Bir hafta sonra pandemi nedeniyle uygulanan kısıtlamalar kaldırılacak ve 24.00'ten sonra mekanlarda müzik yasağı hayata geçirilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın pandemi yasaklarına son verileceğini duyurduğu toplantıda "Kimse kusura bakmasın" sözleriyle ilan ettiği müzik kısıtlama kararına toplumun farklı kesimlerinden tepki görüyor.
Gece mekanlarındaki müzik yasağının, halihazırda 1,5 yıldır mesleğini icra edemediği için maddi-manevi sıkıntı yaşayan müzik emekçilerini daha da etkileyeceği belirtiliyor.
Geçimini sağlamakta zorlanan, kirasını, faturalarını ödeyemeyen pek çok müzisyenin yanı sıra canına kıyanların olduğu da biliniyor.
Müzik emekçilerinin son yıllarda yaşadığı psikolojik sıkıntıları ve yasak kararının olası etkilerini uzman isimlerle konuştuk.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Müzisyenlerin sesi olmak lazım"
Müzisyen danışanlarının bulunduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, psikolojik sorunları bulunan çok sayıda müzik emekçisi olduğunu söyledi.
Yaklaşık 1,5 senedir iş yapamayan müzisyenlerin sürekli performanslarının düştüğünü ifade eden Verimli, şunları kaydetti:
Müzisyenlerin sesi olmak lazım. Özellikle saz sanatçıları ve orkestra elemanları en zor durumdaki kişiler. Bu ışıltılı, renkli yaşantı gibi duran hayat, dışarıdan aslında hiç de öyle olmayabiliyor. Psikolojik sorunlar çok sık görülüyor. Ciddi bir yardıma ve desteğe ihtiyaç var. Salgında müzik dünyası sıfırın altına indi. Hiçbiri sahne alamıyor, parasını kazanamıyor. Tek çıkış yolları YouTube'dan bireysel canlı yayınlar, onu da para kazandıklarından değil, çoğu zaman performansları sürsün diye yapıyorlar.
Solist, orkestra, söz yazarı, besteci, ses ve ışık sistemleri çalışanları ve ulaşım elemanları gibi kişilerin yer aldığı ve 1 milyona yakın kişinin etkilendiği bir sektörden söz edildiğini belirten Prof. Dr. Verimli, "Müzik aletini satarak geçimini sağlamaya çalışan, iki lokma ekmeğini yemeğe uğraşan var. Müzik sektörü eğlence sektörü olarak ele alınsa da ayrı bir dünya. Sanatçıların sahnede ışıltılı görülen hayatları, aslında öyle olmayabilir. Bu insanlar da normal hayatlarında pek çok sıkıntıyla karşı karşıya. Çok ciddi sorunlar yaşıyorlar ve bunaldılar" diye konuştu.
"Kararın kalıcı olacağını düşünmüyorum"
Ancak Verimli, gece mekanlarındaki müzik yasağının Kovid salgını nedeniyle Bilim Kurulu tavsiyesiyle alındığı ve kalıcı olmayacağı görüşünde.
"Bu karar nedeniyle ekmeklerinden olacaklar gibi bir kanıya varamayız"
Kararın kalıcı olacağını düşünmeyen Prof. Dr. Verimli, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklamasının bir duygu ifadesi olduğuna, incelikli düşündüğüne inanıyorum. Uygulama ve yasalar, daha önce de 24.00’ten sonra böyleydi. Kovid münasebetiyle daha önceleri daraltılmış olan sosyal yaşamı genişleten bir karardır" ifadelerini kullandı.
Arif Verimli, "Bu sektörden ekmek yiyenler söz konusu yasaktan nasıl etkilenir?" sorusuna ise "Bunu bir rahatlatma kararı olarak düşündüm. 24.00'e kadar işlerini yapabilirler. Bu karar nedeniyle ekmeklerinden olacaklar gibi bir kanıya varamayız" yanıtını verdi.
"Gündemden düşme, şöhreti yitirme korkusu yaşanırken performanslar da etkileniyor"
Uzman Klinik Psikolog Burcu Yarapsnalı Zaim de Prof. Dr. Arif Verimli ile benzer görüşleri paylaştı.
Müzisyenlerin hem zaman geçtikçe gündemden düşme, şöhretini yitirme korkusu yaşadığını hem de performanslarının etkilendiğini belirten Zaim, yaklaşık 16 aydır konser, müzikal, sahne gösterileri gibi aktivitelerin gerçekleştirilmemesi nedeniyle büyük fedakarlık gösterildiğini ancak diğer taraftan pek çoğunun psikolojilerinin bozulduğunu anlattı.
"Dinleyicilerden alkış duyamamak da etkiliyor"
Müzik sektöründeki pek çok ismin maddi-manevi sıkıntı yaşarken tek dileğinin işlerine geri dönmek olduğunu dile getiren Burcu Yarapsanlı Zaim, dinleyiciden alkış duyamamanın da bu kişilerin psikolojilerini olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi.
Müzisyenlerin tekrar sanatlarını icra edecekleri günlerde belli bir saatten sonra 'başkalarına rahatsızlık vermemek' amacıyla getirilen yasağı birçok sanatçının şahsi algıladığını ifade eden Zaim, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Bir müzisyen için müzik, onun sanatçı kimliğini oluşturmaktadır. Müzisyen müzik hayatı boyunca yaptığı müzikle insanların duygularını düşüncelerini anlayan, onları eğlendiren, rahatlatan, duygulandıran, dinlendiren, düşündüren hatta yeri geldiğinde şarkılarla sorulara cevap bulduran kişi olmak isterlerken, belli bir saatten sonra müziğiyle rahatsızlık veren kişi olarak anılmak, onlar için tepkisiz kalınamayacak bir üzüntü haline geldi.
"Gece yarısından sonra dinlenebilecek, çalınabilecek şarkıları unutmamalı"
Bazı müzik tarzlarının gece belli saatten sonra dinlendiğine de değinen Zaim, "Müzisyenlerin yaptıkları müzik çeşitlerinin hepsini aynı saatler altında aynı kategoriye koymak yerine gece yarısından sonra dinlenebilecek, çalınabilecek şarkıları unutmamalı. Ancak burada önemli olan herkesi aynı zevklere yönelterek aynı şeylerden keyif aldırmaya maruz bırakmak değil herkesin birbirini engellemeden her çeşit müzik sanatını nasıl yapabileceğine çözüm bulmaktır" yorumunu yaptı.
"Müziği ve müzisyenleri durdurmak yerine..."
Geç saatlerde müzik dinlemeyi sevmeyenlere saygı göstermek için müziği ve müzisyenleri durdurmak yerine, müziğin icra edeceği mekanların ses izolasyonlarının iyileştirilmesi ya da açık alanlardaki organizasyonların ses düzeyinin buna göre ayarlanmasının daha doğru bir karar olacağını savunan Burcu Yarapsanlı Zaim, böyle zamanlarda çift taraflı empati kurmanın önemine değindi.
"Çift taraflı empati kurmak çok önemli"
Toplum sağlık ve refahını düşünürken müzisyenlerin mesai saatleri ve yaptıkları müzik çeşitlerini göz önünde bulundurmanın yanı sıra, konuya kişisel haklara saygı ve kimsenin kimseyi rahatsız etmemesi olarak bakılması gerektiğini de kaydeden Zaim, kimsenin hakkının yenmediği ortak bir çözüm bulmanın şart olduğunu kaydetti.
© The Independentturkish