Partisinin kongresinde yaptığı konuşma sırasında Ali Babacan'ın gözleri doldu

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan 28 Şubat döneminde kız kardeşinin yaşadıklarını anlatırken gözleri doldu

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1'nci Olağan Kongresi'nde açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında 28 Şubat döneminde ODTÜ’de okuyan kız kardeşinin başörtüsü nedeniyle üç defa okuldan uzaklaştırma cezası aldığını belirten Babacan'ın gözleri doldu.

Babacan konuşmasına şu ifadelerle devam etti:

Benim siyasete girmemin nedeni bütün bu yaşananlara karşı bir isyandı. Bir daha kimse bu yasağı getirmeye cüret edemez. Geçmişte ezilenler, başkalarını ezmeye başladı. Ezilmenin ne demek olduğunu ezilen bilir. Ezilmenin ne olduğunu bilen başkasını ezmez.

"Bir kişinin bekası bu"

Hazine'nin borcunun son iki yılda ikiye katlandığını vurgulayan Babacan "Bu kadar mı kıymetli bu koltuk? Beka beka diyorlar. Bir kişinin bekası bu. Memleketinin bekasını düşünen iki yılda bu borcu böyle katlamaz" diye konuştu.

13 yıl bakanlık yaptığını hatırlatan Babacan "Bir tane örnek verebilirler mi hangi akrabamı hangi pozisyona getirmişim. Bir tane örnek veremezler" dedi.

"Kötü yönetim eliyle yoksullar ordusu oluşturuluyor"

Ekonomi yönetimine de eleştirilerde bulunan Babacan şu ifadeleri kullandı:

İçinde olduğumuz ülkede insanlar aç, yoksulluk ve gelir adaletsizliği derinden hissediliyor. Kötü yönetim eliyle yoksullar ordusu oluşturuluyor. Çiftçiler, üreticiler elindekini avucundakini kaybediyor. Esnaf, günlerce siftah yapamıyor, borçlarını ödeyemiyor, kepenklerini kapatmak zorunda kalıyor. Emeklilerin aldıkları maaş gün be gün eriyor. Sabit gelirli vatandaşlarımız, insan onurunu ayaklar altına alan bir hayat standardına mahkûm ediliyor. Memura, işçiye onurunu, gururunu aşağılayan, sefalet ücretleri reva görülüyor. Ekonominin her alanında kara delikler baş gösterdi. Devletin hazinesi boş, merkez bankasının döviz rezervi kalmadı. Gençler işsiz ve daha da hazini umutlarını yitiriyor. Sağlık hakkına erişim zorlaşıyor, halkımız tedbirsizlik yüzünden hayatını kaybediyor. Devlet okullarının eğitimdeki kalitesizliği büyük bir eşitsizliğe sebep oluyor. Anne babalar çocuklarının iyi eğitim alamamasından, karınlarını doyuramamaktan, yarınlarından korkuyor. Medya her gün daha da fazla susturuluyor, ekranlar karartılıyor, gazeteciler tutuklanıyor. Kadınların maruz kaldıkları şiddet artıyor.

"Tek adam" eleştirisi

Ali Babacan, ülkede tek kişiye dayalı keyfi yönetimin verdiği zararlara dikkat çekerek şöyle devam etti:

Hukukun üstünlüğü yerine bir insanın keyfi kararlarının üstünlüğüne biat ediliyor. İnsan hak ve özgürlükleri çiğneniyor. Belediyelere teker teker kayyum atanıyor, halkın iradesi yok sayılıyor. Sivil toplum kuruluşlarına baskı kuruluyor. Koskoca devlet, hukuka sadakat yerine, tek bir kişiye sadakat ile yönetiliyor. Rant uğruna çevre ve şehir katliamları yapılıyor. Ülkenin doğal kaynakları yok ediliyor. Şahsileştirilmiş kararlarla dış politika yönetiliyor, ülkemizin dünyadaki itibarı yerlerde sürünüyor. 84 milyonluk bu büyük ülke tek bir kişi ve dar bir karar mercii tarafından yönetiliyor.

 


 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU