Kılıçdaroğlu gençlere seslendi: Sizden çalınan her şeyi onlardan alıp size iade edeceğim

Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti büro çalışanı Kürşat Ayvatoğlu’nun adının karıştığı skandal için, “Ortaya çıkan tablo tepeden tırnağa bir vurgun tablosudur” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Grup Toplantısında açıklamalarda bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Uyuşturucu kullanırken görüntüleri ortaya çıkan AK Parti büro personeli Kürşat Ayvatoğlu'yla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "AKP'nin yarattığı gençler var. Her türlü yolsuzluğu, vurgunu görüyorlar. Benim neyim eksik diyor. Hırsızı büyükelçi yapıyorlarsa beni de yükseltirler diyor. Ortaya çıkan tablo tepeden tırnağa bir vurgun tablosudur" dedi.

SMA'lı çocuklar

Konuşmasında (Spinal Muskuler Atrofi) SMA hastası çocuklarının tedavilerinin devlet tarafından karşılanması konusunda çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, “SMA hastalığını gayet iyi biliyorum. Sosyal devletin varlık nedeni bu tür ailelere her türlü yardımı yapmak, tedaviyi gerçekleştirmektir. Tedavinin pahalı olduğunu biliyorum. Bu pahalılık içinde ailelerin çocuklarını tedavi ettirmek için ellerinde yeterli imkân olmadığını da gayet iyi biliyorum. Her yerde, her koşulda sizin yanınızdayız. Sizin haklarınızı sonuna kadar savunacağız. Çünkü çocuklarınız bu ülkenin evlatları” diye konuştu.

“Devleti yönetenler harcadıkları her kuruşun hesabını millete vermek zorundadır“

İktidarın devleti istediği gibi keyfi şekilde yönetemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “İsraf, inancımıza göre de haramdır. Mademki haramdır, mademki israftan kaçınacağız; o zaman devleti yönetenler, görkemli, şatafatlı işlerden özenle kaçınırlar. Çünkü devleti yönetenler israf batağında yüzerlerse bütün dünyada alay konusu olurlar. Bu nedenle en saygın devletlerde devleti yöneten iktidarın başındaki, en tepedeki kişinin, dünyada hiçbir örneği yoktur, 13 uçağı olmaz. 13 uçak demek milyonlarca kişinin hakkını gasbetmek demektir. Bu nedenle devleti yönetenler israftan kaçınırlar. Tam tersine devleti yönetenler; kendileri, aileleri ve yakınlarıyla beraber topluma örnek olurlar. Mütevazı bir yaşamları olur ve toplum onları gördüğü zaman gururlanır. 'Bizim seçtiğimiz kişiler bize örnek oluyorlar. İsraftan kaçınıyorlar. Har vurup harman savurmuyorlar. Kaynakları yandaşlara aktarmıyorlar, toplum için kullanıyorlar.' denir. Dolayısıyla bizim temel felsefemiz budur” dedi.

“Hangi devlet anlayışında bu vardır?”

“İntikam duygusuyla devlet yönetilmez” diyen CHP lideri, Cumartesi Anneleri ile  Diyarbakır'daki anneler arasında bir ayrım yapmadıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Devletin görevi bu annelerin taleplerini karşılamak. Siz Cumartesi Anneleri'ni topluyorsunuz, yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu vardır? Hakkı teslim etmesi gereken devlet, kişinin hakkının elinden alıyor. Hangi vicdan, hangi ahlak, hangi insanlık bunu kabul eder? Geçmişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime, MHP'ye oy veren bütün kardeşlerime anlatıyorum. Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Biz şiddetten kaostan uzak, huzurlu bir toplum istiyoruz” diye konuştu.

“İşsizlik en büyük kötülüktür”

Devleti yönetenlerin işsizliğin bir felaket olduğunu bilmek zorunda olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsiz insandan bir şey bekleyemezsiniz. Aylardır iş arayan birinin derdini kim bilir? Devleti yönetenler, işsizlik bütün kötülüklerin anası ise işsizlere iş bulmak zorundadır. Bunu yapmadığı zaman toplumsal sorunlar ortaya çıkar. Çaykur'daki 210 kişilik kadroya 23 bin kişi başvurmuş. Peki, AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim; bu tablodan memnun musunuz? Memnun olmadığınızı biliyorum. Sizin içinizden bazılarının çocuklarının çok iyi yerlerde olduğunu da biliyorum. Bir değil, birden fazla yerden maaş aldıklarını da biliyorum. Ama bu ülkenin evlatları hepimizin evlatlarıdır. 10 milyon işsiz 10 milyon hanede huzursuzluk var demektir. Saray'da oturanlar farkında mı? Benim içim yanıyor ama onların yanmıyor” dedi.

Türkiye’nin kaynaklarının Londra’daki tefecilere faiz olarak aktarıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Sözüm sözdür; iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden biri Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatmaktır. Yeter artık ya, yeter artık” dedi.

“Ne işin var senin Mısır ile kavga ettin kardeşim”

AK Parti’nin dış politikada zikzaklar çizdiğini öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, “AK Partili kardeşlerime özellikle sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanısın, 33 şehidimiz var, vuran Rusya ve sen gidiyorsun Rusya'ya Putin'in kapısında bekliyorsun. Sonra ben 'Türkiye'ye itibar kazandırdım' diyorsun. Ağırıma gidiyor. Sizde hiç karakter yok mu ya. Karaktersiz insanlar devleti yönetemezler. Hele dış politikada. Ne işin var senin Mısır ile kavga ettin kardeşim. Senin Mısır ile birlik olman gerek. Suriye için 40 milyar dolar harcadın. Ne geçti eline?” diye sordu.

“Bu ülke bir avuç insan tarafından soyuluyor”

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin soyulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Açıkça söylüyorum, bu ülke bir avuç insan tarafından soyuluyor” dedi.

Şentop’a Montrö tepkisi

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un tartışma yaratan Montrö açıklamasına tepki gösteren CHP lideri, “Devleti yöneten kadroların kendi tarihini bilmek zorundadır. Eğer TBBMM Başkanı Montrö Sözleşmesi'nin ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturmaz. Oturmamalıdır. Şimdi, "Efendim ben öyle söylemedim", bırakın onları. Bir gece yarısı, bir kararla TBMM iradesine ipotek kondu mu konmadı mı? Kondu. İstanbul Sözleşmesi ne oldu? Ben feshettim diyor. Meclis Başkanı'ndan bir haber var mı?  Cesaret edemiyor. Neden, koltuğunu ona borçlu. AK Parti milletvekilleri ve MHP milletvekilleri, tamamı Türkiye Cumhuriyet Devleti'nde bir kişiye hizmet ediyorlar. 83 milyona değil. Bir kişiden talimat alıyorlar. Buradan söz veriyorum; o zorba gidecek İstanbul Sözleşmesi geri gelecek” diye konuştu.

“Geleceğim ve atayacağım”

Her muhtara bir yardımcı atanması önerisinin Erdoğan ve Bahçeli tarafından anlaşılmadan eleştirildiğini ve Erdoğan’ın “Sen gelirsen atarsın” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Geleceğim ve atayacağım. Devleti yönetenlerin en azından kendi ülkelerinin tarihini bilmelidir. “Kizir” ne demek bilir misiniz? Kiziroğlu'nun ne olduğunu bilirler mi acaba? Muhtar yardımcısı. E ben yardımcı vereceğim. Muhtarı aşağılıyor. Bütün muhtar kardeşlerime sesleniyorum, sizin haklarınızı savunacağım. Onlar duymadı bi daha söyleyeyim, hem yardımcı vereceğim hem de size özel bütçe vereceğim” dedi.

“Peki Türkiye niye kıpkırmızı oldu?”

Devleti yönetenlerin topluma örnek olmak zorunda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tutarlılık olması lazım. Efendim pandemi var sosyal mesafeyi koruyalım… En tepedeki adam koro halinde söylüyorlar. Peki Türkiye niye kıpkırmızı oldu?  Lebaleb kongreleri doldurdu, bir de onunla övündü. Bunlar devleti yönetiyor. Şimdi yeniden kapanma başladı. Fatura kime? Esnafa. Saray'dakilere fatura mı çıkar. Esnaf kardeşim sana sesleniyorum, beni ve ailemi biliyorsun Saray'dakileri de biliyorsun. Bütün bu tabloyu vicdanına bırakıyorum” diye konuştu.

Borsa İstanbul tepkisi

CHP lideri, “50 bin euroluk çantayla gezemezsiniz. Bu kadar açlık, yoksulluk, fakirlik, fukaralık varken 50 bin Avroluk çantayla kimse gezemez” dedi.

2 bin 825 lira asgari ücret alan vatandaşların vergi ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, Borsa İstanbul yönetim kurulu üyelerinin 24 bin liralık maaşlarının vergiden muaf tutulmasını da eleştirdi.

“Bunun hesabını soracağım”

Merkez Bankası’ndaki görev değişikliği nedeniyle ortaya çıkan faturanın ülkeye büyük bir yük yarattığını belirten CHP lideri, “Neredeyse her hafta Merkez Bankası Başkanı değişiyor. Ne oluyor Allah aşkına? 20 Mart ile 27 Mart arası bir vurgunu anlatacağım. Neden Merkez Bankası Başkanı sık sık değişti? Merkezi yönetimin dış borcu; 20 Mart'ta dolar kuru 7.28' 765 milyar 800 milyon lira dış borcu var. 27 Mart'ta 765 milyar çıktı, 841 milyar 600 milyon liraya. Dolar kurunu 8 liradan aldık. Merkezi yönetimin dış borcu sadece 7 günde 75 milyar 800 milyon lira artı. 7 günde bu milletin sırtına yüklenen yük. Bunun hesabını soracağım” dedi.

“Gerçek milliyetçi biziz”

Konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’yi de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bahçeli'nin bir gün olsun 'bu esnafın derdi nedir' diye sorduğunu duydunuz mu?Duyamazsınız, duyamazsınız. Onun derdi biziz. Bir güne bir gün, 'ya bu çiftçinin derdi nedir' diye sorduğunu duydunuz mu. Onun tek bir arzusu var; muhterem beyefendi orada nasıl kalacak, ben de altına halı olayım. Kim gerçek milliyetçi? Biziz” dedi.

Kürşat Ayvatoğlu olayı

AK Parti büro çalışanı Kürşat Ayvatoğlu’nun lüks bir araç içinde uyuşturucu kullanırken ortaya çıkan görüntüsü ve yaşadığı göstrişli hayat hakkında da konuşan CHP lideri, “Bir tarafta bunlar yaşanırken, bir tarafta da zevki sefa içinde olan AK Partili gençler var. Dünyadan habersiz bu gençler, yukarıya bakıyorlar herkesin keyfi yerinde. Altlarında lüks arabalar, her türlü imkan. Vurgun deseniz, yolsuzluk deseniz gırla gidiyor. E ben de yapayım diyorlar. Buradan, kokain şeker falan bunlardan söz etmek istemiyorum Allah şifa versin, umarım kısa sürede iyileşir. Ama ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle barışık bir tablo değildir. Ortaya çıkan tablo bir vurgun tablosudur” dedi.

Daha önce de, Şanlıurfa  AK Parti Gençlik Kolları Başkanının ortaya çıkan bir görüntüde "Lan fakirler beni rahatsız etmeyin beni burada" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Düşünceye bakın arkadaşlar, vatan sevgisi var mı burda? Kul hakkını korumak var mı burada. Kimi örnek alıyor? Saray'ı örnek alıyor” dedi.

“Sizden çalınan her şeyi, onlardan alıp size iade edeceğim”

AK Parti Genel Merkez bürosunda çalışan Ayvatoğlu’nun Kastamonu'dan geldiğini ve bütün Kastamonuluların da tabloyu çok iyi bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hepsinin başımın üstünde yeri var. Kastamonu’nun milli mücadele yıllarındaki katkısını çok iyi biliyorum. Kastamonu'yu bunun tümüyle dışında tutuyorum. Bir kişi kalkıp lüks arabalar içinde yaşıyor ve bir büro personeli. Görmüyor mu kimse? Görmüyor çünkü, hepsi aynı pozisyonda. Değerlerden bahsediyorlar. Bizim tarihimizde böyle bir değer var mı?” diye sordu.

Gençlere de seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Rüşvetçiyi büyükelçi yaptığınız andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarını sıfırlıyorsunuz. Bu da ortaya çıkmasaydı bu da öyle gidecekti, ne olacak bunu da bir yere büyükelçi yapacaklardı. Belki Washington’a büyükelçi atarlardı. Yetkileri var. Ülke açlıktan kırılıyor, binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bu lüks nedir, bu şatafat nedir. Bütün gençlere sesleniyorum, sizler hem Türkiye'nin bugünü hem de yarınısınız. Öyle bir tablo inşa ettiler ki, gençler geleceklerini yurt dışında arıyor. Bunun hesabını soracağız, bu çocuğu bu hale kimler getirdi, kimler görmedi? Sizden çalınan her şeyi, onlardan alıp size iade edeceğim. Hakkınızı teslim edeceğim size”

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU