Taliban'ın iktidarı ele geçirmesi sonrası Afganistan'da baş gösteren insani çatışma, maden zengini ülkeyi milyarlarca dolar değerinde olduğu tahmin edilen kaynakların mülkiyetine dair bir krize de sevk etti.
ABD'li askeri uzmanlar ve jeologların hazırladığı 2010 tarihli raporda, Afganistan'daki maden varlığının değerinin 1 trilyon dolar civarında (yaklaşık 8 trilyon 500 milyar TL) olduğu tahmin edilmişti. Çok büyük miktarda demir, bakır, altın, kobalt ve nadir toprak elementleri ülke geneline yayılmış durumda. Afganistan'ın dünyadaki en büyük lityum rezervine sahip olduğuna inanılıyor.
Yeraltı kaynakları şu anda dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Afganistan'ın ekonomik beklentilerini önemli ölçüde iyileştirebilir. Ne var ki yıllardır süren çatışmalar sebebiyle bu potansiyelden yararlanılamadı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ülkeyi artık Taliban kontrol ederken, uzmanlar bahse konu muazzam maden rezervlerine ne olacağı ve bunların militan grup tarafından nasıl kullanılacağı hususunda endişeli.
Dünyanın en büyük afyon haşhaşı üreticisi Afganistan'da, yasadışı uyuşturucu ticareti Taliban'ın önemli bir finansman kaynağı halini aldı. 2020'de bu mahsullerin dünya çapındaki toplam üretiminin 4'te üçü Afganistan'da gerçekleşti.
Örgüt, Taliban sözcülerinin ülkeyi rayına oturttuklarını öne sürdüğü şaşırtıcı basın toplantısında, eroin ve afyon üretimini durduracağını ve uluslararası toplumun yardımıyla ülkeye alternatif ürünler getireceğini öne sürdü. Ancak, diğerleri gibi bu iddialar da zamana yenik düşebilir.
Fakat lityum ve bakır gibi madenlere talep dünya çapında hızla artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın mayısta yaptığı açıklamada, küresel lityum, bakır, nikel, kobalt ve nadir toprak elementlerinin arzının keskin biçimde artması gerektiği, aksi halde dünyanın iklim kriziyle mücadele girişiminde başarısız olacağı ifade edilmişti.
Uzmanlar, Taliban'ın rezervleri araştırma ve iyi kullanma yeteneğini sorgulasa da, madenlerin bunlardan faydalanmak isteyen ülkelerle militan grubun ticari ilişkiler kurmasında potansiyel bir faktör olabileceğini kabul ediyor. Çin, iktidarı ele geçirmesi sonrası Taliban'la "dostane ilişkilere" hazır olduğunu çoktan açıkladı. Çin'in çok uluslu Çin Metalurji Şirketi'nin (MCC) Afganistan'ın Lovgar vilayetinde bakır madenciliği üzerine halihazırda 30 yıllık bir kira sözleşmesi bulunuyor.
Fakat Batı dünyası, isyancı grupla ilişki kurmayı veya grubu Afganistan yönetimi şeklinde meşrulaştırmayı tekrarla reddetti. Afganistan şimdiye kadar büyük ölçüde uluslararası yardıma bel bağlarken, Taliban'ın kontrolü ele geçirmesinden sonra birçok ülke örgütün gücünü dizginlemek için kalkınma yardımlarını keseceğini açıkladı.
Reuters haber ajansı, küresel boyutta doğal kaynaklar fonu işleten ve madencilik projelerine finansman sağlayan Tribeca Investment Partners'ın CEO'su Ben Cleary'nin, "Taliban ülkeyi yönetirken Afganistan'a yatırım yapmam, yapamam. Bu yasalara aykırı" dediğini aktardı.
Potansiyel tek alıcı Çin olabilir.
ANZ'nin kıdemli Emtia Stratejisti Danile Hynes ise, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Dünya finansal sisteminin büyük kısmının, bu sektöre yapılan yatırımlara şimdi gayet katı bazı ESG (çevre, sosyal ve yönetişim) değerlendirmeleri uyguladığını düşünüyorum" dedi.
Tüm bu engeller göz önüne alındığında, sürdürülmesi oldukça zor bir proje olacak.
Afganistan, topraklarının altında yatan rezervlerin bilinmesine rağmen, şimdiye kadar bunları ülke için kârlı bir geleceğe dönüştüremedi. Tüm altyapı veya madencilik projelerine ilişkin güvenlik endişeleri ve yolsuzluk sorunları Afganistan'ı onlarca yıldır sarmış durumda.
Taliban, bir trilyon dolarlık devasa kaynak rezervine odaklanmaya başlasa bile, ülkenin başına bela olan meselelerin değişmesi yıllar alabilir.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/asia/south-asia
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent