Bilim insanları, yaklaşık 200 yıl önce nesli tükenen Kral Adası emusu adlı kuşa ait ilk bütün yumurtayı buldu.
Avustralya'nın güneyindeki adalar, bir zamanlar emu kuşlarının üç alt türünü barındırıyordu: Tazmanya emusu (Dromaius novaehollandiae diemenensis), Kanguru Adası emusu (Dromaius novaehollandiae baudinianus) ve Kral Adası emusu (Dromaius novaehollandiae minor).
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak bu hayvanlar, Avrupalı yerleşimcilerin adalara gidişinden kısa süre sonra yok oldu. Bu durumun sebepleri arasında kuşların sayısının az olması ve aşırı avlanma var.
Avustralya anakarasında hala bulunan emulardan (Dromaius novaehollandiae) çok daha küçük olan bu hayvanlar hakkında, neslinin hızla tükenmesi sebebiyle çok az bilgi mevcut. Bugüne kadar birkaç Tazmanya emu yumurtası ve bir Kanguru Adası emusu yumurtası ortaya çıkarılmıştı.
Şimdiyse bir Kral Adası emusuna ait yumurta, kumlar arasında bulundu.
Araştırmayı yöneten paleontolog Julian Hume, ekibiyle adada çalışmalar yürütürken Christian Robertson adlı doğa tarihçisiyle tanıştı. Keşfin "eşsiz" olduğunu ifade eden Hume, yumurtayı Robertson'ın tespit ettiğini söyledi. Hume sözlerini şöyle sürdürdü:
Yumurtaya ait kırık parçaları tek bir yerde buldu. Onları özenle yapıştırdı ve bu güzel, neredeyse bütün emu yumurtasını elde etti. Bu, bir Kral Adası emusundan gelen, bilinen tek bütün yumurta.
Bunun ardından araştırma ekibi hem yeni hem de diğer emu türlerinden gelen yumurtaları analiz etti.
Evrimsel bir avantaj
Yetişkin emuların boyutları arasında büyük farklılıklar olmasına rağmen yumurtaların epey benzediği ortaya çıktı. Zira Avustralya anakarasından gelen bir yumurtanın ağırlığı 0,59 kilogram, hacmi 539 mililitreydi. Kral Adası emusu yumurtasınınsa 0,54 kilogram ağırlığında, 465 mililitre hacminde olduğu tespit edildi.
Hume, Tazmanya, Kanguru Adası ve Kral Adası emularının yaşadığı adaların son buzul çağında Avustralya anakarasına bağlandığını ve 11 bin 500 yıl önce buzullar erimeye başladığında buradan ayrıldığını söyledi. Hayvanların, kendi adalarında yalnız kalınca cüceleşmeye başladığı kaydedildi.
Kuşların zamanla küçülmesine rağmen yumurtalarının "dev" boyutunu korumasının, muhtemelen evrimsel bir avantaj sağladığını ifade eden araştırmacı, kivi adlı başka bir kuş türünü örnek verdi.
Zira kivi, vücut büyüklüğüne kıyasla en büyük yumurtayı bırakan hayvan. Bir yumurta, dişinin vücudunun yüzde 25'ini kaplayabiliyor.
"Bu taktik, kivilerin 'kendi kendine beslenebilecek ve vücut ısısını koruyabilecek kadar büyük' bir civciv yetiştirmesine yarıyor" diyen Hume, şu ifadeleri kullandı:
Kral Adası emusunun yaptığı da tam olarak buydu.
Araştırma, Biology Letters adlı hakemli bilim dergisinde 26 Mayıs'ta yayımlandı.
Independent Türkçe, Live Science, Phys.org, Sci-News
Derleyen: Uğurcan Yıldız
