Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un “herhangi bir bakandan pozisyon olarak farklı olmadığı” görüşünü dile getirdi.
Posta gazetesinden Murat Çelik, bugünkü köşe yazısında Uçum ile yaptığı görüşmeyi aktardı.
Çelik, şunları yazdı:
Gara operasyonu sonrası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bir tweet attı ve “HDP demek PKK demektir. HDP, PKK’dan aldığı emirle hareket eden bir siyaset kuklasıdır” dedi. Altun’un 14 Şubat 2021’deki bu çıkışına Halkların Demokratik Partisi (HDP) de Twitter üzerinden: “Halkın gerçekleri bilmeye hakkı vardır. Hesap vereceksiniz” yanıtını verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Bu sert diyalog üzerine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum HDP’ye çok sert tepki gösterdi. Uçum’a, bu konuyu sordum” diyen Çelik’in soruları ve Uçum’un yanıtları şöyle:
Sayın Uçum, siz bu tartışmada “Devletten hesap sorulmaz” dediniz. Bu noktada ortaya şu soru çıkıyor: Devlet hesap verebilir olmamalı mı? Devletten nasıl hesap sorulur?
Devletin kötü pratikleri ve yöneticilerin kusurları üzerinden hesap sorulur. Bunlar da devletin organları eliyle ve demokratik yollarla yapılır. Diyelim ki bir konuda suç işleme iddiası var. Gider savcılığa suç duyurusunda bulunursunuz. Hesabı soran yargıdır ve yargı devletin organıdır. Ya da idari yargı yoluyla, idari işlemler ve eylemler denetlenir. Veya halk olarak seçimlerde oy gücünüzle hesap sorarsınız. Yani devletten doğrudan hesap sormak gibi bir kavram yok. Buradaki mesele şu… Hukuki referans yok, tehdit var. Hukuki mercilere, demokratik mekanizmalara ya da halkın oy gücüne referans yapmadan devletten hesap sorma dili devlet karşıtlığıdır ve bu bir tehdit dilidir. Bunu yapamazsınız.
Yani sorun dilde, ifade şeklinde mi?
“Seçimlerde” ya da “Yargı önünde hesap vereceksiniz” türünden bir cümle kurulmuyor orada. Türkiye’de devlet karşıtı siyaset sanki meşruymuş gibi bir algı var. Devletin bütün organlarını, kurumlarını karşıya alarak veya göz ardı ederek ve hukuku dışlayarak bağımsız bir hesap sorma dili kullanmak, tehlikeli bir ezber, devlet düşmanlığına zemin hazırlayan ideolojik bir saldırıdır.
Muhalefetin İletişim Başkanı için “Altun bir atanmış ama siyasi açıklamalar yapıyor” şeklinde eleştirileri var. Bu görüşe ne diyorsunuz?
Fahrettin Altun’un pozisyonuyla bir bakanın pozisyonu arasında fonksiyon olarak bir fark yok şu anda. O da Cumhurbaşkanı’nın iletişim programını hayata geçiriyor. Bakın yöneticilere yönelik eleştiri, iddia hakkı elbette vardır ama buradaki asıl mesele şu: İdeolojik olarak, devlet karşıtı siyaseti meşrulaştırmaya çalışmak son derece tehlikeli bir şeydir ve bu gayrimeşru siyasettir. Hesap sorma mercileri ve hesap verme mecraları hukuk içinde bellidir. Devlet demokratik yollardan etkilenir, demokratik işleyişi güçlendirilir, meşru olan budur.
Posta, Independent Türkçe