Kanada Başbakanı Justin Trudeau Çin'deki Tiananmen katliamının 30’ncu yıldönümünde yaptığı konuşmada Pekin yönetimini insan hakları kapsamında eleştirdi.
Trudeau, Pekin yönetiminin insan hakları, protesto hakkı ve ifade hürriyetine saygı göstermesi gerektiğini söyledi.
Kanada Başbakanı ayrıca Çin'in toplama kamplarındaki Uygur ve diğer Müslüman azınlıkların bırakılması çağrısı yaptı.
Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland de Çinli yetkililerin öldürülen, gözaltına alınan veya ortadan kaybolan Çin vatandaşlarının akıbeti hakkında sessizliklerine son vermeleri gerektiğini ifade etti.
Kanada hükümetinin yaptığı açıklamaları kaba suçlamalar olarak tanımlayan Ottawa'daki Çin Büyükelçiliği ise tepkili.
Elçilik Çin’in iç işlerine müdahale edilmeye çalışıldığını öne sürdü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pekin'e göre Kanada ABD’nin talebi doğrultusunda Çin karşıtı bir politika sürdürüyor.
Huawei Mali İşler Direktörü (CFO) Ming Vancou'nun tutuklanmasından bu yana Ottawa-Pekin yönetimlerinin arası açık.
Huawei'nin sahibi Ren Zhengfei'nin kızı Ming Vancou 1 Aralık 2018'de Kanada'nın Vancouver Havalimanı'ndan Meksika'ya gitmek üzereyken ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Duruşmanın ardından Ming'in 10 milyon Kanada doları kefaletle salıverilmesine hükmetmişti.
Ming'in Kanada'da tutuklanmasının ardından Çin, Kanadalı eski diplomat Michael Kovrig ile girişimci iş adamı Michael Spavor'u, Çin ulusal güvenliğini tehlikeye attığı iddiasıyla gözaltına almıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Çin yönetimi Doğu Türkistan'da azınlıklara yönelik asimilasyon politikası yürütüyor ve bu kapsamda Uygur Türkü, Kazak ve Kırgız azınlıklardan yaklaşık 1 milyon Müslüman eğitim merkezleri diye adlandırılan toplama kamplarında tutuluyor.
O kamplardan Dabancheng'da çalışan Kazak asıllı bir gardiyan kamplarda Uygurlara yönelik taciz ve tecavüz iddiasını gündeme getirmişti.
Independent Türkçe