Ateşli silahlar yönetmeliğindeki değişiklik... "Şiddeti azaltmıyor, aksine silahlanmayı artırıyor"

11 Eylül'de kabul edilen yönetmeliği "tehlikeli" bulan Ayhan Akcan ve Canan Güllü'ye göre düzenlemede cinayet, yaralama ve gasp gibi olaylara ilişkin caydırıcı madde eksikliği var. Düzenleme ruhsat kapsamının genişletilmesi nedeniyle de eleştiriliyor

Türkiye’de 20 milyonu ruhsatsız olmak üzere toplamda 22.5 milyon silah bulunduğunu belirten Ayhan Akcan, her 3 kişiden birinin silahlı olmasının yarattığı tehlikeye dikkat çekerken, Canan Güllü yeni yönetmeliklerin şiddeti beslediği eleştirisini yapıyor / Fotoğraf: pixabay

"Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik"te değişikliğe gidildi.

11 Eylül'de kabul edilen yönetmeliğe göre, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşların en üst yöneticileri de silah ruhsatı alabilecek.

Ayrıca, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Başkanı, üyeleri ve bu görevde bulunmuş olan kişiler ile büyükşehir belediyesi genel sekreteri, il özel idaresi genel sekreteri ve yine bu görevde bulunmuş olanlar da silah taşıyabilecek.

Yönetmelikte, demirbaş tabanca verilmesine ilişkin bölümde yer alan "subay", "astsubay" ve "uzman jandarma çavuşlar" ibaresine, "uzman erbaş" da eklendi.

Kadına yönelik şiddet işlediği gerekçesiyle hakkında tedbir kararı bulunan kişiler ise karar kalktığında silah ruhsatı alabilecek.

Bazı meslek grupları, silah ruhsatlarının beş yılda bir yenilenmesi için zorunlu olan harçlardan muaf tutulacak.

Daha önce silah ruhsatı verilmesi sakıncalı olan kişiler için "Hiçbir şekilde ruhsat verilemez" denilirken, yapılan değişiklikle bazı suçlardan hüküm giyenlerin bir bölümü hakkında "cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 5 yıl geçmesi halinde" ve bazı suçlar için de para cezasının ödenmesi halinde ruhsat verilebileceği belirtildi.

Ateşli Silahlar Yönetmeliği'ndeki değişiklikleri, "28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü" öncesinde Umut Vakfı'ndan Psikiyatrist Ayhan Akcan ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile konuştuk.

"Silahla ilgili suçlar artabilir"

Bireysel silahlanmayla mücadele eden Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Akcan'a göre 11 Eylül'de kabul edilen yönetmelik, olumlu olmaktan çok uzak görünüyor.

Söz konusu düzenlemeyi 'silahla ilgili şiddeti azaltmadığı ve aksine taşıma ruhsatını güncelleyip bu ruhsatlara sahip mesleklere yenilerini eklediği' gerekçesiyle "tehlikeli" bulan Akcan'a göre silahla işlenen suçlar artabilir.

"Silah ruhsatının kapsamı daha da genişletilmiş ve kolaylaştırılmış"

Silah ruhsatının kapsamının daha da genişletilip kolaylaştırıldığını öne süren Akcan, bireysel silahlanmanın önüne geçecek "gerçekçi bir düzenleme"nin bu sefer de eksikliği kaldığını savundu.

Taşıma ruhsatı artırıldığında silahla ilgili suçlarda da artış yaşandığını ifade eden psikiyatr Akcan, Türkiye'de polis ve jandarma dışında kimsede silah olmaması gerektiğini öne sürdü.

Yüzde 85'i ruhsatsız olmak üzere toplam 25 milyon silahın bulunduğu Türkiye'de şiddet vakalarının son 4 yılda yüzde 69 arttığına dikkati çeken Akcan, "Yeni yönetmelikte cinayet, yaralama, gasp gibi olaylarda caydırıcı hiçbir madde yok" dedi. 

 

Umut Vakfı Dr. Ayhan Akcan.jpg
Dr. Ayhan Akcan / Fotoğraf: Umut Vakfı

 

"Otorite, kendi otoritesiyle ilgili taşıma ruhsatlarını genişletti"

Böylelikle otoritenin kendi otoritesiyle ilgili taşıma ruhsatlarını genişlettiğini savunan Akcan, düzenlemede kadına yönelik şiddet ve kim tarafından ateşlendiği belli olmayan maganda kurşunlarına karşı da adım atılmadığı görüşünde.

"Kadına yönelik şiddete ilişkin çözüm yok"

Bu konuların yeni yönetmelikte de "eksik kaldığını" vurgulayan Akcan, "Kadına yönelik şiddette bireysel silahlanma ile ilgili çözüm yok. Silah edinim sayısı ile ilgili düzenleme yok. Silah ruhsatı süresi kısaltılmıyor, açık havada maganda serseri kurşunla ölümlerle ilgili düzenleme yok, eve silah alırken eş rızası eşine sorma düzenlemesi yok, silah imhası reklam yasağı yok, pompalıya yönelik caydırıcı ceza artırımı yok yani silah ruhsatını zorlaştırıcı, silah şiddetine yönelik daha ağır cezalar yok! Ruhsat başvurusunda bekleme süresi yok, eğitime tabi olma yok, evde denetim sistemi yok, otomatik ruhsat iptal etme, belli süre el koyma ile ilgili ciddi düzenleme yok!" diye konuştu. 

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Şiddeti besleyen yeni yönetmeliklerle durum daha da vahimleşiyor"

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü'ye göre de söz konusu düzenleme "tehlikeli" olmanın yanı sıra şiddeti önlemekten uzak ve hatta artırmaya elverişli.

"Şiddeti azaltma yönünde bir irade olmadığı gibi, şiddeti besleyen yeni yönetmeliklerle durum daha da vahimleşiyor" diyen Güllü, tepkisini "6284 sayılı yasa gereği silah taşıyanın silahı alınması gerekir ancak kolluk, görevi gereği silah taşıyanların silahını kolluk alamamaktan şikayetçi. Bu konuda herhangi bir talimat yok iken şimdi yeni yönetmelikle kurumlarda çalışanlara silah yetkisi veriliyor" ifadeleriyle gösterdi. 

 

 

canan güllü.jpg
Canan Güllün / Fotoğraf: TKDF

 

"Şiddet tehdidi altında olan kadınlara koruma sağlanamıyor"

Ateşli silahlara ilişkin Cumhurbaşkanlığı'nda çalışanlara verilen yetkiyi "rahatsız edici" olarak niteleyen Güllü, yapılan değişikliklerin kadın cinayetlerine karşı da "yetersiz" olduğu görüşünü savundu. 

Güllü şunları kaydetti:

"Sokak olaylarında ateşli silahların kullanım oranına dair veriler ve kadına cinayetlerindeki artış ile yansıyan görüntülere rağmen alınan bu kararın yanlış olduğuna inanmaktayız. Erkeklik tanımının silah üzerinden yapıldığı bir ülkede yaşamaktayız. Şiddet tehdidi altında olan kadınlara korumanın sağlanamadığı ve koruma ordusunun koruduğu Cumhurbaşkanlığı çalışanlarına silahlanma yetkisinin verilmesi amacını sorguluyor ve cevap bekliyoruz."

 

Kadına şiddet Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

 

Ne olmuştu?

Bireysel silahlanma ve şiddete karşı mücadele eden Umut Vakfı'nın geçen yıl silahlı şiddet ile ilgili basına yansıyan haberlerden derlediği rapora göre, 2020'de 3 bin 682 silahlı şiddet olayının yüzde 85'i ateşli silahlarla işlendi. Çıkan olaylarda 2 bin 40 kişi yaşamını yitirirken, 3 bin 688 kişi de yaralandı.

Söz konusu silahlı olayların 3 bin 128'inde ateşli silahlar (bin 303'ü tüfek, bin 825'i tabanca), 554'ünde ise kesici ve delici aletler kullanıldı. Bir diğer deyişle yerel ve ulusal medyada çıkan haber taramalarının sonuçları, pandeminin etkilerinin görüldüğü 2020 senesinde bir önceki yıla göre silahlı şiddet olaylarının 69 arttığı görüldü.

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU