Ayasofya, 24 Temmuz 2020 günü tekrar cami statüsüyle ibadete açıldı.
Tarihi mabedin bütününde, 86 yıl sonra tekrar namaz kılınmaya başlandı ve o günden bu yana gündemden hiç düşmedi.
Başimam olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın da Ayasofya kadar çok konuşuldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Attığı tweetler AK Parti'li milletvekillerinin dahi tepkisini çekti. Boynukalın, geçen haftalarda Ayasofya Camii Başimamlığı'ndan ayrıldı ve Marmara Üniversitesi'ndeki görevine geri döndü.
Cumhuriyet döneminde ilk kez Ayasofya'da namaz kıldıran imam
Aslında benzer bir durum 30 yıl önce de yaşanmıştı.
Anavatan Partisi'nin iktidarında Ayasofya'nın küçük bir bölümü ibadete açılmış, imam olarak Mahmut Toptaş atanmıştı.
Toptaş bir süre yaptığı bu görevi bırakarak başka bir camiye geçmek zorunda kalmıştı.
Ayasofya müzeyken orada namaz kıldırmaya başlayan ilk imam olan Mahmut Toptaş ile o günleri konuştuk.
"İmamlık kadrosu Ayasofya'dan hiç ayrı tutulmadı"
Ayasofya'ya Cumhuriyet tarihi boyunca sürekli imam atandığını ama atanan imamların başka yerlerde istihdam edildiğini belirten Toptaş, "İmamlık kadrosu Ayasofya'dan hiç ayrı tutulmadı. Diyanet'in resmi evraklarına göre burası hep camidir. Kadrosu da 657'ye tabi imamları da hep vardır. Ama cami statüsünü aldıkları ve müzeye çevirdikleri için bu hocalar hep başka camilerde istihdam edilmişler" dedi.
İmam olduktan sonra 4 yıl boyunca başka camilerde vaizlik yaparak görevini yerine getirdiğini söyleyen Toptaş, "1971 yılında Ayasofya'nın küçücük bir alanında namaz kıldırmaya başladım" ifadelerini kullandı.
"Resmi evrak göndermediler, telefonla bildirdiler"
"Namaz kıldırılan yer Hristiyanların yaptığı binada değildi. Osmanlı Devleti'nin sonradan Ayasofya'ya ilave ettiği bir yapıydı. Birileri ana binaya imamların girmemesi için yoğun gayret gösterdi" diyen Toptaş, "O küçük alanı temizlediler, iki halı serdiler bana 'Burada namaz kıldır' dediler. Devlet, açılışında hiçbir yazılı belge göndermedi. Bakan Namık Kemal Zeybek, Diyanet'e telefon açtı. Diyanet İstanbul Müftüsü'nü, İstanbul Müftüsü Eminönü Müftüsü'nü aradı. Eminönü Müftüsü de beni çağırdı ve 'Pazartesi günü öğle namazını kıldırmaya başlayacaksın' dedi. Namaz öyle kılınmaya başlandı" şeklinde konuştu.
Bu tarihten sonra medya, Ayasofya İmamı Mahmut Toptaş'ın konuşmalarını cümle cümle takip etmeye başlamıştı.
Ayasofya İmamı manşetlerde, müfettişler görevde
Toptaş'ın bir cuma vaazında söylediği şu sözler dönemin etkili gazetelerine haber oldu:
"Fatih Sultan Mehmet gelse Ayasofya'ya bilet almadan sokmazlar. Ama o bir fatihtir, Ayasofya'ya girmenin yolunu bulur."
Toptaş'ın konuşmaları gazetelerde yayınlanınca Diyanet İşleri Başkanlığı Toptaş'ı teftiş etmesi için müfettişler görevlendirdi.
Soruşturma sonunda Ayasofya İmamı Toptaş bir resmi yazıyla "ikaz" edildi.
"Dönemin yöneticileriyle olan didişmemize son vermemizi istiyorlardı" diyen Toptaş, "Sonradan sözlü emirle 'Hocayı oradan alın' denildi. Bu emri de yazılı vermediler" diye konuştu.
Bugün tweet, dün demeç: Müslümanların malından Müslümanlara verilen bölüm 66'da 1'dir
Toptaş bir defasında da basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine şöyle diyecekti:
"Ayasofya Camii 6 bin 644 metrekaredir. İbadete açılan yer ise 150 metrekaredir. Müslümanların malından Müslümanlara verilen bölüm 66'da 1'dir. Geri kalan taraf Batılıların istekleri doğrultusunda hizmet görmektedir."
Siyasi baskılar artınca Toptaş bir dilekçe vererek yerinin değiştirilmesini istedi. Cuma vaazı verirken gösterdiği "cesur" tavrını dilekçesinde de devam ettiriyordu.
"Af" talebi değil, dilekçe: Diyanet camiasını bakan karşısında sıkıntıya düşürmemek için...
Toptaş dilekçesine şöyle yazdı:
"10 Şubat 1991 tarihinde Büyük Ayasofya Camii'nin "Sultan Mahfiline" giriş bölümünün ibadete açılması nedeniyle bu giriş bölümünde fiilen namaz kıldırmaya başladım. (…) Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in telefonla ısrarlı istekleri doğrultusunda Ayasofya'dan alınmam istendiğini öğrendim. On beş yıl hizmet verdiğim Diyanet camiasını bakan karşısında sıkıntıya düşürmemek için Mimar Hayrettin Camii imamı Osman Şen'le karşılıklı yer değiştirmeyi kabul ediyorum."
"Boynukalın ferasetli bir hoca, onu savunan olmadı, yazık ettiler"
Ayasofya tekrar cami olduktan sonra atanan ilk imam olan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın Türkiye'nin en seçkin ilim insanlarından biri olduğunu söyleyen Toptaş, "Ferasetli, aklı başında bir hoca. Politikanın nasıl çalıştığına fazla kafayı yormamış, kendini ilme adamış bir insan. Yazık ettiler böyle değerli bir insana. 2 milletvekili ağır kelimeler kullandı ama diğer taraftan savunan olmadı. Mehmet Hoca zaten oraya kadrosuyla gelmemişti. Maaşını Marmara Üniversitesi'nden alıyordu, üniversiteden görevlendirmeyle gelmişti. Şimdi de geri döndü. Yazık ettiler."
"Son yıllarda 'konuşan' imamlar harcanıyor, bunu siyasilere sormak lazım"
Toptaş, Özal hükümeti ile bu hükümet farklı da olsa Boynukalın'la benzer akıbetleri yaşamış görünüyor. O bu durumu şu sözlerle değerlendirdi:
"Bunu siyasilere sormak gerekiyor. Son yıllarda epeyce konuşan imam harcandı. Bunun nedenini siyasilere sormakta fayda var. Ama bunu bilen birine sormak gerekiyor. Normal bir milletvekili gider elini kaldırıp indirir. Bilen birine sorduğunuz zaman biz de öğrenmiş oluruz. Ama zaman değişti. Yazda olan olayın güzde değerlendirmesi farklıdır. Her dönemin kendisine göre bir üslubu var. Geçmişe göre bir netice alındı. Mehmet Boynukalın'la benim ortak yönüm ikimizin de Karamanlı olması."
© The Independentturkish