Bavyera'nın Eichstätt kentinde, 15. ve 18. yüzyıllar arasında cadı oldukları gerekçesiyle yaklaşık 400 masum insan işkence edilerek öldürüldü.
Sözde cadılara eziyet edenlerin, suçlanan kişinin masum olup olmadığına karar vermek için kendi yolları bile vardı.
Yerel testlere, kurbanın başının etrafındaki dikenli metal şeridin sıkılaştırıldığı "kesici başlık" da dahildi.
Cadı avı döneminde Avrupa'da yaklaşık 60 bin kişi öldürüldü. Bunların arasında Alman topraklarındaki 25 bin civarı kişi de vardı. Kurbanların çoğu kadındı ancak bazı erkekler ve çocuklar da acı çekti.
Eichstätt'taki Katolik kilisesi, yaklaşık 400 yıldır ağzını bu konuda epey sıkı tuttu. Fakat şimdi, kasabanın piskoposu Gregor Maria Hanke yerel katedralde bir anma plaketi için söz verdi. Piskopos, olayları "kilisemizin tarihinde kanayan bir yara" diye nitelendirdi. Bu, kiliseleri suçlarını kabul etmeye çağıran kampanyacıların yıllardır duymayı beklediği bir açıklamaydı.
Eichstätt piskoposluğunun geçmişine dair yaptığı incelemeden sorumlu Münihli sanatçı Wolfram Kastner, "Bir şeyler yapmış olmaları iyi ama elbette bu yeterli değil" dedi.
Kastner, kampanyasına 2017'de, Eichstätt'taki orijinal sorgulama belgelerini keşfedince başlamıştı. Sanatçı o kadar şok olmuştu ki yaşananlara dikkat çekmeye karar vermişti.
Kampanyası kapsamında kasabadaki katedralin önündeki meydanda kurbanların akıbetlerini okumuştu.
1627'den kalma bir örnek, belediye başkanının eşi Ursula Bonschab'a ait. 36 yaşındayken gözaltına alınıp 20 gün boyunca işkence gördü.
En sonunda Bonschab, ölü çocukların cesetlerini kazmak, şeytanla cinsel ilişkiye girmek ve başkalarını zehirlemek gibi suçlamaları kabullendi. Sonuçta kazığa bağlanarak yakıldı ama öncesinde başı kesilmedi.
Cadı davaları geleneksel olarak doğrudan kiliseyle bağlantılı olmayan mahkemelerce yürütülüyordu, fakat kampanyayı yürütenler kilisenin suçlu olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, masum insanları suçlarken cadılarla ve şeytanla ilgili öğretilerin kullanılıyor olması.
2011'de emekli Alman papaz Hartmut Hegeler bir kampanya başlatmıştı. Kampanyanın başlamasından bu yana geçen 9 yılda 50'den fazla kasaba, cadı yakılmasında oynadıkları rol için özür diledi.
Hegeler, The Times gazetesine şunları söyledi:
Kilise, reformdan korkuyordu ve cadı mahkemeleri bununla savaşmanın bir yoluydu.
Hegeler, Katolikliğe yüz çevirenlerin "şeytanla anlaşma içinde olmakla" yaftalandığını ve bunun işe yaradığını ekledi.
* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent