Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “Andımız”ın okutulması yönündeki kararın iptal edilmesiyle ilgili bugüne kadar gelen süreci kaleme aldı. Erkin, MHP lideri Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik olarak söylediği “Bir gün iktidardan ayrıldığın dönemde, MHP'ye iktidar nasip olursa, nerede ikamet edersen et onun 25-30 metre karşısına 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazmazsam, okula giden çocuklara, evinin önünde Andımız'ı okutmazsam, bunların alayının hesabını sormazsam namerdim…” ifadelerini hatırlattı.
Erkin, “Bahçeli, ‘andımızı’ kimin evinin önünde okutacağını söyledi?” başlıklı köşe yazısında şu bilgileri verdi:
Tarih 18 Ekim 2018… 8 Ekim 2013'te kaldırılan Öğrenci Andı, Danıştay'ın kararı ile geri döndü. Danıştay, “Öğrenci Andı okutulsun” dedi. Danıştay 8. Dairesi'nın 2018/2319 numaralı kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi milli eğitim sistemimizin Kanun ve Yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır…”
Tarih 24 Ekim 2018… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen “Şura-yı Devlet'ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu”na katıldı. Erdoğan şöyle konuştu: Danıştay, 5 yılda and ile ilgili karar veriyor. 2013'ten 2018'e kadar neredeydiniz? 2018'e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına göz yummamalıyız.”
Tarih 31 Ekim 2018… MHP lideri Devlet Bahçeli, and konusunda sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı: “Çözülme sürecinin en karanlık döneminde Andımız kurban seçilmişti. ‘Ne Mutlu Türküm Diyene' seslenişi her taraftan silinmiş ve kazınmıştı. Bu durum elbette yanlıştı, vahim bir sapma haliydi. Danıştay 8.Dairesi maşeri vicdana tercüman olmuş, Türk milletinin ruh kökünden fışkıran çığlığa bigane kalmamış, kalamamıştır. Peki, Danıştay'ın vermiş olduğu karara gölge düşürmek için kuyruğa girenlere, adeta tahammülsüzlük yarışına heves edenlere ne oluyor? Neden kabus görmüş gibi hareket edip, yıkım ve çözülme süreçlerinin kötü hatıralarına sarılıyorlar? Andımız milli kimliğimizin alameti farikalarından birisidir. Sevmeyen varsa sussun, okumayacak varsa kendi işine baksın.”
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tartışmanın ana merkezinin “ulus-devlet” ve “milli kimlik” kavramı olduğu görüşünü dile getiren Erkin, şöyle devam etti:
Cumhur İttifakı'nda 2018'de yaşanan bu çelişki aslında “iki benzemezin” nasıl orta hareket ettiği sorusunun bir kez daha gündeme gelmesine neden olmuştu! Hatırlayın: Türk kavramının yerine “Türkiyelilik” diyen “AKP-liberal-cemaat-HDP” ittifakının hakim olduğu günlerde Atatürk demek bile ‘faşist olmakla' eş tutuluyordu! Oysa… Ulus-devlet çizgisini savunanlar, ırkçılık üzerinden değil bir ekonomi-politik üzerinden “Halkçı-milliyetçi' bir söylemle Kemalist Devrim'e sahip çıktı, çıkıyor!
Tarih 3 Ekim 2013… MHP lideri Bahçeli, Andımız'ın kaldrılmasına tepki olarak genel merkez binasının ön cephesine, Andımız'ın yazılı olduğu afiş astırdı.
Tarih 8 Ekim 2013… Erdoğan, AKP Grubu'nda şu cümleleri kurdu: “… 1930'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. balı yersen ağız tatlanır, Türküm demekle Türk olunmaz. Doğruyum demekle çalışkan olunmaz. İnsan ailesinden öğretmenlerinden çevresinden aldığı eğitimle bir takım değerlere sahip olur. Çalışkanlığı bir kenara bırakıp borca, işsizliğe mahkum ettiler. Andımız lafın ötesine geçseydi en başta CHP ve MHP Türkiye'ye bu kadar ağır bedeller ödetmezdi…”
Erdoğan, liberaller, HDP, cemaat (Fetullah) o günlerde “Kemalist Devrim”i böyle eleştiriyordu. Ya MHP?
Tarih 2 Mart 2014... Bahçeli, Manisa'da şu cümleleri kurdu: “Bir gün iktidardan ayrıldığın dönemde, MHP'ye iktidar nasip olursa, nerede ikamet edersen et onun 25-30 metre karşısına 'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazmazsam, okula giden çocuklara, evinin önünde Andımız'ı okutmazsam, bunların alayının hesabını sormazsam namerdim…”
“Bugün ne değişti? Peki CHP'nin tavrı nasıldı?” diye soran Erkin, yazısını şöyle sonlandırdı:
Tarih 1 Kasım 2018… CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te Danıştay'ın ‘Andımız' kararı soruldu. Danıştay'ın gerekçesinin sağlam olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu net konuştu: “… Türkiye ırk temeline dayalı bir devlet değildir, bir siyasi bilinç devletidir. Irk temelli bir şey yok orada. Eskiden beri okunuyor ‘Andımız'. Oturdular çözüm sürecinde bunu kaldıracağız dediler. Bizim ağrımıza giden nokta şu: Erdoğan'ın Danıştay hakimlerini aşağılayarak, küçümseyerek, azarlayarak meydan okuması. Nerede, Külliye'de. İnsanın ağırına gidiyor. Normalde Danıştay üyeleri buna tepki göstermesi gerekiyor. Ama hakim çıkıp konuşmaz, kararıyla konuşur. Danıştay kararını vermiştir, gerekçesi sağlam, yerinde bir karardır. O karara uyulması lazım. Danıştay Genel Kurulu'nda Erdoğan'ın istediği şekilde karar çıkacaktır, bunu yazın bir kenara. İstiklal Marşı'nda ırktan bahsedilmiyor mu? Kimin ırkı bu.”
SONUÇ: Türk kelimesine sahip çıkmak, ulus-devlete, Kemalist Devrim'e sahip çıkmaktır. Cumhur İttifakı ya da Millet İttifakı'nın, “Andımız” özelinde sembolleşen Cumhuriyet Devrimi'ne nasıl sahip çıkacağı konusunda karar vermesi gerekiyor!
Sözcü, Independent Türkçe