"Huysuz Virjin" adıyla uzun yıllar boyunca yaptığı şovlarla tanınan sanatçı Seyfi Dursunoğlu, vefatından ardından açıklanan vasiyetine göre mirasını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) bıraktı.
Hürriyet gazetesinden İsmail Bayrak'ın geçen günlerde yayımlanan haberine göre Dursunoğlu'nun vasiyetine yeğenleri Evren S. ve Erhan S. itiraz ederek konuyu mahkemeye taşıdı.
Haberde davanın mart başında görüleceği belirtildi. Miras paylaşımları, her dönem insanlar ve aileler arasında bir uzlaşmazlık konusu olarak sorunlara, kavgalara ve davalara neden olabiliyor.
Bundan dolayı miras hukukuna dair merak edilen bazı başlıkları İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezer Çabri ile konuştuk.
"Mirasın tamamı bağışlansa dahi birinci dereceden akrabalar hak alabiliyor"
Dursunoğlu'nun bıraktığı mirastan pay almak isteyen yeğenlerinin durumunu değerlendiren Çabri, Türk hukukunda saklı-paylı miras olduğunu ifade etti.
"Bir kişi bütün mirasını bir vakfa veya kan bağı olmayan bir kişiye bırakması durumunda yakınları bu mirastan pay alabilir mi?" sorusunu Çabri, şöyle cevaplandırdı:
Bizim hukukumuzda saklı paylı miras var. Bu kapsama çocuklar, torunlar, onlardan türeyen kişiler, eş, anne ve baba yani birinci dereceden akrabalar girer. Kanun bu kişilerin mirasını korur. Biz buna saklı paylı miras diyoruz. Örneğin Dursunoğlu, mirasının tamamını ÇYDD'ye bıraktı. Şayet Dursunoğlu'nun birinci dereceden akrabaları yani çocuğu, torunları, eşi, annesi, babası varsa kanun onların mirasını koruyor, dava açıp mirasın bir kısmını alabiliyorlar.
"Çocukları olsaydı ÇYDD'ye bağışlanan mirasın yarısını alabilirlerdi"
Çabri'nin verdiği bilgiye göre kişilerin saklı-paylı mirastan aldıkları oranlar da duruma göre değişiyor. Ama Dursunoğlu'nun iki çocuğu olsaydı ve bu durumda dava açsalardı ÇYDD'ye verilen mirasın yarısı onlara verilecek, iki çocuk da bunu yüzde 25'er oranda bölüşecekti.
"Kardeş, yeğen, kuzenler, dayı gibi akrabalar usulüne uygun bağışlanan mirastan pay alamazlar"
Dursunoğlu'nun yeğenlerinin itirazlarına karşın mirastan pay almasının pek mümkün görünmediğini ifade eden Çabri, bunun nedenini şu şekilde açıkladı:
Dava açanlar veya dava açmayı düşünenler mirasçının kardeşi, yeğeni, kuzenleri, amca, dayı, teyze gibi ikinci dereceden akrabaları ise saklı paylı miras hakkı yoktur. Bu durumda örneğin Dursunoğlu, servetinin tamamını kan bağı olmayan bir kişiye bırakabilir onlar da bir şey yapamaz. Sadece şöyle olabilir. Dursunoğlu'nun vasiyetnameyi hazırlarken akıl sağlığının yerinde olmadığını veya vasiyetin kanunların öngörmediği şekilde hazırlandığını iddia ederek dava açabilirler ama bunun da ispatlanması lazım. Böyle bir geçersizlik yoksa her şey usulüne uygunsa vasiyetname yapıldığında Dursunoğlu'nun akıl sağlığı yerindeyse yeğenler uzak akrabalar hiçbir şey yapamazlar.
"Anne babaya hakaret, tokat atma bile mirastan çıkarma nedeni"
Çabri, "Peki bir anne baba çocuğunu mirastan çıkarabilir mi?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Evet çıkarabilir. Burada kısa bir açıklama yapmak lazım. Karıştırılıyor. Reddi miras demek kişinin kendisine gelen mirası reddetmesi demek. Bir kişinin çocuğunu miras hakkından mahrum bırakması ise mirastan çıkarmak oluyor. Bunun için kanunda öngörülen iki sebep var. Onlar gerçekleşirse çocuklarınızı bile mirastan çıkarabilirsiniz. Bunlardan birincisi miras bırakanlara veya yakınlarına karşı ağır suç işlemesi ve aile hukukundan doğan sorumlulukların ihlal edilmesi. Örneğin hatırlarsanız bir çocuk babasına bombalı paket göndermiş, onu öldürmeye kast ederek suç işlemişti. Ayrıca ağır bir suç işlemesi de gerekmiyor. Hakaret etme, anne babaya bir tokat atma bile mirastan çıkarmaya yeterli.
"Anne babasını hiç aramaması sormaması da yeterli neden"
Çabri'nin bir uyarısı da "hayırsız" evlatlara yönelik: "Çocuğun, anne babasını hiç aramaması, sormaması ve ilgilenmemesi de mirastan çıkarma sebebidir. Böyle şeyler varsa bir vasiyetname hazırlayarak nedenini yazdıktan sonra 'Ben çocuğumu mirastan çıkarabiliyorum mirastan pay alamaz' diyebilir."
"Seni evlatlıktan reddediyorum. Mirastan çıkardım demek tek başına yeterli değil"
Tabi bu noktada Çabri, Hulusi Kentmen'in rol aldığı filmlerde sık görülen bir diyalog olan "Seni evlatlıktan reddettim. Mirasımdan pay alamazsın" sözüne atıfta bulunarak, benzer bir ifadenin bir çocuğu mirastan çıkarmak için tek başına yeterli olmayacağını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Mutlaka kanunda öngörülen sebeplerden birinin gerçekleşmesi ve bunun vasiyetnamede yazılması gerekiyor. Yani diyecek ki ben oğlumu şu nedenden mirastan çıkarıyorum.
"Mirastan çıkarılan çocuk dava açarsa iddia edilen kabahati işlemediğini ispatlamak durumunda"
Çabri, mirası yazan kişinin yani anne babanın çocuğunu mirastan çıkarmasına neden olan olayı belgelemek zorunda da olmadığını söyleyerek, şöyle konuştu:
Bunu vaka olarak yazmanız yeterli. Uyuşmazlık olursa daha sonra böyle bir şey olup olmadığını taraflar mahkemede ispatlar. Böyle bir şey için yazılı belge gerekmiyor tanık beyanı bile yeterlidir. Yani diyelim ki baba, oğlunu ‘Benle hiç ilgilenmiyor' diyerek mirastan çıkardı. Çocuk babanın ölümünden sonra dava açıp vasiyetin iptalini istedi. İşte o zaman çocuğun babasının iddia ettiği kabahati işlemediğini ispatlaması lazım.
"Mirastan çıkardığını ölmeden önce bildirmek zorunda değil"
Çabri, ayrıca anne babanın bir çocuğunu mirastan mahrum bırakan bir vasiyetnameyi düzenlemesi halinde bunu henüz sağlığında çocuklarına bildirmek zorunda da olmadıklarını kaydederek, "Ölümlerinin ardından mirastan mahrum bırakılan çocuk iddia edilen kabahati işlemediğini ispatlar, mahkemede buna inanırsa saklı paylı miras payını alabilir" dedi.
"Nedensiz mirastan mahrum bıraktığı çocuk hakkını alır"
Çabri, "Bir kişinin diğer çocuklarına miras bırakırken bir çocuğunu ismini hiç geçirmeden miras bırakmaması durumunda ne olur?" sorusunu da cevaplandırdı:
Diyelim ki bir adamın dört evi, beş çocuğu var. Vasiyeti açıldı dördüne ev bırakmış, beşincisine bir şey yok. Vasiyetnamesinde onu mirastan neden çıkardığına dair bir bilgi ve neden de yok. O zaman o çocuk dava açarak saklı paylı miras payını alabilir. Şöyle olur diyelim ki dört evin tutarı 2 trilyon. Çocuk dava açarak mirastaki payını ev olarak değil ama o 2 trilyonun beşte biri oranındaki parayı kardeşlerinden saklı paylı miras payı olarak alır.
"Varlığını ikinci eşe devretse dahi ilk çocuklar mirastan pay talep edebilir"
Günümüzde boşanmalar ve ikinci evlilikler yaygı
Bu durumda akıllara kişilerin sağlığında mal varlıklarını ikinci eşlerinin üzerine bırakması halinde ölümleri durumunda ilk eşten olan çocukların mirastan pay alıp alamayacağı sorusu geliyor.
Çabri, bu soruyu şu ifadelerle cevaplandırdı:
Önceki evlilik ile sonraki evlilikten doğan çocuklar miras hukukunda kanun önünde eşittir. Miras bırakan yaşarken bütün mallarını ikinci eşine bırakmışsa iki şey gündeme gelir. Biri yapılan işlemin geçerli olmaması, ikinci ihtimal mal kaçırmak. Her iki durumda da dava açmaları halinde ilk eşten olan çocuklar payını alabilir.
"Resmi nikahsız eş ancak vasiyetname ile miras alabilir"
Çabri, resmi nikaha dayanmayan nikahsız birlikteliklerde ölüm halinde nikahsız eşlerin mirasta yasal olarak hak sahibi olmadığını da belirterek, "Yasal evlilik şart. Ancak miras bırakan resmi nikahlı olmayan eşine vasiyetname ile kazandırma yapabilir" dedi.
"Evlilik dışı çocuklar da kanıtlandıktan sonra payını alır"
Çabri, DNA testi ya da babanın kabullenmesi yoluyla soy bağı kurulan evlilik dışı çocukların da mirasta evlilik yoluyla doğmuş çocuklar gibi hak sahibi olduğunu kaydetti
Yabancı uyruklu çocuk ve torun da mirasçı
Çabri, mirasçılıkta vatandaş olup olmamanın da önemi olmadığını söyleyerek, "Türkiye'de yaşayan birinin yabancı uyruklu bir torunu da gelip miras alabilir. Sadece bazı düzenlemeler var. Örneğin bazı bölgelerde yabancıların mülk edinmesi yasaklanmış askeri sahalara yakın alanlar gibi. Bu durumda o kişi mülk edinemez ama karşılığı olan parasını alır" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish