Van Gölü değil, Van Denizi. Öylesine geniş ki, denizden başkası yakışmaz. Zaten Vanlılar da deniz diyorlar; gümüş tasta bir sudur. Kenarları oya oya işlenmiş bir gümüş tas.
Bu sözler Yaşar Kemal'e ait. Kemal, 1950'li yıllarda Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajlarında Van Gölü'nü bu şekilde tasvir ediyor;
Dünyada hiçbir göl, hiçbir deniz, hiçbir su Van Gölü'nün maviliğinde olamaz. Masmavi… deli eden bir mavilik. Ne gökyüzünde vardır öyle bir mavi, ne de başka bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye: Diyarbakır ovasındaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi.
Yaşar Kemal, Mend-i Mahi Çayı'ndan Akdamar Adası'na, toprak damlı Van Evleri'nden Süphan Dağı'na kadar büyük özlem taşıdığı bölgenin birçok zenginliğine eserlerinde yer veriyor.
Yani Kemal, Çukurova'ya göç ederken ruhunu Van'da, Van Gölü'nün o masmavi derinliklerinde bırakıyor.
Doğum adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal'in ailesi Rus ordusu 1915'te Van'ı işgal edince Muradiye ilçesine bağlı Ünseli (Arnês) Köyü'nden Çukurova'ya göç ediyor.
O zamanlar Adana'nın bir ilçesi olan Osmaniye'de 1923 yılında doğan Kemal'in, büyüdüğü Çukurova kadar edebiyatına, röportajlarına ve hayatına etki eden bir başka kent ise Van.
"Van kötü çirkin bir yer değil, gördüğüm yerler arasında Van kadar bir yeri sevemedim" diye yazmıştı Yaşar Kemal.
Ailesinin yaşadığı Ünseli Köyü'nü de şu sözlerle anlatmıştı:
Babamın, anamın, bütün ailemin köyü Van Gölü'nün kıyısındaki Ernis köyü, Ernis iskelesidir. Şimdiki adı Günseli kasabası. Günseli kasabası Van ilinin Muradiye ilçesine bağlıdır. Gölün kuzeydoğusunda Esrük Dağı'nın eteğinde, Ağrı Dağı'ndan sonra Türkiye'nin ikinci yüksek dağı olan Süphan Dağı'nın yakı
1951 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajla Akdamar Adası'ndaki Surp Haç Kilisesi'nin yıkımını engelleyen Kemal, "Ben Van'dan uzak yaşadım fakat destan, klam ve Kürt dilinin varlığını bilinç ve beynimde hep yaşadım" sözleriyle anlatıyor Van'a ve Kürt edebiyatına olan kopmayan bağını.
Kitapları birçok dile çevrilen ve ilk defa Türkiye'den Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen Yaşar Kemal'in, Van'da doğmamasına rağmen kente olan ilgisi hiç azalmadı.
Vanlılar tarafından yeterince sahiplenmeyen Kemal'e özellikle Z kuşağı tarafından son dönemlerde bir ilgi gelişmeye başladı.
Vanlılar, Yaşar Kemal'in Vanlı kökünün canlı tutulmasını istiyor.
Ailesinin evinin kütüphaneye çevrilmesi ve adıyla edebiyat festivallerinin yapılması Vanlıların Kemal'in isminin yaşatılmasına dönük temel taleplerden.
Ancak kentin sembollerinden olan Beşyol Meydanı'na Yaşar Kemal isminin verilmesi için sosyal medyada 2019 yılından bu yana yapılan kampanyalar yanıtsız bırakılıyor.
Yaşar Kemal adının ailesinin köyü olan Ünseli Mahallesi'nde bir cadde ve okula verilerek yaşatılma girişimleri de bürokratik engele takıldı.
Öyle ki sadece küçük bir park dışında Van ve ilçelerinde Yaşar Kemal'in ismine rastlayabileceğiniz bir yer yok.
Yakınlarının, Kemal'in isminin Ünseli'deki cadde ve okula verilmesi talebi reddedildi
Kemal'in yeğeni olan Çetin Bayram, Ünseli Köyü'nde bir okula ve sonrasında bir caddeye Yaşar Kemal ismi verilmesi için başvurular yapıldığını ve talebin reddedildiğini söyledi.
"Babasının yaşadığı ev şu an yıkılmak üzere. Buranın kütüphane olması için çok çaba gösterdik ancak sonuç alamadık" diyen Bayram, sözlerine şunları ekledi:
Yine ismini mahalledeki bir caddeye ve okula vermek istedik. Bu da bürokratik engellere takıldı. Caddeye Japonyalı bir doktorun adını verdiler ancak dünyaya mâl olmuş ve bu köyden çıkmış kendi yazarının adını vermediler.
"Köylüleri, Kemal'e siyasi ve dini saiklerle uzun yıllar mesafeli yaklaştı''
Bayram, Ünseli köyü sakinlerinin de Yaşar Kemal'e uzun zaman mesafeli yaklaştığını anlattı:
Aslında Yaşar Kemal'i Ünseli de sevmedi. Bazıları siyasi nedenlerle bazıları dini saiklerle. Maalesef Ünselililer, üretilen 'komünist', 'dinsiz' gibi yalanlara inanarak Kemal'e mesafeli yaklaştı uzun yıllar. Ancak gençler öyle değil. Kemal'in kitaplarını okuyorlar ve onu seviyorlar.
"Babasının evi müze veya kütüphaneye dönüştürülebilir''
"Yaşar Kemal buraları çok seviyordu. Van'a sık sık geliyordu. Köye bir defa gelmiş. Geldiğinde de kıyıda bulunan ve Süphan Dağı'na bakan bir kayalıkta oturarak saatlerce bir şeyler yazmış. Adana'da yaşıyorken de, yaşlılara Van'ı sık sık soruyormuş" ifadelerini kullanan Bayram, Van'da Yaşar Kemal öldükten sonra kendisine ilgi gösterildiğini sözlerine ekledi.
Kent sakinlerinin Kemal'i öldükten sonra sahiplenmeye başladığını, bunun da yeterli olmayacağını söyleyen Bayram, "Biz Yaşar Kemal'i köyde ve kentte yaşatmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Babasının evi müze veya kütüphaneye dönüştürülebilir. Köyümüz tanıtım çalışmalarıyla kültür turizmine bile kazandırılabilir" şeklinde konuştu.
"Yaşar Kemal ile Van ilişkisi, Kafka ile Prag veya Dante ile Floransa gibi olabilirdi"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fethi Demir, dünyadan örnekler vererek kentlerin kişiler üzerinden kimlik kazanabildiğine işaret etti.
"Kentimiz, Yaşar Kemal gibi yetiştirdiği büyük şahsiyetler üzerinden kimlik kazanabilirdi. Dünyadaki tüm önemli kentler orada yetişmiş yazarları ve şairleri kent kimliğinin merkezine koyarak büyük olmayı başardı" diyen Prof. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
Petersburg Dostoyevski'nin şehridir. Dostoyevski oralı diye kentte milyonlarca turist akıyor. Kafka Praglı diye insanlar akın akın Prag'ı ziyaret ediyor. Dante için Floransa'ya gidiyor insanlar. Yaşar Kemal ve Van ilişkisi de böyle okunmalıydı.
"Kentin dinamikleri Yaşar Kemal'i sahiplenmiyor "
Prof. Dr. Fethi Demir de kentte Yaşar Kemal'in ismine dönük süregelen bürokratik engellere dikkati çekti ve dünyaya mâl olmuş Kemal'in güncel politik tartışmaların dışında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı:
Bu amaçla bundan beş yıl önce Edebiyat Fakültesi'nin adı Yaşar Kemal Edebiyat Fakültesi olsun diye bir kampanya yaptık. Yine Yaşar Kemal Edebiyat Festivali önerdik ancak başarılı olamadık. Kentin dinamikleri maalesef Yaşar Kemal'i sahiplenmiyor. Burada Kemal'in yaşatılıyor olması Kemal'e bir şey katmaz; aksine kente katar. Çünkü dünya çapında büyük bir romancı.
Kentin iç gündeminin ve genel güncel politik tartışmaların dışına çıkarak bu tür değerlerin siyaset üstü bir kavrayışla ele alması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Demir, "Ancak maalesef politik bölünmüşlük bu tür değerlerin de bu tartışmalara kurban edildiğini gösteriyor" dedi.
"Dünyada kabul görmüş bir yazarın bir kentin tamamını temsil etmediğini düşünmek trajikomik''
"Yaşar Kemal'in bu kentteki anlamının bulunması, bu kentin kimliğine büyük anlam katacak. Sadece caddeye isminin verilmesi dışında Kemal'in burada yaşatacak bir dizi etkinlikler de yapılmalı" diyen Prof. Dr. Demir, Kemal'in muhalifliğine, kökenine değil; edebiyatının büyüklüğüne bakılması gerektiğini ifade etti.
Van'ın kent kimliğinin bölünmüş durumda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, "Herkes kendi Van algısını bütününe yansıtmak istiyor. Çekişmeden kurtulup kendi değerlerini var edebileceği bir zemin oluşturulmadı. Yaşar Kemal'e dair tartışmalar da tam burada sıkışıyor" dedi.
Prof. Dr. Fethi Demir, sözlerine şunları ekledi:
Dünyada kabul görmüş bir yazarın bir kentin tamamını temsil etmediğini düşünmek trajikomik bir şey. Yaşar Kemal'in dünyada çağdaş Homeros lakabı kazanmış. Romanları 40 dile çevrilmiş bir masal anlatıcısından bahsediyoruz.
Kimse yaşadığı yerde muhalif mi kökeni şu mu bakmaz. Onun yarattığı edebiyatın büyüklüğüne bakar. Dostoyevski, Çar taraftarı ıydı, Sovyet devrimini mi destekledi; bu bizi ilgilendirmiyor. Veya Sadık Hidayet, İran'da büyük bir yazar, modernist metni geliştirdiği için önemlidir. Şahı desteklemiş mi muhalif mi; burası önemli değil.
"Bu başka bir yerde olsa kentin adını Yaşar Kemal koyarlar''
Kentteki Yaşar Kemal'e ilişkin devam eden sorunsal durumun aşılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Demir, farklı olana saygı duyarak kent kimliğinin oluşabileceğini savundu.
Kemal, efsaneye, halk masalına çağdaş bir sanat olan romancılığın ruhunu üflemiş bir adamdır. Bu başka bir yerde olsa kentin adını Yaşar Kemal koyarlar. Biz hala bir parkı bir caddeyi tartışıyoruz.
Kentin Yaşar Kemal'le ilgili çok sorunsal bir durumu var bunun aşılması lazım. Değerlerin içselleştirilmesi lazım. Kendisi gibi olmayanın duruşuna saygı duyarak kent kimliği inşa edilir. 100 sene sonra bu insanlar gider ama Yaşar Kemal kalır. Yaşar Kemal'in söylediği gibi bir Türkiye, bir Van inşa etseydik bugün belki manzara farklı olurdu.
Muhalif kimliğinden dolayı Yaşar Kemal'in ötelendiği şeklindeki algının doğruluk payı taşıdığını belirten Prof. Dr. Fethi Demir, "Ancak kentin tüm dinamikleri Yaşar Kemal ismi üzerinde bir araya gelirse ve bir tazyik uygularsa bürokratik engeller de kalkmış olacak" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
"Kemal, Van şehrini bir 'cennet' olarak betimliyor "
Son olarak konuşan gazeteci Adnan Deniz, Kemal'in Van'ı bir "cennet" olarak tasvir ettiğini ifade etti.
2021 yılında "Mavi Ülkenin İnsanları" isimli Kemal'in yaşamını ve edebiyatını konu edinen belgesel çalışmasına imza atan Deniz, Kemal'in edebiyat dünyasında Van'a ayrı bir anlam yüklediğini söyledi:
Romanları ve diğer tüm eserlerinde uzağında kaldığı Van şehrini bir 'cennet' olarak betimliyor ve eserlerinde iki yüzü aşkın sayfada Van'ı cadde cadde, sokak sokak adımlıyor. Şerefiye Mahallesinin sokaklarından Ünseli'nin sarı sıcak tarlalarına varıncaya kadar bir anlam dünyası yaratıyor.
Çukurova ve Van arasında bir karşılaştırma yapmak koşuluyla Çukurova'ya 'cehennem', Van'a ise 'cennet' metaforunu kullanıyor.
Ahmede Xani'yi, Feqiyê Teyran'ı Evdalê Zeynê'yi bu cennet Van ülkesinin doruklarına çıkarıyor. Dünya edebiyatında nam vermiş bir yazar olan Yaşar Kemal romanlarının satırlarında her fırsatta Van'ı anıyor ve ona bambaşka bir anlam yüklüyor.
"Z kuşağı Kemal'i anlıyor, rol model almak istiyor"
Z kuşağının Yaşar Kemal'i anladığını ve rol model almak istediğini belirten Adnan Deniz, Kemal'in siyasal görüşünün eleştiri konusu yapıldığını dile getirdi.
Yaşar Kemal'in siyasi görüşüne değil, edebiyatına bakılması gerektiğini söyleyen Deniz, "Özellikle bugün Z kuşağı olarak tanımladığımız yeni neslin dünyada olduğu gibi Van'da da Yaşar Kemal'i bilme, anlama ve onu rol model alma anlamında büyük bir isteği var. Yaşar Kemal'i eleştiri konusu yapanların elinde sadece onun siyasal görüşü olabilir. Siyasi görüşü ona edebiyatı bize lazım… Önümüzdeki süreç içinde Van'da Yaşar Kemal isminin yaşatılması noktasında somut adımların atılacağı ve gençlerin 'İnce Memed'leri başucu eseri yapmaya devam edeceklerine inanıyorum'' dedi.
Adanalı yahut Çukurovalı olarak bilinen Yaşar Kemal'in edebiyat malzemesinin esasında Van'dan geldiğini belirten Deniz, son olarak belgeselinde bu yönlü bir edebi ispat arayışında olduğunu sözlerine ekledi.
© The Independentturkish