Geçen aylarda, bir Twitter hesabında Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) bilgisayarlarından alındığı öne sürülen belgeler paylaşıldı. 

Bazı kurum ve kuruluşlara personel teminine, referanslara, bina tahsislerine yönelik hazırlandığı öne sürülen listelerin yer aldığı bu belgeler bir süre sonra daha detaylı olarak Metin Cihan'ın Twitter hesabından duyuruldu. 

İddiaya göre Cihan'a bu belgeleri, vakfın bilgisayarından alan bir kişi göndermişti. 

Bu belgelerin yayınlanmasının ardından sosyal medyada büyük ses getirdi. 

TÜGVA: Belgelerde tahrifat tapıldı

TÜGVA, söz konusu belgelerin vakıf bilgisayarlarından çalındığını belirtti ve kamuoyuna duyurulmadan önce belgeler üzerinde tahrifat yapıldığını savundu. 

Konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlattı. Soruşturmayı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu koordine etti, emniyet tahkikatını ise İstanbul Terörle Mücadele Şubesi yürüttü. 

İsimsiz ihbar mektubu

Soruşturma dosyasına isimsiz bir ihbar mektubu girmişti. 

E-posta yoluyla yapılan ihbarda, bu belgelerin Pendik İlçe Spor Müdür Vekili Ramazan Aydoğdu'da olduğu söyleniyordu. 

Daha önce TÜGVA'da önemli görevler üstlenen Aydoğdu, böylece soruşturmanın şüphelisi haline geldi. 

Ramazan Aydoğdu

Gazetelere göre o "TÜGVA kumpasçısı"

Aydoğdu'nun evinde yapılan polis aramasında çok sayıda dijital materyale el konulmuş, yapılan incelemede TÜGVA belgelerine rastlandığı ifade edilmişti. 

Tutuklu yargılanan Aydoğdu hakkında bazı gazeteler tarafından "TÜGVA kumpasçısı" başlıkları attı. Yayınlarla Aydoğdu'nun suçlu olduğunu ileri sürüldü. 

Ancak kimse Aydoğdu'nun savcı ve hakim önünde yaptığı savunmaları yazmadı.

Aydoğdu tutuklandıktan sonra birçok kez avukatı aracılığıyla tutukluluğuna itiraz etmiş ama her defasında itirazı reddedilmişti. 

"Ele geçirmedim, bana genel merkez gönderdi"

22 Aralık 2021'de yaptığı bir tutukluluk itirazına ilişkin verdiği el yazılı savunmada şöyle dedi:

"Şahsımın evinde yer alan flaş belleklerdeki verilerin, TÜGVA'da görev yaptığım döneme ait kendi verilerim olduğunu belirtmeme rağmen dikkate alınmamıştır. Ben TÜGVA Genel Merkez'de disiplin soruşturmalarını yürüten bir pozisyonda görev yaptım. Bu görevi yaklaşık 5 yıldan fazla yürüttüm. Bu süre zarfında TÜGVA'da Genel Merkez veya yerelde görev yapan sorumlu üyelerin 'il başkanı, ilçe başkanı, yönetim kurulu üyesi', vakfın içindeki veya dışındaki kanunsuz, usulsüz ve etik olmayan davranışlarından dolayı soruşturmalar yaptım. Bu durumun en açık ispatı [email protected] adresime, TÜGVA İNFO tarafından gönderilen ve soruşturma talep eden maillerdir. Söz konusu adres incelendiğinde yüzlerce usulsüz ve kanunsuz iş, eylem ve ihbarın TÜGVA Genel Merkez tarafından tarafıma yönlendirildiği ve tarafımdan cevaplandığı görülecektir. Dolayısıyla savcılık makamının ve mahkemenin tutuklama gerekçesi olan veriler ele geçirme değil TÜGVA Genel Merkez tarafından şahsıma gönderilmiştir."

"Bu belgeler birden çok kişide var"

"Gazeteci Metin Cihan tarafından paylaşılan iki resim de aynı şekilde tarafıma gelmiştir. Bu veriler benimle birlikte bölge sorumluları, genel başkan yardımcıları, genel başkan özel kalemi ve genel başkanda da bulunmaktadır. Sadece tarafımca paylaşıldığının iddia edilmesi ve bunun isimsiz bir maille yapılması zorlama bir iddiadır. Bu verilerin bulunduğu flaş en son 2018 yılında tarafımca kullanılmıştır. Ben gözaltındayken söz konusu gazeteci yeni veriler paylaşmıştır. Bu durum dahi veri akışının benim tarafımdan yapılmadığını göstermektedir." 

"Üzerime kurulu bir kumpas"

Aydoğdu, tutuklandıktan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na da bir dilekçe yazdı ve kendisinden çıkan bazı belgelerle ilgili şunları söyledi: 

"Birden fazla kişide bulunan bir verinin paylaşılmasının, hele hele bir gönderme delili yokken tarafımın suçlanmasının hukuk önünde bir geçerliliği olmadığını düşünüyorum (…) Bir dönem TÜGVA'da görev yapan ve paylaşımlarda adı geçen birisi olarak bu verileri takip etmekteyim. Dolayısıyla bu verilerin tarafımca takip edilmesi hayatın doğal akışına uygundur. Bu bilgiler, tarafıma ait materyallerde belge olarak değil internet ortamında çekilen bir fotoğraf olarak bulunmaktadır. Söz konusu sürecin, kamuoyunun dikkatini farklı noktaya çekmeye çalışan kişi veya kişiler tarafından yapıldığını düşünüyorum. Türkiye Gençlik Vakfı'nda görev yaptığım süre zarfında hiçbir kanunsuz eyleme karışmadım. Ve bu ideal çerçevesinde oradaki görevimden ayrıldım. Halihazırda görev yapan yönetimle devam eden bir sorunum bulunmaktadır. Tutuklandığım gün savcılık ve mahkeme kararı olmadan konunun gazetelere dosyadan tamamen bağımsız olarak yansıtılması, üzerime kurulu bir kumpasın olduğunun ve dikkatlerin başka noktalara çekilmek istendiğinin göstergesidir. Şahsım,15 Temmuz’da darbeye direnen, kolundan yaralanan biri olarak söz konusu haberlerin FETÖ bağlantısı şeklinde verilmesinin kasıt olduğunu düşünüyorum."

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Aydoğdu'dan el konulan flaş bellek, telefon ile bilgisayarlar incelendi ve sanığın "tugvabelgeleri" isimli bir Twitter hesabı kullandığı tespit edildi. 1 kişiyi takip eden ancak hiçbir takipçisi bulunmayan bu hesaptan bir video paylaşıldı. Bu videonun, Metin Cihan'ın hesabından paylaştığı başka bir video ile benzemesi dikkati çekti. Aydoğdu bu tespite ilişkin şu savunmada bulundu: 

"İki video incelendiğinde birden fazla klasörün içerisinden sadece 3 klasörün aynı olduğu, tarihleri ve isimleri aynı olan klasörlerin olmadığı, sadece tarihleri aynı olan bir klasör olduğu görülecektir. İki videonun ilişkilendirilmesi doğru değildir. Ayrıca, ilgili gazetecinin paylaştığı videonun klasör tarihleri @gtugvabelgeleri'nde paylaşılan tarihlerden daha eskidir. Bu mantıkla ben gazetecilere değil, gazeteciler bana veri göndermiş oluyor."

Cihan'la bir kez iletişime geçti

Teknik incelemede Aydoğdu'nun Metin Cihan ile herhangi bir belge paylaştığına yönelik bir tespit yapılmadı. Ancak Aydoğdu'nun Cihan'a bir kez Twitter'dan mesaj attığı belirlendi. O mesajda, TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı'nın işe gitmeden maaş aldığını iddia eden Cihan'a bunun doğru olmadığını söylediği tespit edildi. 

Aydoğdu'nun kullandığı "Dış Güçler Resmi" isimli başka bir Twitter hesabından ise Sezgin Tanrıkulu, Eren Erdem, CHP Gençlik Kolları, bazı televizyonlar ve gazeteciler ile "Kaç Saat Oldu", "Dahi Oğlan" gibi hesaplarla bir belge paylaşıldığı anlaşıldı. 

Bu hesaplarla paylaşılan bir sayfalık belgelerin ne olduğu ise bilirkişi raporunda "telefonun internet bağlantısı olmadığı için görüntülenemediği" belirtildi.

Aydoğdu, yaptığı savunmaların birinde belgelerle ilgili şunları ifade etti:

"(…) Sorunlu olduğum kişiler, insanları bize yönlendirdiler. Bu notları benim tuttuğumu söylemişler. Oysa ki ben herkese 'bu paylaşım sahte' diyerek genel merkezi savunuyordum. Birçok kişi kızgın ve sitemli konuşunca ben de o kızgınlıkla fevri davranarak "Dış Güçler Resmi" hesabındaki paylaşımı yaptım. Paylaştığım veri, Enes Eminoğlu tarafından benim dahil olmadığım bir gruptan kopyalayarak bana yaymak maksadıyla gönderilmiştir. Ben de suç teşkil ettiğini düşünmeden ihbar niteliğiyle birkaç kişiyle (gazeteci ve siyasetçi) ekran görüntüsünü paylaştım.

"Adı geçen gazeteci ile bir irtibatım bulunmamaktadır. Buna ilişkin bir kanıt da yoktur. Dolayısıyla irtibatın olmadığı yerde eylem birliğinin olması mümkün değildir. Bende bulunan belgelerin sıralı birçok kişide olması muhtemeldir. İfade ettiğim gibi ihbar niteliğinde, kızgınlıkla gönderdiğim ekran fotosu dışında bir hatamız bulunmamaktadır. Paylaşılan videoda ise kişisel veri bulunmamaktadır. Tüm bunlardan da pişmanlık duymaktayım."

"Vakıf bilgisayarları incelenmeli"

Ramazan Aydoğdu, kendisinden çıkan bazı ekran görüntülerini ise Twitter'da gördüğünü ve telefonuna indirdiğini savundu.

Aydoğdu'nun avukatı Ali Aktaş, davanın görüldüğü İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunduğu yazılı savunmada, Metin Cihan'ın yayınladığı mülakat, torpil gibi bilgiler içeren listelerin Aydoğdu'dan ele geçirilen dijitallerde bulunmadığını vurguladı. 

Aydoğdu hakkındaki soruşturmanın kişisel veri içeren bu listeler nedeniyle başlatıldığını, bu nedenle gözaltına alındığını, tutuklandığını ve hakkında dava açıldığını belirten Aktaş, söz konusu savunmasında, "Ne biz ne soruşturma savcısı ne de mahkeme hakimi olarak siz bu listelerin TÜGVA Bilgisayarlarında olup olmadığını bilememekteyiz. Soyut iddianın somutlaştırılması için TÜGVA Bilgisayarlarının mahkemeye teslim edilip bu belgelerin bu bilgisayarlarda bulunup bulunmadığının ortaya çıkartılması gerekmektedir" diyen Aktaş, "Ancak bu durumda 'TÜGVA Belgeleri' adıyla bilinen belgeler hakkında bir dava açılabilir" ifadelerini kullandı.

Aydoğdu'dan bulunan bir ekran görüntüsünün, Metin Cihan'ın Twitter paylaşımından alındığını aktaran Aktaş'ın dilekçesinde şunlar belirtildi: 

"Ekran görüntüsünün hangi tarihte indirildiği dijital raporda bilinçli olarak yazılmamıştır. Öte yandan bunun bir mail gönderme değil, Twitter hesabından ekran görüntüsünü kaydetme olduğu her 2 belge incelendiğinde son derece rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu ekran görüntüsü üzerinden vekil edenin Metin Cihan'a bu maili attığını iddia etmek sadece bilgisayar cahilliği değil tam bir kötü niyettir. Sıradan bir internet kullanıcısı bile bu mail ekran görüntüsünün Metin Cihan'a ait Twitter hesabında paylaşılan ekran görüntüsü ile aynı olduğunu bilir ve burada bir mail gönderme değil ekran görüntüsünü Twitter hesabından alma durumu olduğunu anlar. Aydoğdu ile Cihan Yücel'i irtibatlandıran tek bir delil yoktur. Vekil edenin TÜGVA belgelerini birilerine verdiğine dair bir belge yoktur. Üstelik o listelerin vekil eden dijitallerinde olduğuna dair tek bir delil bile yoktur."