Türk futbolu yeni sezonu beklerken Avrupa arenasında yarışacak takımlar da hazırlıklarını sürdürüyor.
Geçen yıl Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'ne katılan ancak aldıkları başarısız sonuçlarla UEFA sıralamasında gerileyen Türk temsilcileri, bu sezon grup aşamalarına son kez doğrudan katılabilecek. Ön eleme ve play-off oynayan takımların ise işi bir hayli zor olacak.
Ekonomik sorunlar nedeniyle zor günler geçiren Türk temsilcilerinin en çok zorlandıkları konu ise Takım Harcama Limitleri.
Borçları 15 milyar liraya dayanan Süper Lig kulüpleri futbolcu transferinde zorlanırken, bu duruma en büyük tepki ise bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde doğrudan gruplarda mücadele edecek Beşiktaş'ın başkanı Ahmet Nur Çebi'den geldi.
Sezonu çifte kupayla tamamlayan siyah-beyazlıların başkanı Çebi, katıldığı bir çok yayında bu konuyu dile getirse de henüz bir sonuç alamadı.
Son olarak Sözcü'ye konuşan Çebi, şu ifadeleri kullanarak "Harcama Limitleri" konusunda TFF'nin adım atmasını istedi:
Süper Lig şampiyonu, belki de son kez Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılıyor. Bu arenada Türk futbolu adına başarılı olmak zorundayız ama limitler buna engel oluyor. Federasyonla bu konu ile ilgili çok kez konuştum ancak şu ana kadar bir sonuç alamadık.
Ülke puanını yükseltmemiz lazım. Limitlerin düzenlenmesi; bu noktada, Türk futbolu adına çok önemli. Başarılı olmak ve ülkemize puan kazandırmak biz kulüplerin görevidir...
Son 10-15 yılda UEFA nezdinde Avrupa'da ülkemize en çok puan kazandıran takımız. Biz, bu senede de bu başarıyı sürdürmek istiyoruz, o yüzden federasyonun bu konuda bizlere yardımcı olması gerektiğini düşünüyorum. İnşallah bir sonuç alırız.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Galatasaray, Oğulcan Çağlayan konusunda TFF'ye tepkili
Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme turlarında mücadele edecek Galatasaray da TFF'ye tepkili olan kulüplerden.
Geçen sezon "usulsüz transfer" gerekçesiyle 6 maç ceza verilen Oğulcan Çağlayan'ın devam eden davası nedeniyle TFF'den bu yıl için lisans çıkmadı.
İstanbul temsilcisi, TFF’nin bu tutumundan dolayı PSV Eindhoven ile oynanacak "Devler Ligi" elemesinde genç oyuncusundan yaralanamayacak.
Sarı-kırmızılı kulüp yaptığı açıklamada, Çağlayan'ın cezasını "Emsali görülmemiş bir men cezası" olarak nitelendirildi ve şunlar kaydedildi:
Süreç devam ederken, futbolcumuzun lisansının vize ve tescil işlemlerinin tamamlanabilmesi için hem futbolcumuzun vekili hem de kulübümüz tarafından TFF Yönetim Kurulu'na başvurulmuştur.
Futbolcumuzun lisansının vize ve tescil işlemlerinin ivedilikle tamamlanmaması halinde hem futbolcumuzun hem de kulübümüzün telafisi imkânsız zararlar ile karşı karşıya kalacağı ifade edilerek, futbolcumuz hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmaması sebebiyle başvurumuzun kabulü talep edilmiştir.
Galatasaray Kulübü, TFF ile dört gündür görüşmeler yapıldığı ancak buna karşın TFF Yönetim Kurulu'nun karar için toplanmadığını bildirilerek, şöyle denildi:
TFF Yönetim Kurulu tarafından bir karar alınmamış olması sebebiyle lisansı henüz vize ve tescil edilmemiş olan futbolcumuz Oğulcan Çağlayan'ın adına, UEFA Şampiyonlar Ligi elemelerinde Hollanda'nın PSV Eindhoven takımıyla yapacağımız müsabakalar öncesinde 15 Temmuz 2021 gecesi saat 24:00'a kadar bildirmek zorunda olduğumuz listede yer verilememiştir. Bütün bu yaşananlar doğrultusunda, TFF'nin böylesi bir tavrının hukuksuz ve iyi niyetten uzak olduğu kanaatindeyiz...
Son tahlilde, TFF, sergilediği yaklaşım ve verdiği kararlar ile ne adildir ne de adil görünmektedir. Konuya dair, kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü sonuna kadar kullanacağımızı, bu çerçevede kulübümüz tarafından TFF'ye ihtarname keşide edildiğini, gerekli tüm hukuki yollara başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu bildirir ve gereğinin takdirini kamuoyunun vicdanına havale ederiz.
Spor kamuoyunda TFF'nin Avrupa'da mücadele edecek takımlara ayrıcalık tanıması tartışılıyor.
Ortaya çıkan vahim tablonun kısmi ayrıcalıklarla çözülüp çözülemeyeceği ise merak konusu.
Spor yazarı Oğuz Dizer, Türk takımlarının Avrupa'daki başarısı ve başarısızlığının olası sebeplerini, bu mecrada mücadele edecek takımlara ayrıcalık sağlanması konusunu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Dizer: Yanlış yönetiliyoruz, yanlış işler peşindeyiz, doğru yapılanmayı hiç kimse düşünmüyor
Türkiye'nin uluslararası arenadaki başarısızlığının temelinde TFF'nin yer aldığını söyleyen Dizer, "Federasyonda ehil insanların olmamasından kaynaklanıyor. Futbolun gereklerini yerine getirecek kişiler olsa bu sıkıntılar yaşanmazdı. EURO 2020'den de hüsranla dönülmezdi. Kesinlikle doğru bir yapılanma olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Türkiye'nin 2002 Dünya Kupası'nda üçüncü olduğu dönemde TFF'de 330 kişinin çalıştığını, şu anki sayının ise binin üzerinde olduğunu dile getiren Dizer, "Bu kadar kişi ne iş yapar onu bilmiyoruz. Kimler, hangi kriterlerle o işlere getirildi çözmüş değilim. Hak eden hak ettiği yerde değil. Hak etmediği halde, başarılı olamayacak insanlar futbolun bir sürü köşelerine kurulmuş vaziyetteler. Yüklü maaşlarla yaşamlarını sürdürüyorlar. Onlara bu hakkı vermeye neden olan kulüplerin gözetildiğini, haklarının doğru olarak dağıtıldığını düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Kulüpler hakedişlerini doğru kullanıyorlar mı? Maalesef hayır, doğru yönetilmiyorlar"
Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki başarısızlığında ikinci büyük sorumlunun kulüpleri yönetenler olduğunu belirten Dizer, şunları kaydetti:
Peki kulüpler hakedişlerini doğru kullanıyorlar mı? Maalesef hayır, doğru yönetilmiyorlar. 26 seneden beri fikrimi açıkça paylaşıyorum.
1996-97 yıllarında 'Galatasaray bu kafayla giderse kasası boşalır, malı, mülkü elinden gider' diye yazmıştım. İsterdim ki haksız çıkayım. Sadece Galatasaray değil, Beşiktaş, Eskişehirspor, Sakaryaspor, Kocaelispor, diğerleri...
Türkiye'nin en önemli kulüplerinin perişan halde olduğunu görüyoruz. TFF yanlışlarla dolu, kulüpler kat kat yanlışlarla dolu.
Son 20 yıldır müthiş bir yanlışlıklar silsilesinin süre geldiğini ve gelen kazanımların yanlış yollarda harcandığını düşünüyorum.
Türkiye doğrudan doğruya menajerler cenneti oldu. Menajerlerle yöneticilerin ortak girişimleriyle kulüpler batağa girdi. Aynı şekilde federasyon da liyakatsiz kişileri başa getirerek maalesef bir başka batağa girdi.
"TFF imkanlar sunsa ne yapabileceksiniz?"
Süper Lig'in "Dört Büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin başkanları hafta içi katıldıkları canlı yayınlarda TFF'ye eleştirilerde bulunmuş ve alınan kararların kendilerine rağmen hayata geçirildiği eleştirilerini yöneltmişti.
Beşiktaş Başkanı Çebi ise TFF'nin Avrupa'da mücadele edecek takımlara "Harcama Limitleri" konusunda destek vermesi talebini sık sık yineliyor. Galatasaray Kulübü ise Oğulcan Çağlayan konusunda TFF'ye tepki gösteriyor.
Dizer, tüm yaşananların ve açıklamaların aylar öncesinden yapılması gerektiğini, bu konuda TFF'nin şu anda atacağı adımın ilgili kulüplere bir yarar sağlamayacağı görüşünde:
Yumurta kapıya sıkışınca bunlar yapılsa ne olur yapılmasa ne olur? Şimdi takımların en kritik sınavlarına az bir süre kaldı. TFF imkanlar sunsa ne yapabileceksiniz?
Ayakta uyuyorlar otel parası vermiyorlar! Trans halinde uyurgezerler yönetiyor Türk futbolunu! Şu anda TFF dese ki 'Para konusunu açtım, yabancı sınırını da açtım' ne yapabilirsiniz bir haftada?
"Yanlış yönetiliyoruz, yanlış işler, yanlış talepler peşindeyiz"
"Yanlış yönetiliyoruz, yanlış işler, yanlış talepler peşindeyiz" diyen Dizer, kulüpleri yönetenlerin yapılanmada eksik kaldıklarını belirterek, şu eleştiriyi getirdi:
Doğru yapılanmayı hiç kimse düşünmüyor! Herkes Türk futbolu değil kendini kurtarmanın peşinde! Başkanlar toplantısından aldığım en büyük mesaj kendilerini camialarının karşısında kurtaracak kararlar alınması. Transferin açılması, yabancı sınırının artırılması, ekonomik giderlerin artırılması...
Kulüplere şelale gibi para geliyorsa çağlayan gibi gidiyor, bir kontrol yok! Yapılanmada bu hatalar, bu ihmalkarlıklar ve görmezden gelmeler kendi kişisel itibarlarını koruma, hırslarını idame ettirme çabası içinde oldukları sürece Türk futbolunun bir adım öteye gitme ihtimali yok!
Kulüpler Avrupa'da da mücadele etse yapılanmadan vazgeçilmemeli.
"Pay almak için renkleri kullananlar sistemin içinde dönüyor, birbirlerini yerken de Türk futbolunu bitiyorlar"
Türkiye'nin dünya üçüncüsü olduğu dönemde elde edilen kazanımları korumak için seminerler düzenlenmesi ve burada teknik adamlar, futbolcular, spor medyası ve yöneticilerin görüşlerini paylaşması gerektiğini ancak bunun yapılamadığını belirten Dizer, şöyle konuştu:
Dünya üçüncüsü olduk ancak maalesef orada kaldık. O dönem medyanın da çok katkısı olmuştu. Şimdi turnuvaya giderken şampiyonluk hayalleri vardı. Elendikten sonra turnuvanın en kötüsüyüz yayınları başladı. Bu kadar ilkesizlik olmaz. Bunun nedenleri mutlaka masanın üzerine konmalı, tartışılmalı. Bu işi bilenlere neyin nasıl yapıldığı sorulmalı.
10 teknik adamın maaşı çok yüksek, 10 kişi tok, diğerleri aç! Bunların sorgulanması gerek. Altyapıda görev alan antrenörlerin sorunları nedir?
Tabii ki Şenol Güneş de Fatih Terim de sorgulanacak. Bu işi yapacak olan da TFF'nin yöneticileri. Müthiş bir çıkar ve rant kavgası var.
Buradan pay almak için renkleri kullanıp girenler, sistemin içinde dönüyorlar. Birbirlerini yerken de Türk futbolunu bitiyorlar.
"PSV Galatasaray'ı yenerse federasyon bize gerekeni yapmadı mı diyecekler?"
"Dört Büyükler"in başkanlarının yaptıkları açıklamalar için "Geleceğe dönük hiçbir faydası olacağını düşünmüyorum, artık tren kalktı" diyen Dizer, gelecek süreçte Avrupa'da elde edilecek başarısızlıklarda sorgunacak konunun ortada olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
Hollanda takımı PSV, Galatasaray'ı yenerse hangi şarkıyı söyleyecekler? Federasyon bize gerekeni yapmadı mı diyecek, yoksa kendi eksikliklerini mi sorgulayacak?
Geçen hafta Kasımpaşa-Galatasaray maçını izledim. Galatasaray hazır değildi. Fatih Terim demecinde "Her şeyi ağır yapıyoruz" dedi.
Ağır yapmak fena değildir ancak futbolda savunmada ve orta alanda ağır kalmak felakete neden olur. Kasımpaşa iki kanattan Galatasaray'ı delik deşik etti.
Avrupa'da final sayılacak maçınıza stoper, bek, orta alan, libero gibi konuları oturtamamışsanız geçmiş olsun. Siz şu an Oğulcan'ı konuşuyorsunuz. Galatasaray armadası bu tarihte bu halde olmamalıydı. Bu sadece Galatasaray'a özgü değil, Türk futbolunun tamamı böyle.
"O sistemi koruyarak Türk futbolunun yararlanmasını sağlayacak reçeteleri hazırlayamadık"
Türk futbol kulüplerinin uluslararası arenada başarıyı elde edebilmesi için yapılması gerekenleri de aktaran Dizer, sözlerini şöyle noktaladı:
Sergen Yalçın'ın yapısının Beşiktaş'a çok şeyler kattığına tüm Türkiye ve Avrupa şahit oldu. Yine iyi bir Beşiktaş izleme imkanımız olacak ancak Galatasaray için aynı şeyi söyleyemiyorum.
Bir Galatasaraylı olarak sadece ümit ediyorum. UEFA Kupası'nı dünya üçüncülüğü, Avrupa dördüncülüğü kazanan yapıyı koruyamadık. O takımların ruh yapısından ve duruşundan, topluma, arkalarından gelecek gençlere kazandırabilekleri değerleri bu çocuklara sağlayamadık. Bunları meydan savaşına attık ve o kısır çekişmeler içinde kaybolup gidiyorlar.
Benim görüşüm o yapının sistem, düşünce, karakter, dürüstlük olarak korunması ve o oyunculardan Türk futbolunun tamamının yararlanmasını sağlayacak reçeteleri hazırlayamadık. Bu işler bilim işidir.
Öğrenmeye doyamamamız lazım. Öğrenmenin sonu yok. Türkiye'nin başına gelen her türlü başarısızlık eğitim arızaları nedeniyledir. İyi eğitilmiş toplumlar, bizim yaşadığımız sıkıntıları ve göçmeleri yaşamazlar.
© The Independentturkish