Metiner'in "Cemevleri, Alevilerin tarihinde var olan bir kurum değildir" iddiasına cevap: Biz ona Sünnilik öğretiyor muyuz?

Çamuroğlu, "Neden Alevilere Alevilik öğretmeye kalkıyor? Biz ona Sünnilik öğretiyor muyuz?" derken Acar, "Bu sözü ile kendi ayağına sıkıyor. Bomboş bir laf" dedi

Metiner'in cemevi açıklamasına Alevi tarihi üzerine de çalışan yazarlar Çamuroğlu ve Acar'dan itiraz geldi / Fotoğraf: Hürriyet Gazetesi

Haber Global'da 11 Aralık 2021 Salı günü yayınlanan "Müzakere" adlı tartışma programına katılan yazar Murat Özer'in "Cemevleri aslında uydurma bir isim, insanlar cemevi kelimesini uydurmak zorunda kaldılar" iddiası, katılımcılardan Necdet Saraç'ın tepkisini çekmiş, yine konuklar arasında bulunan eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, ise Özer'in ifadelerine destek vermişti. 

Programdaki ifadelere yönelik gelen tepkiler ve Alevi Vakıfları Federasyonu'nun (AVF) kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Metiner, dün Yeni Şafak gazetesindeki yazısında hem eleştirilere cevap verdi hem de cemevleriyle ilgili şu iddiada bulundu:

Cemevleri, Alevilerin tarihinde var olan bir kurum değildir. Alevi kardeşlerimiz tarih boyunca inançlarını, ayinlerini ve ibadetlerini tekke, dergah vb. kurumlarda yapmışlardır. CHP'nin devr-i iktidarında dergah, tekke, ocak vb. kurumların yasaklanarak kapatılması haliyle yeni bir arayışa kapı aralamıştır. 1970'li yıllarda büyük şehirlere akan iç göç dolayısıyla Alevi vatandaşlarımız da adına cemevleri dedikleri merkezler açarak kendi kültürlerini ve inançlarını ortak bir dayanışma bilinciyle yaşatmaya kalkmışlardır. Tanım olarak cemevlerinin tarihsel bir kurum olmayıp yeni zamanlara ait bir tanımlama olduğunu söylemek, "cemevleri uydurmadır" demek değildir. 

metiner.jpg
Mehmet Metiner / Fotoğraf: AA

 

Metiner'in iddiası yeni bir tartışma başlattı

Ancak Metiner'in yazısı tartışmaları bitirmediği gibi "Cemevleri, Alevilerin tarihinde var olan bir kurum değildir" ifadeleri yeni bir polemik başlattı.

Sosyal medyada bu ifadelere itiraz edenler oldu. Metiner'in iddialarında bir gerçeklik payı var mı? Cemevleri gerçekten de Alevilerin tarihinde olan kurumlar değil mi?

Bu soruları Alevilik tarihi üzerine çalışan ve bu konuda eserler veren yazarlar Reha Çamuroğlu ile Ayşe Acar'a sorduk.

rehaçamuroğlu.jpeg
Reha Çamuroğlu / Fotoğraf: Twitter

 

"Alevilerin tarihinde cemevi yoktur sözü saçmalıktan ibarettir"

Bir dönem AK Parti'de milletvekili olarak da görev yapan, sonradan istifa eden tarihçi yazar Reha Çamuroğlu'na göre 'Alevilerin tarihinde cemevi yoktur' sözü saçmalıktan ibaret.

Metiner'e, "hemen memleketi Adıyaman'ın komşusu olan Malatya Onar köyüne gitme" önerisinde bulunan Çamuroğlu, "Orada Türkiye'nin en eski cemevini bulacaktır. 800 yıllıktır ve adeta insanlık mirasıdır. Özgün de bir yapısı vardır" dedi. 

"Köylerde cemlerin yapıldığı meydanevleri, cemeviydi"

Cemevi adıyla ayrı mekanların Onar köyündeki gibi nadiren de olsa var olduğunu dile getiren Çamuroğlu, "Çünkü Alevilerin neredeyse tamamı 20. yüzyılın başlarına kadar kırsalda -köylerde- yaşardı. Köyün en büyük ve müsait evinde cem yapılırdı. Büyük köylerde sadece cem için açılan meydanlar, evler vardı. Bunlar netice olarak cemeviydi, sadece cem için açılırdı, meydanevi olarak bilinirdi" diye konuştu. 

onarköyü.jpg
Malatya'nın Onar Köyü'ndeki 800 yıllık cemevi / Fotoğraf: arapgir.bel.tr

 

"'Alevilerin tarihinde cemevi yoktur' ifadesi abuk bir laftır"

Tarihten Metiner gibi örnek vermenin tarihi hiç anlamamak olduğunu söyleyen Çamuroğlu, şöyle devam etti:

"Köylerde ibadet organizasyonu daha kolaydır. Nüfus azdır, herkes birbirini tanır, mekanlar küçüktür. Aleviler, şehre geldikten bu sorun hissedilmeye başlamıştır. Çünkü insanlar birbirlerini tanımamaktadır. O nedenle bu ihtiyaç özgün bir mekan yaratmıştır bu da bugün cemevi dediğimiz mekanlardır. Ulaşım için otomobilleri kullanmaya başladığımızdan beri otopark diye özgün mekanlar var. Büyük alışveriş merkezlerine ihtiyaç duyduğumuzdan beri AVM denen mekanlar var. Yani tarihte olmayan şeyler belli zamanlarda belli şekillerde ortaya çıkar oluşur. Bu yönüyle Alevilerin tarihinde cemevi yoktur demek abuk bir laftır." 

"Her konuda kendilerini otorite zannediyorlar"

Türkiye'deki Alevilik inancına çok benzeyen ve İran'da da "Kızılbaş" olarak da adlandırılan Ehlihaklar'da da "Cemhane" adlı ibadet merkezlerinin olduğunu hatırlatan Çamuroğlu, son olarak Metiner'e "Ayrıca neden Metiner, Alevilere Alevilik öğretmeye kalkıyor. Biz ona Sünnilik öğretiyor muyuz? Her konuda kendilerini otorite zannediyorlar" diye tepki gösterdi.

ayşeacar.jpg
Ayşe Acar / Fotoğraf: ayseacar.net

 

"Malatya'nın Onar köyünde 800 yıllık cemevi var"

Yazar Ayşe Acar da Reha Çamuroğlu gibi öncelikle Malatya'nın Arapgir ilçesine bağlı Onar köyündeki 800 yıllık cemevini hatırlattı. 

Metiner'in "Alevilerin tarihinde cemevi yoktur" iddiasının tarihsel gerçeklikle örtüşmediğini öne süre Acar, "Alevilikte mekandan ziyade dede önemlidir" ifadelerini kullandı. 

"Dede hangi eve cem yapmak için girerse orası cemevi olur" diyen acar, "O nedenle genellikle köyün en büyük evine gider, insanlar oraya gelir, orada cem yapılırdı. Orada mekan değil, ehlibeytin güzel ahlakını, zarafetini taşıyan dede önemlidir. Cem kelimesinin anlamı toplanmaktır. Dedenin etrafında toplananlara cem erenleri denir. İnsanlar bir araya gelemiyorsa mekanın bir önemi yoktur. İnsan merkezli bir inançtan bahsediyoruz. O nedenle dede isterse Ağrı Dağı'nın tepesine çıksın orası cemevi olur" yorumunu yaptı. 

cemevleri.jpg
1990'lı yıllardan itibaren Alevi nüfusun yoğun olduğu yerlerde yeni cemevleri açıldı / Fotoğraf: Twitter

 

"Geçmişte cemevi adıyla özel mekanların fazla olmamasının nedeni aşırı yoksulluk"

Cemevlerinin Alevi köylerinde geçmişte "meydanevi" olarak da bilindiğini hatırlatan Acar, Alevilikte cemevi ve meydanevi geleneklerinin olduğunu ancak cemevi olarak adlandırılan mekanların geçmişte az olmasının bir nedeninin de geçmişteki Alevi toplumunun yoksulluğundan kaynaklandığını söyledi.

Acar, bu yoksulluktan dolayı sadece cemlerin yapıldığı büyük mekanlar kurmak yerine genelde köyün en büyük evinde yapıldığını ve günümüzde maddi imkanların da artmasıyla "Cemevi" olarak anılmaya başlanan daha büyük yapıların kurulduğunu hatırlattı.

"Metiner, dile getirdiği söz ile kendi ayağına sıkıyor"

Acar, ayrıca Metiner'in dile getirdiği söz ile kendi ayağına sıktığını da iddia ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kur'an'da cami diye de bir kelime yok. Örneğin Nur süresinde ev kavramı geçiyor, 'Öyle evler vardır ki' deniyor. Ama cami kelimesi geçmiyor mescit kelimesi geçiyor. Metiner, 'Aleviliğin geçmişinde cemevi yoktur' diyerek aslında kendi ayağına da sıkıyor. Bomboş bir laf." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU