından üretiliyor. Bu da Çin’i çok kafa karıştırıcı ve hassas bir siyasi pozisyona sokuyor. DJI ve Çin, mevcut çatışmada Ukrayna veya Rusya’ya taraf olmakla suçlanmak istemeseler de gelecekte değişen tutumlar sahada etkili olacaktır.

Ukrayna, droneların modern savaş bölgelerindeki tüm aktörler için çok yararlı bir araç olduğunu ve uzun bir süre daha mevcut ve etkili olmaya devam edeceğini kanıtladı. Ancak ister sivil ister asker olsun, bu uçakları savaş zamanlarında kullanan kişilerin sürekli olarak maruz kaldıkları tehlikeleri tam olarak anlamalarını sağlamak uluslararası toplumun sorumluluğundadır.

 

İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU