Partisinin Siirt İl Kongresi’nde konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Artık seçimlere katılma hakkı kazanmış olan Gelecek Partisi olmaksızın bir siyasi denklem kurulması imkansızdır” dedi.
Ülkeyi cehaletiyle ve kibriyle ekonomik bir felakete sürükleyen Hazine Maliye Bakanı’nın istifasında da, AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın geçmişte kenara ittiği isimleri tekrar devreye sokma çabasında da, unuttuğu reform, hukuk, adalet gibi kavramları hatırlamasında da Gelecek Partisi rüzgarının oluşturduğu siyasi iklimin büyük etkisi vardır” iddiasında bulunan Davutoğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerilerini görüşmek için tüm partilerden randevu istediklerini belirterek, şunları söyledi:
Sayın Bahçeli sistem önerimizi paylaşma ve genel bir istişarede bulunma teklifimizi “ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini konuşuruz” diyerek olumsuz bir cevap verdi. Sayın Bahçeli’ye komşuluk ve misafirperverlik hukukunun en güzel örneklerinin sergilendiği Siirt’ten sesleniyorum. Bu toprakların örfünde ve töresinde kapıyı çalan misafire hayır demek yoktur; selam verenin selamını şartlı almak da yoktur. Ayrıca bugün parlamenter sistemin adını bile duymak istemeyen Sayın Bahçeli’ye kendi programlarını okumasını tavsiye ediyorum. MHP programının 41. sayfasında aynen şöyle yazıyor: “Parlamenter demokrasilerde egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğuna, siyasi iktidarların meşruiyetinin milli iradeye dayandığına, milli iradenin tecelli ettiği yegâne merciin ise Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna inanmaktayız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise randevu taleplerine daha cevap vermediğini aktaran Davutoğlu, “Olumsuz cevap verirse bu cevap ile son günlerde dile getirdiği reform ve yeni dönem söyleminin lafta kaldığını kendisi de göstermiş olur” dedi.
"Bir tek bizim ülkemizde iktidar olanı biteni seyretti"
Dünyanın bütün ülkelerinin koronavirüs salgınınında vatandaşlarına yardım etmek için çabaladığını söyleyen Davutoğlu, Türkiye’deki durumu şöyle anlattı:
Emin olun, sadece bir tek bizim ülkemizde bu sorumsuz iktidar olanı biteni kenarda seyretti. Herkes vatandaşının derdine düştü bu iktidar kendi derdine düştü. Herkes vatandaşımın cebine bu zor zamanda nasıl para koyabilirime kafa yordu. Bu iktidar vatandaşın cebinden daha fazla nasıl para alırıma kafa yordu. Dünyada enflasyon sıfırken Türkiye’de enflasyonu çift haneli rakamlara çıkardılar. Dünyada ve Türkiye’de ekonomik faaliyet durma noktasına gelmişken biz de çift haneli enflasyon, çift haneli faiz, çift haneli işsizlik alıp başını gitti.
"Hani ekonomimiz şahlanıyordu?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘acı reçete’ sözlerine de değinen Davutoğlu ekonomi yönetimini şu sözlerle eleştirdi:
Hayırdır, bu millet size ne kötülük yaptı da acı reçete yazıyorsunuz. Hani ekonomimiz uçuyordu, şahlanıyordu. Ne oldu? Aylardır söylüyoruz, defalarca tekrarladık. Bu iktidar liyakatsizliği, beceriksizliği ve sorumsuzluğu ile ülkeyi iflasa sürüklüyor. Sonunda 2002’ye getirip anahtarı bırakıp kaçıp gidecekler. Dediğimiz çıktı mı? Ne oldu iki hafta önce? Bu şahlanan, güçlenen, uçan ekonominin başındaki bakan anahtarı atıp, kaçıp gitti mi? Buradan açıkça söylüyorum: Bu demokrasiden, insan haklarından, haktan, hürriyetten, hukuk devletinden, liyakatten, ciddiyetten ve ahlaktan nasibini almamış iktidar da anahtarı bırakıp gidecek!
Ülkenin iflas ettiğini savunan Gelecek Partisi Genel Başkanı, “Devleti aile şirketine, Türkiye’yi kimsenin ağzını açamadığı bir askeri garnizona çevirmenin faturasıdır bu” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmayı hatırlatan Davutoğlu, “Yıllar sonra hukuk dediniz ertesi gün milyarları gömüp İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkaracak projenize karşı çıkan belediye başkanına akla ziyan soruşturma başlatıldı. Çıkıp bir tek cümle söyleyebildiniz mi? Geçen hafta faiz artırmanın ekonomiye nasıl zarar vereceğini söylediniz, ertesi gün faizler yüzde 15 çıkarıldı. Çıkıp bir tek cümle söyleyebildiniz mi? Hangisini savunuyorsunuz? Hangisi Erdoğan, hangisi iktidar” diye sordu.
Hem faizi artırıp hem faizden şikayet edemezsiniz
Merkez Bankası’nın faiz artırımına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz sebeptir, enflasyon sorun” sözlerine değinen Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
Bakın Sayın Erdoğan daha dün çıktı “faiz sebep enflasyon neticedir” demeye devam etti. Ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Milletin aklıyla mı dalga geçiyorsunuz? Siz bu yaklaşımla hangi reformu yapacaksınız. Kendi kendisine muhalefet eden bir iktidar nasıl bir garabettir. Faizleri siz artırdınız Sayın Erdoğan! Türkiye’nin en yüksek faizlerini ödeyen hükümeti sizin hükümetiniz. Milletin alın terini faize gömen sizin hükümetiniz. Milyonlarca vatandaşın emeğini faizciye aktaran yönetim sizin yönetiminiz. Bugün faizler bankalarda yüzde 20’leri gördüyse bunun sebebi sizin liyakatsiz yönetiminiz. Hem faizi artırıp hem faizden şikayet edemezsiniz. Hem hukuk devletini felç edip hem de adaletsizlikten şikayet edemezsiniz. Hem ifade hürriyetini yok edip hem de insan haklarından bahsedemezsiniz, Bu millet bu kadar tutarsızlığı kabul etmez.
"Gerekçesiz tüm yargı kararları hakkında işlem başlatın"
AK Parti’nin gündeminde olan yargı reformuna da değinen Davutoğlu, şunları söyledi:
Somut olaylar ve olgularla hukuk kuralları arasında uygun illiyet bağı kurulmaksızın ve hiçbir muhakeme sürecinden geçmeksizin verilen gerekçesiz tüm yargı kararları hakkında işlem başlatın. Bu tür uygulamalara imza atan hâkim ve savcıların etkili yaptırımlara tâbi kılınmalarını sağlayın.
Türkiye’yi AYM kararlarının gereğini yerine getirmeyen alt mahkemeler ve kamu görevlilerinin sebep olduğu utançtan kurtarın. Bu hususta caydırıcı yaptırımlar öngören yasal düzenlemelerin önünü açın. Milyonlarca Kürt vatandaşımızın oylarını yok sayan kayyım düzenine son verin. Polisin ve yargının 1990’lar manzaralarını elini kolunu sallayarak hayata geçirmesine dur deyin.
İnsanların protesto ve gösteri hakkını yasaların izin verdiği azami sınırlar içerisinde istedikleri gibi kullanmasına hukuksuz engeller çıkarmayın. Seçilmişlere karşı her türlü vesayetin, engelin ortadan kaldırılmasını sağlayın. Bir polis memurunun seçilmiş milletvekilinin üzerine yürüme cesaretine son verin. İfade hürriyetinin önünü tamamen açın. Üç maymuna dönmüş bu medya düzeniyle sadece dünyaya rezil oluyorsunuz. Ülke içinde trollerden oluşan bu cahil sürüsünün söylediği hiçbir şeyi zaten izlemiyor, zaten inanmıyor.
1990’ları aratmayan insan hakları ihlallerinin hızla soruşturulmasını sağlayın. İşkence, yargısız infaz, kaybolma iddiaları alıp başını gitmiş durumda. Tam demokratik bir Türkiye için polisin, askerin ve yargının demokrasi karnesini düzeltin. Biz de sonuna kadar destek verelim.
Uzun yıllardır siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutulup özgürlüklerinden mahrum bırakılanlara adalet sağlayın. Beraat ettiği veya takipsizlik aldığı halde hak ihlalleri devam eden tüm KHK mağdurlarının haklarını biran önce iade edin. Tam demokratik Türkiye için, bütün vatandaşların kendisini diliyle, diniyle, mezhebiyle, cinsiyetiyle, bölgesiyle, geliriyle bu ülkeye ait hissedebileceği bir yeni anayasayı gündeminize alın.
Independent Türkçe