Rize'nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere Vadisi günlerdir Türkiye'nin gündeminde.
Nedeni ise Cengiz İnşaat'ın lojistik liman projesinin deniz dolgusu için Cevizlik ve Gürdere köylerinde açmak istediği taşocağı.
Sözkonusu taşocağının bölgenin doğasını tahrip edeceğini öne süren köylüler, çalışmanın yapıldığı yer ve ormanın içinden geçecek olan bağlantı yolunun inşaatını protesto ediyor.
Her gün belli sayıda köylü toplanarak inşaat çalışmalarına karşı tepkilerini gösteriyor.
21 Nisan'dan beri süren direnişe karşı çok sayıda jandarma personeli de sevk edilerek taşocağı sahasında ve yol çalışmasında koruma önlemi aldı.
Çalışmalar jandarma gözetiminde zaman zaman sürerken, muhalif milletvekillerinin desteğindeki protestocular da çalışmaları durdurmaya çalışıyor.
Rize'ye giden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu yaptığı açıklamada yaşananları provokasyon olarak niteleyerek, İkizderelilerin kandırılmaya çalışıldığını savunmuş ve "Oynanan oyun sadece çevre hassasiyeti değil. Sıkıntıları bu ülkenin kalkınmasıdır" demişti.
Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise taşocağının yapılacağı yerin bakanlık tarafından seçildiğini iddiasında.
CHP İstanbul Milletvekili olan ancak aslen kendisi de Rize İkizdereli olan Mehmet Bekaroğlu da protestoların başladığı günden neredeyse İkizdere'de bulunuyor.
Zaman zaman gelen farklı CHP’li milletvekilleriyle birlikte protestocu vatandaşları müdahaleden korumaya, inşaat çalışmalarını durdurmaya çalışıyor.
Bekaroğlu, ülke gündemine yerleşen İkizdere'deki süreci Independent Türkçe için değerlendirdi.
"Ulaştırma Bakanlığı, yeni taşocağı yapmayacağını söyledi"
Liman projesinin yapılacağı İyidere sahili ile taşocaklarının planlandığı köylerin arasında 25 kilometre olduğunu söyleyen Bekaroğlu, projenin başlangıcından itibaren sorunlu başladığını ve bunun devam ettiğini söyledi.
Bekaroğlu, "Ulaştırma Bakanlığı bu projeyi hazırlayıp ihale öncesi Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) aşamasına gelince Çevre Bakanlığı'na bir yazı yazıyor. ÇED talep ederken diyor ki, "Biz limanı ve lojistik merkezi yeni taşocağı açmadan yaptıracağız. Başka ocaklardan getireceğiz taşı". Böyle olunca ÇED hazırlanırken yeni taşocağı açılmayacak denildiğinden çevre etkisi araştırılmıyor. ÇED raporu da onaylandıktan sonra ihaleyi Cengiz İnşaat'a veriyorlar" dedi.
Aynı taşocağını iki farklı taşocağı gibi gösterip izin aldılar iddiası
"Firma hazırlıklarını yaparken Ulaştırma Bakanlığı, Rize Valiliği'ne geliyor. Proje için 'bana taşocağı lazım' diyerek Cevizlik taşocağı çevre değerlendirmesine gerek olmadığına dair yazı istiyor" bilgisini veren Bekaroğlu, "Vali de mevzuata baktığında 25 hektarın altında olan yerlerde ÇED gerekmediğini görüp izin veriyor. Bakanlık 15 gün sonra bir kez daha gelerek bu sefer Gürdere taşocağı için izin istiyor. Vali bakıyor 22 hektar yine izni veriyor. Oysa her iki ocakta aynı yerde, ocak ikiye bölünerek onaya götürülüyor. Yani Ulaştırma Bakanlığı, devletin başka bir birimini kandırarak işe başlıyor. Bu konuyu mahkemeye taşıdık" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"İki tabur jandarma getirildi"
Valilikten onayın çıkmasının ardından firmanın gelerek taşocağı ile yol arasındaki 3 kilometrelik yolu açmak için çalışmalara başladığını bu yolun da direkt ormanın içinden geçmesi gerektiğini söyleyen Bekaroğlu, "O zaman insanlar 'dur' diyor. İlk günden mücadele başlıyor. Kavgalar durunca iş makinelerinin çalışması için bu sefer 2 tabur jandarma getirildi" ifadelerini kullandı.
Firma neden taşocağını orada açmak istiyor?
Jandarmanın protestocuları inşaat sahasına sokmaması üzerine milletvekilleri olarak devreye girerek bugüne kadar çalışmaları durdurmayı başardıklarını belirten Bekaroğlu, kamuoyunda yanlış bilinen bir bilgiyi şöyle düzeltti:
Köylüler limana karşı çıkmıyor. Ancak liman için ihtiyaç olan taşı buradan ormanı yok etmeden almayın diyor. Firma ise 10 yerde analiz yaptık nitelik ve miktar olarak en uygun sahanın burası olduğunu iddia ediyor. Oysa gerçek öyle değil. Karadeniz'deki taşların yüzde 40'ı sert bazalttır ve deniz dolgusuna uygundur. Mevcut ocaklarda bile yeterli miktarda var. Ya da 10 kilometre ileride yeşil alan bitiyor kayalık alan başlıyor. Orada da bulmaları mümkün ama inat ettiler. Klasik bizim dediğimiz olacak tutumu.
"Güçlendirilmiş çimentoda kullanılabilir"
20 milyon metreküp taşa ihtiyaç olabileceğinin iddia edildiğini belirten Bekaroğlu, şöyle devam etti:
"Havalimanı için 100 milyon metreküp taşı Mehmet Haberal’ın köyünden çıkardılar. Orada bildiğin 2 dağ ve 1 vadi yok oldu. Çıplak duruyor artık. Bu nedenle 'gidin taşı başka yerden çıkarın' diyoruz. İsterlerse hiç taş kullanmayabilirler. Artık özel kimyasallarla güçlendirilen taştan 10 kat kuvvetli çimentolardan yapılan bloklar var. Dünya bunu kullanıyor. Sizde kullanın dediğimizde maliyet artar diyorlar. Maliyet ne kadar artacak ki. Dünyayı götürdünüz."
"Hasarın onarılması mümkün olmaz"
Tepkilerin ardından bakanlıktan bazı yetkililerin gelerek incelemede bulunup, proje kapsamında çevrede oluşacak sorunların çözüleceğini iddia ettiklerini aktaran Bekaroğlu, "Böyle bir şey mümkün değil. Hayati Yazıcı, 'iki senede taşıyacağız iki senede düzelteceğiz' dedi. Böyle bir şey olur mu? Kırılan bir kestane ağacını analiz ettirdik. Neredeyse 250-300 senelik çıktı. Siz tanrı mısınız? Ol deyince oluyor mu? Nereye gidecek bilmiyoruz?" diye konuştu.
"Bir bakanlık başka bakanlığa yalan söylüyor"
Devletin kurumlarının çürütüldüğünü öne süren Bekaroğlu, "Bir bakanlık başka bakanlığa yalan söylüyor. O yetmiyor aynı taşocağını ikiye bölüp iki farklı yer gibi valiliğe gösteriyor. Bunu bazı uyanık fırsatçı iş insanları yapar da devlet yapar mı?" dedi.
"Protestocular baskıyla ve vaatlerle koparılmaya çalışılıyor"
Protestocular üzerinde baskı kurulduğunu kimilerinin baskıyla kimilerinin iş teklifiyle ya da sosyal yardımların kesilme tehdidiyle kaybıyla koparılmaya çalışılarak dağıtılmaya çalışıldığını öne süren Bekaroğlu, şu iddialarda bulundu:
"Baskı kuruldu. Bunlar Gezici, bunlar PKK’lı bunlar buralı değil gibi söylemlerle insanlar koparılmaya çalışılıyor. Yavaş yavaş sivillerden de saldırılar başladı. Gelen bazı kişiler insanları tahrik etmeye çalışıyor. Provokasyonlar başladı. Gelenler protesto eden insanları bunlar Gezici diyorlar. Pandemi yasağı bittikten sonra endişe orada toplanan insanlara 'Gezici' diyerek saldırmalarından endişe duyuyorum. Zaten son günlerde Akrep ve toplumsal olaylara müdahale araçları (TOMA) gelmeye başladı."
"Yeni gelen insanlarla protestolar sürer. Hükümet baskılarını artıracak gibi"
Şu an köylerde az insan olduğunu, seyahatlerin başlamasıyla şehir dışından gelen insanlardan da taşocağına karşı çıkacakların olabileceğini ifade eden Bekaroğlu, tepkilerin süreceğini söyledi ve ekledi: "Hükümet baskıları çok artıracak gibi"
"Tepki gösteren köylerde AK Parti'ye çıkan oy yüzde 84"
Taşocağı açılması planlanan iki köyde de AK Parti'ye yüzde 84 oranında oy çıktığını büyükşehirlerdeki İkizderelilerin de genellikle iktidara oy verdiğini söyleyen Bekaroğlu, yansıtılmaya çalışıldığı gibi çevre dışarıdan gelenlerin bölgeye büyük bir konvoy içinde gelen Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'nu da şatafat gösterisi yapmakla eleştirdi.
Göstericilere destek vermeye devam edeceğini söyleyen Bekaroğlu, çözümün taşocaklarının açılmasından vazgeçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
© The Independentturkish