Yasalara göre Türkiye'de siyasi parti kurmak izne tabi değil.
Siyasi partiler istenilen belgeleri İçişleri Bakanlığı'na bildirip alındı belgesi aldıktan sonra siyasi faaliyetlerine başlıyor.
Türkiye'de bu şekilde sadece 2020 yılında 30 civarında parti kuruluşunu ilan ederek siyasi faaliyete başladı.
Ancak bu tüm siyasi partiler için aynı olmayabiliyor.
Örneğin İnsan ve Özgürlük Partisi (İÖP) Mayıs 2018'den beri başvurmasına rağmen kuruluş dilekçeleri işleme konulmuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kürt siyasetçiler dilekçeyi İçişleri Bakanlığı'na vermek için defalarca başvurdu ama her seferinde farklı gerekçelerle engellendi.
En son 2 hafta önce kuruluş dilekçesini elden teslim etmek için giden Ankara'ya İÖP yöneticilerinin başvurusu işleme alınmıyor.
"AK Parti'li bazı isimler yaşadıklarımıza karşılık şaşkınlıklarını ifade ediyor"
Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan İnsan ve Özgürlük Partisi (İÖP) Genel Başkan Yardımcısı Murat Bozdemir, partilerinin kuruluşu için diplomasi, iç hukuk yolları, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil her yola başvuracaklarını söyledi.
AK Parti'li isimler de dahil şu ana kadar birçok siyasi parti temsilcileriyle bir araya geldiklerini belirten Bozdemir, "Görüştüğümüz AK Parti'li bazı vicdanlı isimler bunu kabullenmiyor, yaşadıklarımıza karşılık şaşkınlıklarını ifade ediyorlar" dedi.
Kürt ve İslami kesimin özgürlükçü kanadını temsil ettiklerini için başvurularının kabul edilmek istenmediğini iddia eden Bozdemir, "Biz devletçi ve özgürlükçü siyaseti ikiye ayırıyoruz. 2002'de iktidar ile birlikte İslami kesim özgürlükçü kanadını kaybetti. AK Parti'nin son dönemine ilişkin ciddi itirazlar var ve İslami kesim ‘biz bu değiliz' diyorlar. Ama İÖP her iki kanadı da temsil ediyor" diye konuştu.
İnsan ve Özgürlük Partisi'nin Türkiyelileşen bir yapıya sahip olduğunu aktaran Bozdemir, devamında şunları aktardı:
"HDP tersinden Türkiyelileşti. Marjinal Türk solu ile Kürtler Türkiyelileşemez ama İslami kesimin özgürlükçü siyasetin ortak paydasında bu gerçekleşebilir ve ülke siyasetine rahat bir nefes getirebilir. Düşmanca değil, dayanışmacı ve rekabetçi bir siyasetin gerekliliğini savunuyoruz. Türkiye'nin en önemli meselesi özgürlükçü siyaset kanadının gelişememesidir. Yani biz daha büyük bir siyasetten söz ediyoruz."
"Kürtler marjinal sol üzerinden Türkiyeleşemez"
"Kürdistani parti kavramı çok gerçekçi değil, legal bir parti Kürdistani parti olamaz, bu gerçeği görmek gerek" diyen Bozdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem böyle bir gerçek var, o zaman kendi tarihsel dinamikleri ve özgürlük mücadelesinden hareket eden uygun kodlarla büyük siyasete talip olmak için siyaseti geliştirmek gerekiyor. Bizim farkımız bu. Biz, merkez siyasetin altını komple boşaltıyoruz. Bu nedenle engellerle karşılaşıyoruz. Sistem, ‘bölgede kalın, İslamcı olun ama demokrat olmayın, Kürdistani olun ama yüzde 60 Kürt'ün yaşadığı Türkiye'yi görmeyin, kendi içinizde boğun ama büyük siyasete ortak olmayın, ne yapıyorsanız yapın ama AK Parti'ye oy veren Kürtlerin oyuna talip olmayın' diyor."
Kürt yasal siyasetinin çok ciddi kazanımlar elde ettiğini ama siyasal akıl noktasında bir yerde tıkandığını savunan Bozdemir, günü kurtarma siyasetinin derde deva olmayacağını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Geleceği kuran özgürlükçü siyaset bizi bir yere götürür. Ve bunun şu anki temsilcileri Kürtlerdir. Fikir olarak değerli olmakla birlikte Kürtler marjinal sol üzerinden Türkiyeleşemez. Birlikte yaşamı, uzlaşma kültürünü ve özgürlükçü siyaseti AK Parti ve muhafazakar kesimde arayan Kürt ve Türkleri Medine Sözleşmesi çerçevesinde bir gelecek kurmaya davet ediyoruz. Bu felsefik ve sosyolojik bir yaklaşımdır. Meseleyi günlük değerlendirmiyoruz. Biz geleceği kurtarmak istiyoruz."
İÖP ile benzer engellerle karşılaşan bir diğer Kürt partisi de Kürt Demokrat Partisi'dir (KDP).
"Pazartesi tabelalarımızı açıp teşkilatma faaliyetlerine başlıyoruz"
KDP yetkililerinin verdiği bilgilere göre, 2020'de kuruluş dilekçesi verilmesi amacıyla bir grup İçişleri Bakanlığı'na gitti.
KDP, bakanlığın başvurunun e-posta yoluyla yapılmasının daha uygun olacağı söylemeleri üzerine müracaat e-posta üzerinde yaptı.
KDP, 14 Aralık'ta Diyarbakır İl Başkanlığı'nda kuruluşunu ilan ederek siyasi teşkilatlanma çalışmalarına başladı.
Parti kuruluşu duyursa da İçişleri Bakanlığı, KDP adıyla bakanlığa herhangi bir kuruluş başvurusunun yapılmadığını açıkladı.
Polis, bakanlığın sözlü talimatıyla KDP'nin Diyarbakır'daki ofisine giderek tabelaların indirilmesi ve binasının kapatılması gerektiğini söyledi.
Başvuru yapılana kadar tabelaları indirmek yerine parti logoların kapatılması konusunda orta yol bulundu.
Kürt siyasetçiler, tekrar başvuru yapmak için bakanlığın yolunu tuttu. Bakanlık pandemiyi gerekçe göstererek başvurunun posta yoluyla yapılmasının daha uygun olacağını belirtti.
Kürt Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Reşit Akıcı, perşembe günü posta yoluyla tekrar başvuruda bulunduklarını söyledi.
Postayı gönderdiklerine dair aldıkları belgenin de İçişleri Bakanlığı'nın vereceği alındı belgesinin yerine geçtiğini belirten Akıcı, devamında şunları kaydetti:
"Önümüze çok engeller çıkarıldı. Son olarak bizden evrakların posta ile göndermemizi istediler. Onlara mazeret bırakmamak adına evrakları posta ile gönderdik. Pazartesi üstü kapatılan tabelalarımızı açıp teşkilatlanma faaliyetlerimize başlayacağız."
© The Independentturkish