G20 zirvesinde konuşan Erdoğan: Doğu Akdeniz meselesinde soğukkanlı davrandık

Erdoğan, konuşmasında Suudi Arabistan'ın böyle bir dönemde G20 Liderler Zirvesi'ne başkanlık ettiği için teşekkür etti

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'ın dönem başkanlığındaki G20 Liderler Zirvesi'ne canlı bağlantıyla katıldı.

G20 zirvesine katılan liderlere seslenen Erdoğan, 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için 10 yıldan kısa bir süre olduğunu, bu dönemin iyi değerlendirilmesi, kaybedilen zamanın iyi telafi edilmesi gerektiğini söyledi.

Salgının yoksulluk ve eşitsizlik başta olmak üzere birçok sorunu daha da derinleştirdiğini dile getiren Erdoğan, "Özellikle Afrikalı kardeşlerimiz ile Asyalı ve Latin Amerikalı dostlarımız çok ciddi zorluklar yaşıyor. Mülteciler ve zorla yerlerinden edilen kişiler, salgın karşısında en kırılgan kesimi oluşturuyor. Bu insanlar ekonomik sıkıntılar yanında kasıtlı bir şekilde körüklenen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığıyla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Hiçbirimiz bu vahim tabloyu görmezden gelemeyiz. Savaştan etkilenen bölgelere ve risk altındaki topluluklara yönelik insani yardımların finans kaynaklarını güçlendirmeliyiz" diye konuştu.

Türkiye'nin son 6 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

Çoğu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın yabancıyı ülkemizde misafir ediyoruz. Suriye sınırları içinde İdlib'de, daha pek çok yerde milyonlarca ihtiyaç sahibine de insani yardım ve koruma sağlıyoruz. Bu rakamlar bir çoğumuzun büyük şehirlerinin nüfusundan daha fazladır. Ülkemize sığınanların toplulumuzla uyum içinde ve insan onuruna yakışır şekilde yaşamaları için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Üstelik bu çabaları, bize verilen destek sözleri büyük ölçüde tutulmamış olmasına rağmen kararlılıkla devam ettiriyoruz. Artık herkesin elini taşın altına koyarak adil bir külfet ve sorumluluk paylaşımına gitmesini bekliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insana hizmet etmeyen, insana huzur, esenlik ve değer vermeyen adaleti ve güvenliği temin etmeyen bir sistemin başarı şansı olamayacağını belirterek, hırs, tahakküm, adaletsizlik ve rant üzerine kurulu mevcut küresel ekonomik mimarinin ne insanı ne de tabiatı korumasının mümkün olduğunu söyledi.

Dünya genelinde yaklaşık 1,5 milyona ulaşan can kaybını sadece Kovid-19 virüsünün ölümcül etkisine bağlamanın yanlış olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

Bu vahim tablonun oluşmasında küresel sistemin artık çözüm yerine sorun üreten, sorunları derinleştiren çarpık yapısının da payı vardır. Salgın hem mevcut düzenin bu çarpıklıklarını gözler önüne sermiş hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Birleşmiş Milletler kürsüsünden sık sık yaptığımız 'Dünya 5'ten büyüktür' çağrımızın ne kadar isabetli olduğu daha iyi anlaşılmıştır. 

Aynı şekilde Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Dağlık Karabağ'a, Irak'tan Filistin'e kadar farklı cephelerde yürüttüğümüz hak, özgürlük ve adalet mücadelesinin önemi ortaya çıkmıştır. Hal böyleyken ülkemizin attığı adımlar dolayısıyla eleştiriye, hatta itibar suikastlerine maruz kalması iyi niyetli bir durum değildir. Biz öncelikle kendi milli güvenliğimizi, kendi vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlama almaya, ardından da bölgemizin ve gönül coğrafyamızın istikrar, huzur ve iç barışına katkı sunmaya çalışıyoruz.

Terör tehtidinin bertaraf edilmesi, ihtilafların önlenmesi ve istikrarın güçlendirilmesi noktasında ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, "Suriye'de DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesiyiz. Yalnız bırakılmamıza rağmen, bugüne karar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine geri gönderdik. Çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz yaklaşık 100 bine yakın kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk. Bir dönem teröristlerin cirit attığı bölgeleri güvenli hale getirerek 411 bini aşkın Suriyeli kardeşimizin memleketlerine geri dönmesini sağladık" diye konuştu.

Doğu Akdeniz mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Milli Mutabakat Hükümetinin, sağlanan eğitim ve danışmanlık desteğiyle ülkenin daha fazla iç savaşa sürüklenmesini engellediğini dile getirerek, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin provokasyonlarına rağmen Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı, soğukkanlı davrandıklarını söyledi.

Dağlık Karabağ'da 30 yıldır süren işgalin son bulmasına katkı sunduklarını belirten Erdoğan, "Her ne kadar zor günler yaşasak da Hazreti Mevlana'nın dediği gibi ümitsizliğin ardında nice ümitler, karanlığın ardında nice güneşler olduğunun farkındayız. Tüm insanlık olarak el ele gönül gönüle verdiğimizde sıkıntılarımızın daha da hafifleyeceğine inanıyoruz." dedi.

Erdoğan, yaşanılan toprakların, sadece atalardan bir miras değil aynı zamanda çocukların bir emaneti olarak görülmesi gerektiğini dile getirerek, sadece bugünün değil yarınların, çocukların ve sonraki nesillerin de düşünülmesinin önemini vurguladı.

"Enerjide kurulu güç kapasitesinin yaklaşık yüzde 49'u yenilenebilir kaynaklardan"

Salgın sonrasında insanlığın, ekonomik ve sosyal adaletle birlikte çevre sorunlarıyla mücadelede de gereken dersleri çıkaracağına inandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

Türkiye olarak tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliğiyle mücadeleye aktif katkı sağlıyoruz. Aynı şekilde ülkemizdeki ekosistem ve biyolojik çeşitliliğin korunması için de gerekli önlemleri alıyoruz. Son 5 yılda yaptığımız 16,5 milyar dolarlık yatırımla Türkiye'nin enerjide kurulu güç kapasitesinin yaklaşık yüzde 49'unun yenilenebilir kaynaklardan oluşmasını temin ettik. Elektriğimizin yüzde 63'ünü yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretiyoruz. Güneş enerjisi kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 7'nci sıradayız. Çevre kirliliği ve iklim değişikliği ile mücadele edilirken yeni haksızlıkların, yeni çifte standartların oluşmasına müsaade edilmemelidir. Paris Anlaşması'nın uygulanmasıyla ilgili endişelerimizin halen giderilememiş olması bizi yolumuzdan alıkoymuyor. Ülkemizin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin ek-1 listesinden çıkartılmasını bekliyoruz.

Erdoğan, çevreyle ilgili yatırımları sürdürülürken, dijital teknolojilere de öncelik verildiğini belirterek, "Ülkeler arasındaki teknolojik uçurumun kapatılmasını amaçlayan Birleşmiş Milletler en az gelişmiş ülkeler için teknoloji bankasına ev sahipliği yapıyoruz. Teknoloji bankasının faaliyetlerinin hep birlikte desteklenmesi G-20'nin öncelikleriyle de uyumludur. Zirvede alacağımız kararların bu hedeflere ulaşılmasında fayda sağlayacağına inanıyorum." diye konuştu.

Bu zor dönemde G-20 dönem başkanlığı görevini başarılı bir şekilde ifa eden Suudi Arabistan'ı tebrik eden Erdoğan, önümüzdeki dönem için de İtalya'ya başarılar diledi.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU