Libya konulu İkinci Berlin Konferansı sırasında, Mısır ve Türkiye arasındaki gizli anlaşmazlık, geçtiğimiz aylardaki yakınlaşma girişimlerinin iki ülke ilişkilerindeki buzların çok küçük bir kısmını eritmiş olduğunu gösterdi. 24 Haziran'da düzenlenen İkinci Berlin Konferansı'nda Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya topraklarından çıkarılması konusunda kararlı bir tutum sergilerken Türkiye'nin, tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya'dan bir an önce geri çekilmesi gerektiği vurgulanan konferansın nihai bildirisinin beşinci maddesi hakkında çekinceleri vardı. Libya basınına göre konferansın oturum aralarında Mısır-Türkiye arasında bu konuda bir anlaşmazlık yaşandı.
Talep listesi
Kahire-Ankara ilişkilerine hâkim olan iyimserliğin aksine, iki ülkenin dışişleri bakanlarının öncülüğünde geçtiğimiz Mayıs ayı başlarında Kahire'de gerçekleşen 'istikşafi' görüşmelerin ardından iki ülke yetkilileri arasındaki görüşmeler yavaşladı. Mısırlı makamlar, Katar ile 4 yıl boyunca kesilen ilişkilerin yeniden kurulmasının ardından Doha'ya büyükelçi atanması da dahil olmak üzere bu yıl attığı diplomatik adımlar çerçevesinde Ankara'ya bir büyükelçi atanmasını görmezden geldiler. Oysa Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, birkaç gün önce Mısır-Türkiye arasında karşılıklı olarak yeniden büyükelçi gönderilmesi konusunda mutabakata varıldığı ve önümüzdeki dönemde iki dışişleri bakanının bir araya geleceği yönünde açıklamada bulunmuştu.
Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, 13 Haziran'da bir televizyon kanalına verdiği demeçte, Mısır'ın Türkiye'ye bir talep ve beklenti listesi sunacağını ve dikkate alınırsa ilişkilerin normale dönmesinin önündeki zorlukların aşılacağını açıklamıştı. Şukri, 'uygun bir zamanda' Mısır'ın çıkarlarını göz önünde bulundurarak ilişkilerin seviyesinin yükseltileceğini vurguladı. Daha önce basında yer alan haberlerde Türk kuvvetlerinin ve Türkiye yanlısı güçlerin Libya topraklarından çekilmesi, Türkiye'den yayın yapan Mısırlı muhalif televizyon kanallarının çalışmalarının askıya alınması, Mısırlı yetkililerin terörist grup olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'den (İhvan) aranan kişilerin Kahire'ye teslim edilmesi, grubun desteklenmemesi ve Mısır'ın iç işlerine karışılmamasının yanı sıra Türkiye'nin Suriye ve Irak'ın iç işlerine müdahalesini durdurması dahil olmak üzere Mısır'ın taleplerinden oluşan bir listeden bahsedilmişti. Bakan Şukri, 26 Haziran'da yaptığı açıklamada, önümüzdeki günlerde Ankara'da ikinci tur Mısır-Türkiye istikşafi görüşmelerinin yapılacağına dair söylemleri yalanlayarak, herhangi bir görüşme için tarih belirlenmediğini vurguladı.
Mısır, Türkiye'nin davetini reddetti
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis ile 21 Haziran'da Kahire'de düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin Yunanistan ile 'egemenliğini ihlal edecek her türlü eyleme' karşı dayanışma içerisinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Sisi ayrıca, Yunan konuğuna, Mısır'ın Doğu Akdeniz'deki duruma ilişkin, tüm ülkelerin uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi'nin özellikle diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ve ülkelerin egemenliklerine ve karasularına saygı ilkelerine uyma taahhüdünün gerekliliği çerçevesinde kararlı bir duruşu olduğuna dair güvence verdiğini belirtti. Sisi bu açıklamasından sadece birkaç saat önce, Libya Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede, gözlemcilerin Türkiye'ye yanlısı olduklarını düşündükleri ve uzlaşı çabalarının başarısızlığa uğramasının nedenlerinden biri olarak gördükleri paralı askerlerin Libya'yı terk etmesi gerektiğini vurguladı.
Geçtiğimiz günlerde basında yer alan haberlere göre Mısır, Türkiye'nin iki ülke arasındaki tartışmalı meselelerin ele alınması için Ankara'da yeni bir müzakere turu düzenleme davetini reddetti. Bu gelişme öncesinde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, 17 Haziran'da Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan bir makalesinde, Mısırlı makamların, Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetimini deviren 30 Haziran 2013 devriminin ardından başlayan Rabia Meydanı'ndaki oturma eylemlerinin dağıtılmasıyla ilgili bir dava çerçevesinde terörist grup olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler liderlerine verilen idam cezaları nedeniyle Mısır hükümetine sert eleştirilerde bulunmuştu.
Erdoğan'ın manevrası
Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve eski Washington Büyükelçisi Hüseyin Haridi'ye göre Türkiye'nin Mısır'a açıklığı konusunda iyimser olmak için hiçbir gerekçe yok. Geçtiğimiz aylarda yaşanan gelişmeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Genel Başkanı olduğu iktidardaki Ak Parti'nin siyasi yenilgileriyle ilgili iç nedenlerden ötürü dış politikalarının özünü değil, yaklaşımını değiştirerek yaptığı bir manevra olarak nitelendiren Haridi, bu manevranın aynı zamanda ABD yönetiminin değişmesi ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın sağladığı siyasi korumanın sona erdiğinin anlaşılmasıyla bağlantılı olduğunu, artık farklı bir ABD politikası olduğunu söyledi. Haridi, Erdoğan'ın bu nedenle Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile ilişkileri geliştirme arzusunu dile getirdiğini, ancak Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki 'Neo-Osmanlıcılık' olarak adlandırdığı 'yayılmacı' politikalarını değiştirmediğini öne sürdü.
Independent Arabia'ya konuşan Haridi, "Mısır, Türkiye'nin ilişkileri düzeltme çağrısına cevap verdi, çünkü gerginliği çıkaran ilk taraf Kahire değildi. Fakat Mısır'ın tepkisi zayıf kaldı. Sahadaki durumun değişmemesi, bu tutumun doğru olduğunu kanıtladı, çünkü Erdoğan ne güçlerini Libya'dan çekmek ne Suriye ve Irak'taki müdahaleleri hafifletmek, ne de diğer dosyalarda geri adım atmak istiyor. Dolayısıyla Mısır-Türkiye ilişkilerinde bir atılımdan bahsetmek mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu. Mısır'ın Türkiye'nin söylemindeki değişime eşlik eden uluslararası duruma ilişkin farkındalığını ortaya koyduğunu ve Erdoğan'ın manevralarını tüm dünyanın gözleri önüne serebildiğini vurgulayan Haridi, Erdoğan iktidarda olduğu sürece, Türkiye'nin Mısır dahil olmak üzere önde gelen Arap ülkeleriyle ilişkilerinde gerçek ve köklü bir değişiklik olmayacağını söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kapılar açık
Buna karşın Türk siyasi analisti Firas Rıdvanoğlu son gelişmelerin başarısızlık olarak nitelendirilmesini reddetti. Mısır ve Türkiye'nin yakınlaşmasının sekteye uğradığını, ancak bir kez daha uzlaşıya varılması imkanının yüksek olduğunu ve ne olursa olsun kapıların açık tutulduğunu vurgulayan Rıdvanoğlu, WhatsApp uygulaması aracılığıyla İstanbul'dan Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, "Libya dosyası, Ankara'nın Libya'da elde ettiği kazanımlardan geri adım atmayacağı için iki ülke arasında ihtilaflı olmaya devam ediyor" dedi. Türkiye ve Libya'nın, Mısır, Fransa veya diğer ülkeler kabul etsin ya da etmesin, kendi çıkarlarını sağlayan anlaşmalar yapma hakkına sahip özgür ülkeler olduğuna dikkati çeken Rıdvanoğlu, Ankara'nın Libya'da elde ettiği kazanımlardan taviz vermeden Mısır'la bir şekilde uzlaşıya varabileceğine işaret etti.
Fransa, Yunanistan ve ismini vermediği bölge ülkelerini Türkiye ile uzlaşmasını engellemek için Mısır'a baskı yapmakla suçlayan Rıdvanoğlu, Mısır ve Türkiye arasındaki bir yakınlaşmanın Kahire'nin Yunanistan ile ilişkilerine mal olacağı düşünüldüğünde, bu durumun Atina'nın en büyük destekçisi Paris'in hoşuna gitmediğinin altını çizdi.
Karşı tarafın ihtiyaç duyması halinde iki ülkeden birinin taviz verebileceğini düşünen Rıdvanoğlu, hem Mısır hem de Türk halkının uzlaşıyı memnuniyetle karşıladıklarına ve uzlaşının sonuca ulaştırılmasını istediklerine işaret ederek, krizi çözmek, Mısır ve Türk hükümetlerinin görüşlerini yakınlaştırmak için uluslararası arabuluculuğun müdahale dahi edebileceğini de sözlerine ekledi.
Kuveyt müdahale ediyor mu?
Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Merzuk el-Ganim, 24 Haziran'da Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli ile Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, Kuveyt'in bölgedeki gerilimi azaltma rolü çerçevesinde, ülkesinin yakında Türkiye-Mısır ve Türkiye-BAE arasında bir görüşmeye ev sahipliği yapacağını duyurdu. Ne Mısır, ne BAE ne de Türkiye'deki yetkililerden Ganim'in açıklamaları hakkında herhangi bir yorum yapılmadı. Ancak Ganim'in açıklaması, Kuveyt'in, Katar ile Arap Dörtlüsü ülkeleri (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn) arasında görüşlerin yakınlaşmasında oynadığı rolü akla getirdi. Kuveyt, diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasının ardından Katar ve Mısır heyetlerinin görüşmelerine ev sahipliği yapmış, bu da iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir iyileşme sağlamıştı.
Türk yetkililer son günlerde, Türkiye'de ikamet eden önde gelen Mısırlı dört medya profesyonelinden, sosyal paylaşım siteleri ve internet platformları aracılığıyla dahi hiçbir medya faaliyetinde bulunmamalarını istedi. Gözlemcilere göre bu adım Mısır hükümetine gönderilen bir başka olumlu sinyaldi. Ancak Mısırlı kaynaklar, basına yaptıkları açıklamalarda, Mısır'ın Türk güçlerinin Libya topraklarından çıkması konusundaki ısrarına dikkati çekerek, bu tür adımların yeterli olmadığı konusunda Ankara'ya bilgi verildiğini ve Türkiye'nin yanıt vermemesinin Doğu Akdeniz dosyasındaki müzakereleri durduracağını vurguladılar.
Bölgesel baskılar
Uluslararası ilişkiler alanında çalışan Türk araştırmacı Taha Odehoğlu ise konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
"Türkiye-Mısır uzlaşısı tökezliyor. Henüz başarısız oldu diyemeyiz. Uzlaşıdaki tökezlemeye rağmen, bazı dosyalardaki güvenlik ve istihbarat koordinasyonu iyi bir şekilde devam ediyor."
Libya dosyasına atıfta bulunarak uzlaşı müzakerelerinde yaşanan tökezlemeye, bazı ülkelerin Mısır'ı Türkiye'den uzaklaştırmak için yaptığı baskıların neden olduğunu söyleyen Odehoğlu, bunun nedeninin de söz konusu ülkeler ile Türkiye arasındaki stratejik ve jeostratejik çıkar anlaşmazlıkları olduğunu belirtti.
Libya sahnesinde yaşanacak yeni gelişmelerle birlikte önümüzdeki haftalarda uzlaşı müzakerelerinin yeniden canlanmasını umduğunu belirten Odaoğlu, müzakerelerin devam etmesi için kapıların açık olduğunun altını çizdi.
Henüz zamanı gelmedi
Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü Marwa Maziad, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının zamanının henüz gelmediği değerlendirmesinde bulundu. Çünkü Maziad'a göre Erdoğan yönetiminin gerçek bir değişim ve gerçek bir uzlaşı için daha çok şey yapması gerekiyor. Mısır'ın, gerek kırmızı çizgiler çizerek, gerek Fransa, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile ittifaklar kurarak ve gerekse İsrail ile anlaşmalar yaparak Erdoğan'ın Libya ve Doğu Akdeniz'deki hırslarına karşı güçlü bir bariyer oluşturmayı başardığını söyleyen Maziad, tüm bunların Türkiye Dışişleri Bakanı'nı Eylül 2020'de Mısır'a yönelik olumlu açıklamalar yapmaya ittiğini ve bir ay sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da Kahire'yi Ankara ile diyaloga davet ettiğini söyledi.
Libya dosyasıyla ilgili olarak iki ülke arasında bazı mutabakatların imzalandığına dikkati çeken Maziad, "Ancak, Mısır ve Türkiye arasında Ankara'nın Mısır'daki siyasal İslamcılara verdiği destek konusunda genel bir anlayış oluşursa paralı askerlerin Libya'dan tamamen çıkışı ve Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığının sona ermesi gibi aşama aşama bir takım gelişmeler yaşanabilir" dedi. Anlaşmazlığın nedenlerini, Kahire'nin, son sekiz yıldır olduğu gibi Türkiye'nin Mısır'da ve bölgede nüfuzunu ve müdahalelerini artırma girişimlerini durduracağına dair güven eksikliğine bağlayan Maziad, "Bölge ülkeleri, Erdoğan ile siyasal İslamcı akım arasında ve Mısır ile tamamen savunmaya yönelik öncülleri arasında ideolojik bir çatışma olmamasını umuyorlar" şeklinde konuştu.
Kızışan rekabet
Merkezi Washington'da bulunan Ortadoğu Enstitüsü'nün Savunma ve Güvenlik Programı'nda görevli bir araştırmacı, iki ülke arasındaki uzlaşının tamamen başarısız olması durumunda Mısır ile Türkiye arasındaki rekabetin kızışabileceğini düşünüyor. Fakat her zaman görüşlerin yaklaştırılmasına yönelik adımların atılabileceği fırsatlar olduğunu da sözlerine ekleyen araştırmacı, bunun da ancak Türkiye'nin dış ilişkilerindeki yönelimlerini değiştirmesi halinde olabileceğini belirtti. İki ülke arasında gerçek bir uzlaşıya varılabileceğini düşünen araştırmacı, "Ama bu uzun bir süre sonra olacak, şimdi değil" diye ekledi.
Mısır, Türkiye'nin Kahire'deki Büyükelçisini Kasım 2013'te, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin serbest bırakılmasını talep ettiği açıklamaları sonrası sınır dışı etmişti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat