Güney Kore dizisi Squid Game, izleyicilerin altyazının en ufak bir imaresinde genelde uzaktan kumandaya uzandığı Britanya gibi yerler bile dahil, tüm dünyada neden bu kadar popüler hale geldi? Dizi, açık denizdeki adada bazı ölümcül oyunlarda rekabet etmeleri için karanlık bir organizasyonun baştan çıkardığı birbirinden farklı 456 kişiden oluşan gruba odaklanıyor. Karşılığında ne alıyorlar? Büyük miktardaki nakit ödülünü. Şu ana kadarki çok distopik kısmının benzeri daha önce de görüldü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hayli kaliteli senaryosu ve hunharca şiddet içermesinin ötesinde Squid Game'in ünü, ana karakterlerin zor durumda olmasına ve içinde hayatta kalmak için mücadele ettikleri ekonomiye dayanıyor. Baş karakter Seong Gi-hun ya da 456 Numara, kızına destek olmayı başaramayan ve tefecilere borcu olan aşağılık bir kumarbaz. Ailesini geçindirmeye çalışan Pakistanlı yabancı işçi yozlaşmış patronundan parasını alamıyor. Kuzey Koreli sığınmacı, ailesini kendini soyutlamış devletten kurtarmak için paraya ihtiyaç duyuyor. Menkul kıymetler firması çalışanı, müşterilerini dolandırdığı için kaçıyor. Ve daha nicesi.
Tüm bu insanlar finansal açıdan durumunu düzeltemeyecek halde ve hepsi ekonomisi hızla büyüyen ve buna bağlı olarak eşitsizlikte hızlı bir artış yaşayan bu ülkede doğmuşlar ya da çalışıyorlar. Bunlar, "başarılı olma" baskısının yoğun olduğu fakat düzgün, iyi ücretli, güvencesi olan bir iş bulmanın son derece zor olduğu aşırı rekabetçi toplumda hayatta kalmaya çalışan gençler. Ev fiyatları çoğu kişinin karşılayamayacağı seviyelere uçtu. Hanehalkı borcu normalleşti, tıpkı bunun sürdürülebilirliğiyle ilgili endişeler gibi. Bunların tamamı "ekonomik güvencesizlik" başlığı altında toplanabilir. Tanıdık geliyor mu?
0'ın tam eşitliği ve 1'in tam eşitsizliği temsil ettiği ekonomik ölçüt olan Gini katsayısında Güney Kore, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 38 üyesi arasında en eşitsiz 11. ülke konumunda. Birleşik Krallık, hazır olun, 7.sırada, 6. sıradaki ABD'nin hemen arkasında.
Her ikisi de Squid Game'e hayran kalan bu uluslar, Güney Kore'nin yaşadığı ani ve hızlı büyümeyi de bunun neden olduğu kaçınılmaz toplumsal altüst oluşu da deneyimlemedi. Fakat dizinin kahramanlarının yaşadığı katlanılamaz mali ikilemler, servet eşitsizlikleri ve ekonomik güvencesizlikler bu ülkelerde de fazlaca yaygın. Sıfır süreli sözleşmeyle ya da bir et fabrikasında kolayca iş bulabilirsiniz, peki ya iyi işler için yaşanan benzer bir rekabet? Burada var. Aynı şekilde, el yakan ve sürekli yükselen ev fiyatları, uçup giden faturalar, borç, borç ve daha fazla borç da burada.
Halkın finansal zorluklarının üstesinden gelme çabasıyla kumara yönelmesi ve bunun sonucunda başlarını daha da fazla belaya sokması nadir değil. Bu her zaman geleneksel kumar olarak gördüğümüz şekliyle de ortaya çıkmıyor. Finansal Yönetim Otoritesi yakın zamanda bana, ücretsiz izne çıkarılan gençlerin fazladan para kazanmak için kripto para birimlerine "yatırım yapmasından" ve böylece kendilerini dolandırıcıların tuzağına daha da çekilmiş bulmasından duyduğu endişeleri anlattı. Fakat kripto para satıcıları yasal olduğunda bile yatırım değil, atılacak bir zar satıyor.
Düzenleyici kurumlar, birkaç yıl önce maaş günü kredi veren canavarları etkisiz hale getirmiş olsa da zor duruma düşmenin birçok yolu daha var ve faiz talep etmeyen ama müşterilerini kolayca borç batağına sürükleyebilecek "şimdi al, sonra öde" şirketleriyle ilgili endişeler artıyor.
Bu arada enerji fiyatları da yükselişte. Gıda fiyatları bunu takip edecek gibi görünüyor. Genel işsizlik yardımlarında kesintiler oldu. Gelirleri giderlerini karşılamaya yetmeyen kişiler, sayıların uyuşması için sıklıkla borç alıyor. Bunu, kendilerini kurtaracak bir şeyin ortaya çıkacağını umarak yapıyorlar. Neredeyse hiçbir zaman çıkmıyor.
Squid Game'in temsilcisi, kazanırsanız maddi ödül verecek, kaybederseniz de suratınıza bir tokat atacak şekilde kumar düellosu teklif ederek, "Hadi bir oyun oynayalım" diyor. Squid Game'deki karakterlerin hepsi bu kumarı oynuyor. Bugün Britanya'da benzer bir oyun teklif edilse isteyerek oynayacak birileri yok mu? En azından yüzüne sert bir tokat yeme riskini almazlar mı? Ödül borçlarını kapayıp onlara fazladan para bırakacak kadar büyük olsaydı, bazıları bir sonraki adımı da atmaz mıydı? Ya tüm paralarını kripto dolandırıcılığında kaybetmiş, çocuk nafakası ve kredi geri ödemeleriyle karşı karşıya kalmışlarsa ve ev sahipleri ya da bankalar hemen arkalarından gelen borç tahsildarlarıyla kapılarını çalıyorsa?
Bu, hükümetinin "seviye atlatma" sözü verdiği ama basmakalıp sözler söylemek ve nahoş "haftanın biz olmayan kötü adamı" oyunu için günah keçisi aramak dışında bunu nasıl başaracağına dair en ufak bir fikre sahip olmadığı bariz olan Britanya'nın gerçeği. Ulusun çoğunlukla zengin, ayrıcalıklı ve özel eğitimli liderleri, halkın gerçek sorunlarıyla ilgili çok az bilgi sahibi gibi görünüyor, bu sorunlarının kaynaklarına dair bilgisizlikleriniyse bir kenara bırakıyorum.
Yani, gelecek hafta TV'nize gerçek hayattaki Squid Game gelecek. Halkın yaklaşık 370 milyon TL (Squid Game'in ödülünün TL cinsinden değeri) için birbirini paramparça etmesini izleyin. Veya sadece 37 milyon TL için. Hatta 3,7 milyon TL? Bunu başlatmak için ne kadar para koymak gerekirdi? Sizin ya da dizinin yaratıcılarının düşündüğü kadar olmayabilir. Bugünün Britanya'sında değil.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent