Eski Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin devrilmesinin üzerinden sekiz yıl geçti. 23 yıllık iktidarı süresince Bin Ali, onlarca kişiye ekonomi, siyaset, basın ve güvenlik alanlarında çeşitli yetkiler verdi. Bu kadar süre geçtikten sonra şu soru belirgin bir şekilde kendini gösteriyor: Eski rejim kadrosu nerede?
Hiç şüphe yok ki birçoğu çeşitli sebeplerden ötürü siyaset sahnesinden uzaklaştırıldı. Siyasi sürecin kendisi için sona erdiğine hükmederek sessiz sedasız ayrılmayı tercih eden de var; eski rejimin muhaliflere karşı uyguladığı ihlallerde veya basın özgürlüğü ile insan hakları konusundaki baskıda kısmen pay sahibi olduktan sonra kendini uzaklaştırmaya çalışan da. İktidarı süresince Bin Ali’nin tüm taraflarca en çok eleştirildiği nokta da bu ihlaller olmuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Düşürülmesinden sonra Bin Ali rejimine yönelik aşırıya kaçan düşmanca tavır; ekonomi, maliye ve planlama bakanlarının uzaklaştırılmasına sebep oldu ki bu isimler, Bin Ali’nin hüküm sürdüğü yıllarda gerçekleşen ve özellikle bu dönemde Tunus’un yaşadığı zorlu ekonomik koşullarda Tunus halkının pek çoğunun müteşekkir olduğu başarılarla anılabilecek erdemli insanlardı.
Siyasi çekişmeler
Tunus’un tanık olduğu değişimler ve parlamenter demokratik bir sistemin kararını bulması, önceden bakanlık ve siyasi liderlik eden pek çok kişiyi, Tunus siyasetini takip eden birçok kimseyi şaşırtan yeni tutumlar ve ittifaklarla güçlü bir şekilde sahneye çıkma konusunda cesaretlendirdi. Bu kartların yeniden karılması siyaset hayatında kalıcı dostluklar ve daimi düşmanlıkların olmadığını da doğrular nitelikte.
Halihazırda Kamu Hizmeti Bakanı olan Anayasal Girişim Partisi Lideri ve Bin Ali rejiminin son Dışişleri Bakanı Kemal Mercan, halen öfke ve eleştiri çeken siyasi yaklaşımıyla benzersizliğini koruyor.
Nitekim bu yetkili, açık bir şekilde Nahda Hareketi ve hareketin lideri Raşid el-Gannuşi ile irtibat kurdu. Onunla birlikte partiye, Bin Ali kadrosundan üst düzey liderler de katıldı. Bu ittifakları savunup haklı çıkaran ve kendilerini önceki rejimin uygulamalarından aklayan bu kişilerin başında dönemin iktidar partisi olan Demokratik Anayasa Topluluğu’nun son genel sekreteri ve halihazırda Anayasal Girişim Partisi Başkan Yardımcısı Muhammed el-Gariyani geliyor.
Bu grup ve beraberinde başka taraflar, Bin Ali’nin tüm muhaliflerine karşı benimsediği dışlayıcı yaklaşımın işin sonunda iktidarda tekelleşmeye, rejimin temellerinin sarsılmasına ve kendisine karşı ilk halk ayaklanmasında düşüşüne yol açtığını düşünüyor. Ayrıca Bin Ali’nin elini koyarak kendi ailesi ile eşinin ailesini devletin güç alanlarına bulaştırdığı ve nihayetinde işlerin patlama noktasına geldiği kanaatindeler.
Bin Ali ekibinin akıbeti
Siyasi analist-yazar Munzir Sabit, Independent Arabia’dan Basil Tercuman’a özel olarak yaptığı bir açıklamada, ‘Bin Ali’nin adamları’ olarak bilinen bir gruba işaret ederek bunların, kamu politikalarının yapımında katkı sahibi olduklarını, iktidar sisteminde yüksek noktaları işgal ettiklerini; bir kısmının öyle veya böyle siyaset meydanını terk etmek zorunda kalırken Demokratik Anayasa Topluluğu Partisi’nde üst düzey liderlik konumlarında bulunan, siyaseten etkin ve Baasçı, ulusalcı, solcu gibi değişik düşünce ekollerine mensup olan diğer kısmının farklı noktalarda siyasi tecrübelerini tekrarladıklarını söylüyor.
Sabit’in ifadesine göre bunların arasında Bin Ali ve Anayasal Özgürlük Partisi Lideri Abir Musa Hanım’ın iktidarının düşünce ve tecrübesine mutlak olarak bağlı kalanlar olduğu gibi bu tecrübeyi yeniden değerlendirerek öz eleştiri yapan ve mevcut durumu ve dünün düşmanı ancak bugünün kendisi olmaksızın bir yapılanmanın mümkün olmadığı temel bir bileşeni olan Nahda Hareketi’ni kabullenmeleri gerektiğine karar verenler de var. Bu ikinciler siyaset meydanında yeniden var olabilmek için öze dayanmanın her türlü biçimini kabul ettiler.
Çekingenliğin sahneye geri dönüşü
Bin Ali iktidarı zamanındaki siyasi yetkililerin birçoğu farklı girişlerden sahneye yeniden çıkarak belli bir dereceye kadar ışıklardan uzak detay bir rol üstlendiler.
Bunların halk tabanlarının Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi’nin partisini destekleyerek 2014 seçimlerinin kazanılmasına katkı sağlamasının ardından iktidar sistemi içerisine katılmaları göz ardı edildi. Halihazırda bakan ve mevcut Hükümet Başkanı Yusuf eş-Şahid’in kurduğu Uzun Yaşa Tunus partisinin yeni seçilen lideri olan Kemal el-Hacc Sasi başta olmak üzere bunların birçoğu, bu yılın sonunda yapılacak seçimlerde güçlü bir şekilde varlık gösterecek orta yolcu bir parti oluşturma hazırlığı içerisine girdiler. Bununla birlikte parti, Nahda Hareketi ile iktidarda yaptığı işbirliği ve liderler arasındaki kişisel çekişmelerden sonra tükenme derecesine varan bir çöküşe tanıklık ediyor.
Bin Ali’nin değil ‘devletin’ adamları
Usta gazeteci-yazar Kemal b. Yunus, Independent Arabia’ya yaptığı özel açıklamasında Bin Ali rejiminin düşüşünün üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra bazı tarafların, devlete hizmet eden bu kişilere yönelik şeytanlığa bir son vermesi gerektiğini düşünüyor. Zira ona göre değerlendirme ve hakim rejim ile devleti birbirine karıştırma çabası hatalıydı. Bazıları rejimin düşürülmesi ile devlet ve kurumlarının korunması arasındaki farkı anlayamadı. Tunus’ta devletin ömrü üç yüzyılı aşkındır ve Hafsi Devleti’nin sona ermesinden sonra kurumsallaşmaya başlamıştır.
Bin Yunus, Tunus Devleti’nin eskiden beri varlık gösterdiğine, Bin Ali rejiminin düşüşünden sonra ‘herkesin şeytanlaştırılmasının’ değil de bazı kişilerin hesaba çekilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Ne yazık ki tecrübelerden ve gerçekleştirilen başarılardan faydalanılmadı. Onlar devlet adamı ve Bin Ali rejiminin düşüşünden sonra da devletin çöküşünü engelleme ve onu koruma konusunda çaba gösterdiler. Ancak şeytanlaştırma eğilimi, onları ama özellikle de son Hükümet Başkanı Sayın Muhammed el-Gannuşi’yi uzaklaşmaya itti. Bu kesim arasında Muhammed Cegam, Ahmed Fria, eski Merkez Bankası Müdürü Tevfik Bekkar gibi isimler de yer alıyordu. Onlar sorumluluğu cesurca taşıdılar ancak baskın olan güdü, her şeyiyle rejimden intikam almaktı. Bu durum onları, istifaya ve dolayısıyla sahneden çekilmeye sevk etti”.
Her alanda gerileme
Bin Yunus açıklamasını şu sözlerle sürdürüyor: “Tunus’ta basın başta olmak üzere bazı alanların durumunda yaşanan gerileme, bazı hallerde Burgiba ve Bin Ali döneminde ama özellikle de düşünsel, siyasi ve kültürel bir açılıma tanık olunan 80’li yılların başında var olan durumun çok üstünde. Basın bugün ahlaki ve kültürel açıdan ürkütücü bir çöküş yaşıyor ki bu, Tunus’un pek çok alanda varıp dayandığı çöküşün boyutunu yansıtıyor.
“Sözünü ettiğimiz kişilerin tecrübesi ve yeterliliğinden faydalanmanın önemi göz önünde alındığında kitlesel bilinçlenmenin yakın gelecekte geri döneceğini umuyorum. Özellikle zorlu ekonomik ve sosyal koşullar, herkesi tehdit eden bu krizden nasıl çıkılacağına dair doğru bir vizyon sunulmasını gerekli kılıyor”.
Yalnızca ‘rejimin adamları’ olmayıp Tunus Devleti’ne de hizmet eden devlet adamlarının birçoğunun tam anlamıyla geri dönmesi beklenirken bazı çevrelerde şu tartışma halen varlığını sürdürüyor: Bu isimler için siyasi süreç nasıl işleyecek; devlet hizmetine mi dahil edilecekler yoksa tek kişinin devlete egemen olduğu ataerkil bir siyasi sistemin dönüşüne mi özlem duyulacak?
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independentarabia.com/node/22181
Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz
© The Independent