Koronavirüs (Kovid-19) aşıları üzerindeki fikri mülkiyet hakkının (patent) kaldırılması tartışması gündemdeki yerini koruyor.
Kaldırılmasını destekleyenler, kararın birçok ülkede aşı üretimini başlatarak dünya genelindeki arzını artıracağını savunuyor.
Ancak bazı aşı şirketleri ile kimi Avrupa Birliği üyesi ülkeler ise patentin kaldırılmasına karşı çıkıyor.
Koronavirüs aşısında fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasını savunanların başında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yer alıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD'nin önerisine Rusya'dan destek
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, yaptığı açıklamada, aşıların üzerindeki fikri mülkiyet haklarının kaldırılmasının gündemde olduğunu belirtti.
Patent hakkından feragat edilmesi önerisine bir destek de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den geldi.
Putin, salgının acil bir durum olduğunu ve aşıların üretim kapasitesini artırmak için fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasını desteklediklerini ifade etti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) de patentin kaldırılmasını destekliyor.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ABD'nin destek açıklamasına övgüyle karşılarken, DTÖ Başkanı Ngozi Okonjo-Iwela da memnuniyetini dile getirdi.
Avrupa ve ilaç şirketleri karşı çıkıyor
Buna karşılık Almanya ve Fransa gibi birkaç Avrupa ülkesi öneriye pek sıcak bakmıyor.
Alman hükümetinden yapılan açıklamada, aşı üretimini sınırlandıran faktörlerin patentler değil, üretim kapasitesi ve yüksek kalite standartları olduğunu belirtildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise fikri mülkiyet haklarının şu an tartışmaya açılmasının yanlış olduğunu savundu.
Öte yandan Cenevre merkezli Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu (IFPMA) da ABD'ye tepki göstererek öneriyi "hayal kırıklığı" olarak nitelendirdi.
Peki koronavirüs aşısında fikri mülkiyet hakkının kaldırılması mümkün mü?
Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, bunun çözüm olmayacağı görüşünde.
"Patenti kaldırdık, üretin' denilse de pek çok ülke buna hazır değil"
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan, uluslararası anlaşmalarla verilen patent hakkının kaldırılmasının kolay bir iş olmadığını söyledi.
Tek problemin patent olmadığını kaydeden Ceyhan, "Önemli olan aşıyı üretecek yer bulmaktır. İnsanlar her yerde üretilebilir diye düşünüyor ama her ülkede üretim tesisi yok ve bunların kurulması ciddi zaman alıyor. Patenti kaldırdığınızda da problem hemen çözülmüyor" dedi.
Birçok kontrol mekanizması ve çok sayıda işlem gören aşının ilaç gibi olmadığına dikkat çeken Ceyhan, "Örneğin bir cansız aşının içerisinde azda olsa virüs parçacığı kalırsa insanlara hastalık bulaştırır. Aşının çok daha farklı bir prosedürü var ve çok fazla işlem gerektiriyor. Patent kaldırılsın ve kaldırılınca bu iş bitecek diye düşünmek doğru değil" değerlendirmesinde bulundu.
Şu an bile anlaşmalar karşılığında patentin verildiğini aktaran Ceyhan, aşı üretim tesisinin bir yıldan önce hazırlamanın mümkün olmadığını belirterek şunları kaydetti:
"Mesela Hindistan'ı düşünün. Şu an dünyada en çok pandemi aşısı üreten ülke Hindistan. Kendi ismiyle ürettiği bir aşısı yok. Birleşik Krallık ve Rusların aşısını üretiyor. Tamamen başkalarının patentiyle bu üretimi gerçekleştiriyor. Üretim için bir teknoloji gerekli ve o teknoloji Hindistan'da var. Örneğin Asya'daki ülkelere bakın hiçbirinde yok. ‘Patenti kaldırdık, üretin' denilse de üretecek tesisleri yok. Üretim tesisini yapıp hazır hale getirmekte bir yıldan önce mümkün değil."
"ABD şirketlerinin lehine sonuçlanacak bir süreç gibi duruyor"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol da Ceyhan gibi patentin kaldırılmasının tek başına çözüm olmayacağı görüşünde.
Fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasının tek başına sorunu çözemeyeceğini ifade eden Şenol, "Elbette hepimiz aşıya erişimin olması gerektiğini düşünüyoruz ama bu tek başına sorunu çözmüyor. Bunu isteyen ülkelerin kendi yararına olacak gibi duruyor. Çünkü patent kaldırıldığında hemen üretime hazır olan şirketlerin çoğu ABD'ye ait" ifadelerine yer verdi.
Aşı üretim teknolojisinin oldukça güç olduğuna vurgu yapan Şenol, "Aşıya ihtiyaç olan bölgelerde bu teknoloji şirketleri yok ve düzgün üretim yapılmazsa da bölge halkının güvenliği açısından riskli olur" dedi.
"Halk sağlığı sorunu var" denilerek patentin askıya alınabileceğini ve DTÖ'de söz sahibi ülkelerin anlaşarak buna taraf olması gerektiğini kaydeden Şenol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Problemi çözme kısmı çok boyutlu olsa da bu ABD şirketlerinin lehine sonuçlanacak bir süreç gibi duruyor. Dünyadaki aşı pazarı yine üretime hazır olan ülke ve şirketler tarafından yapılacaktır. Dolayısıyla bunun çözüm olacağını düşünmüyorum. Bunun yerine daha pratik çözümler geliştirilmeli. Mesela nüfus yoğunluğuna göre ülkeler aşı temini sağlanmalı. Ülkeler daha fazla işbirliği için adım atarak politik anlamda el sıkışmalı."
"Aşılarda patent uygulaması makul ölçülerle revize edilmeli"
Karadeniz Teknik Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, pandemiyi durdurmanın ancak küresel ölçekte hızlı ve yaygın aşılama ile mümkün olabileceğini belitti.
Salgının yoğun yaşandığı ülkelerde aşının etkisinden kendisini kurtaracak yeni varyantların ortaya çıktığını belirten Özlü, "Salgının, tekrar tekrar dönüp aşılanan ülkeleri de vurması olası görünüyor. Çünkü küresel çapta hızlı ve yaygın aşılama kolay değil" dedi.
Aşılarda patent uygulamasının olağanüstü salgın koşulları göz önüne alınarak makul ölçülerle revize edilmesi gerektiğini dile getiren Özlü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Aşı üretimi, tedariki, paylaşımı, lojistiği, uygulaması gibi süreçlerdeki sorunlar yanında; aşı karşıtlığı, aşı tereddüdü gibi olgular da bunu zorlaştırıyor. Aşılarda klasik patent uygulamasının, olağanüstü salgın koşulları göz önüne alınıp, tarafların uzlaşacağı makul ölçülerle revize edilerek, standartlara uygun üretim kapasitesine sahip farklı merkezlerde üretilebilmesi bu sorunun çözümüne önemli bir katkı sağlar düşüncesindeyim."
© The Independentturkish