Kaddafi'nin oğlunun yükselişi

Seyfulislam babasının imajını sürdürerek halka inen saf bir Libyalı olmak isteyebilir. Ancak ne söylenirse söylensin, halkın devrim öncesi dönem için dövünmesi, aynı rejime hasret duydukları anlamına gelmez

Seyfulislam Kaddafi / Fotoğraf: Jehad Nga/The New York Times

Dünya Kaddafi'nin Libya'da iktidara dönmesinin imkânsız olduğunu düşünürken, artık bu daha olası bir hal aldı.

Kaddafi rejiminin devrilmesinden Muammer Kaddafi'nin öldürülüp oğlu Seyfulislam'ın tutuklanmasına ve aile üyeleri ile eski rejim liderlerinin takip edilip tasfiye edilmesine kadar fırtınalı bir dönem geçti.

Bu olaylar Kaddafi'nin 40 yıllık iktidarının sonu demek oluyordu.


Seyfulislam'ın ortaya çıkıp başkanlık için adaylığını koyması tesadüf mü?

Seyfulislam siyasi başarısızlık, iç savaşın, kaosun ve bölünmenin devam etmesi, yerli milislerin ve yabancı paralı askerlerin ülkede konuşlanması ve dış güçlerin Libya'nın kaderini tayin etmek için savaşması neticesinde geri dönüyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sanki Libyalılar Kaddafi'nin yönetimi kötüyse, ardından gelenler daha kötü diyor gibi.

Ancak Libyalılara sorumuz şu:

Gerçekten Kaddafi'nin kabilesi olan Kadadife'nin iktidara geri dönmesini istiyorlar mı?

RAND Corporation kuruluşunun 2013 yılında Siyasi İzolasyon Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle eş zamanlı olarak yaptığı anket, Libyalıların çoğunluğunun Kaddafi hükümetinde çalışan herkesin siyasi sahneden menedilmesini ve alternatif siyasi sisteme katılmalarının engellenmesini desteklediğini gösteriyor.

Bu sonuç, Kaddafi döneminde Adalet Bakanı olan Mustafa Abdulcelil'in çoğunluk elde ederek Libya'nın Ulusal Geçiş Konseyi'ne başkan olarak atanmasıyla çelişiyor.


Her neyse, siyasette işler göreceli ve değişkendir. Bu Trablus, Tobruk ve Bingazi olmak üzere üç başkenti ve onlarca lideri ile parçalanmış bir ülke olan Libya için de geçerli.

Çok sayıda silahlı milis gücü olmasına rağmen Libya, yurt dışından paralı asker tedarik ediyor. Libya bugün ufukta siyasi bir çözümün olmadığı bir ülke konumunda bulunuyor.

Ne yazık ki mevcut durum, Libya-Libya uzlaşması olmadan bölgesel ve uluslararası güçlerin çözüm noktasında anlaşma sağlayamamasıyla devam edecek.


Bu keşmekeşin içerisinde ve iktidar kavgası ışığında Kaddafi'nin oğlu Seyfulislam'ın dönüşü sahneyi kızıştıracak ve kafaları daha da karıştıracak.

Seyfulislam'ın dönüşü savaşı daha geniş bir zemine yayabilir ya da sona erdirebilir.


Kaddafiler yani o dönemde görev almış kişiler değişti mi?

Onlar Muammer Kaddafi'nin ve rejiminin düşmesinden dış güçleri sorumlu tutuyorlar ve onlara göre Kaddafi'nin yerel açıdan bakıldığında düşmesi olacak iş değildi.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) askeri olarak savaşa katıldığı ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin tarihinde ender görülen girişimlerden biriyle bunu desteklediği ve rejimi bitirdiği konusunda herkes hemfikir.

Ancak Libya'daki duruma müdahale edilmesi hususundaki bu uluslararası uzlaşı, Kaddafi'nin bölgesel ve uluslararası düzeyde girdiği ve tehlikeli roller oynadığı gerekçesiz uzun çatışmaların birikiminin sonucu olarak geldi.

Yani Kaddafi'nin düşüşü kaçınılmazdı. Aslında Muammer, oğlu Seyfulislam'ın üstlendiği ve bazılarının hükümet tarzında ve yönetimde bir değişikliğe yol açabileceğini düşündüğü proje de dahil olmak üzere rejimi canlandırma fırsatını kaçırdı.
 

 

Devrimden sonra Kaddafi'nin destekçilerinden rejimi sivilleştirme projesinin rejimin düşmesine sebep olduğunu iddia edenler ortaya çıktı. Aslında tam tersi doğruydu.

Zira rejimin iç kalkınmayı sağlayamaması, devletinin düşmesine neden olan faktörlerden biriydi. Yenilikçi fikirlerle İngiltere'den dönen Seyfulislam'ın projesi geç geldi.

Zira proje geldiğinde yönetim güçsüzdü ve gelişmeyi reddediyordu. Cemahiriye devleti düştüğünde zayıflığından düşmemişti.

Nitekim o sırada Libya silahlanma açısından bölgenin en güçlü ülkelerinden biriydi ve yaklaşık 700 milyar dolarlık dış sermeyesi ile dünyanın en zengin ülkelerinden biriydi.

Libya ve halkının daha iyi bir duruma ulaşması için sadece istikrarla övünmekten ziyade bir sivilleşme vahası olması gerekiyordu.


Hiç şüphesiz, Libyalılar iç savaşın arkasında bıraktığı sıkıntılar ile yaşadıkları zamandan nefret ediyorlar.

Ancak bu onları düne, 2011 öncesi döneme götürmek için yeterli bir bilet değil. Aynı zamanda çeşitli kurumlarıyla uluslararası toplum, tıpkı Saddam'ı ve Hamaney'in bugün İran'ı kuşatmasını kabul etmediği gibi karşı çıktığı eski Kaddafi imajından korkuyor.

Seyfulislam babasının imajını sürdürerek halka inen saf bir Libyalı olmak isteyebilir. Ancak ne söylenirse söylensin, halkın devrim öncesi dönem için dövünmesi, aynı rejime hasret duydukları anlamına gelmez.

Başarılı rejimler, geçmişi değiştirerek değil, geleceğe bakıp yeni modeller sunarak başarılı olmuş rejimlerdir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU