Cumhuriyet yazarı Prof. Emre Kongar, erken veya baskın seçime gitmenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lehine olacağını söyledi. Kongar, bu görüşünü “ülkenin gidişatının daha da kötü olacağını” söyleyerek savundu.
Kongar, bugünkü köşe yazısında seçimin erken yapılması ihtimali için şunları yazdı:
Siyasal mantık açısından bakıldığında ülkenin gidişi o kadar kötü ve gelecek de o kadar umutsuz ki durum çok daha kötüleşmeden Erdoğan’ın bir erken hatta baskın seçime gitmesi kendi lehine görünüyor. Öte yandan bugün de hemen seçime gidilse, Erdoğan/AKP/MHP ittifakının bu seçimi kaybedeceğine ilişkin sonuç gösteren kamuoyu yoklamaları var. Dolayısıyla erken seçim, normal seçime kadar iktidarda geçirilecek birkaç yılı bile kaybetme olasılığını taşıyor.
Erdoğan’ın bu durumda ne yapacağını kestirmenin zor olduğunu söyleyen Kongar, Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin hepsinin bir erken seçimi işaret ettiğini söyledi.
"Bizzat sahalara indi"
Kongar, bunları 8 başlıkta özetledi:
Erken seçime doğru gidiş izlenimi veren birinci olgu, Erdoğan’ın bizzat sahalara inmiş olması:
Örneğin, bir seçim klasiği olarak, Karadeniz’de doğalgaz müjdesi veriliyor... Örneğin, Şırnak’tan başlanan ülke turu Kayseri ve Malatya ile sürdürülüyor... Örneğin, yıllardır üretim yapan tesislerin de dahil edildiği çok açılışlı törenler yapılıyor... Örneğin, 18 yılda yapılanların gelecekte yapılacaklar için bir başlangıç olduğu belirtiliyor... Örneğin, başta Fransa ve Almanya olmak kaydıyla Batı’nın Türkiye’ye karşı saldırıya geçtiği söyleniyor, “dış düşmanlara” vurgu artıyor... Örneğin, “Kutlu Yürüyüş” sloganı yeniden sık sık kullanılmaya başlanıyor ve düşmanların bu yürüyüşü durduramayacakları belirtiliyor...
"Muhalefete operasyon yürütülüyor"
Erken seçime hazırlık izlenimi veren ikinci olgu, muhalefet partilerine karşı yürütülen operasyonlar:
HDP doğrudan hedef alınmış durumda... Bütün seçilmiş belediye başkanları görevden alındı, yerlerine valiler ve kaymakamlar Kayyım atandı... Sürekli olarak terör örgütü PKK ile ilişkili olduğu iddiası tekrarlanıyor. İkinci hedef İYİ Parti... AKP/MHP Cumhur İttifakı adına hem Erdoğan’dan hem de Bahçeli’den Parti içine yönelik olarak sıcak mesajlar veriliyor... Öte yandan, parti içindeki tartışmalar ve çekişmeler köpürtülüyor. Elbette CHP de bu operasyonlardan payını alıyor... Hem sürekli olarak PKK ve HDP ile ilişkili olduğu iddia ediliyor... Hem de parti içindeki çekişmeler köpürtülüyor.
Meslek örgütlerine baskı
Erken seçim için üçüncü bir ipucu, meslek örgütlerine yapılan baskılarda görülüyor:
Barolar bölündü... Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği hedefte.
Yargıda yaşanan sorunlar
Dördüncü bir hazırlık izlenimi, yargı kararlarının iyice iktidarın etkisine girmiş görülmesinde:
Yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’ne direnmesi... CHP’nin AKP ile FETÖ arasındaki ilişkileri anlatan kitabının toplatılması... Haberlerin, internet sitelerinin yasaklanması... Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarının yaygınlaştırılması.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Tarikat ve cemaatler devlete ortak ediliyor"
Beşinci bir ipucu, tarikat ve cemaatlerin devlete ortak edilmesinin hızlandırılması:
Birçok bakanlıkta, özellikle de Milli Eğitim Bakanlığı’nda tarikat ve cemaatlerle işbirliğinin hızlandırıldığı ve yaygınlaştırıldığı görülüyor.
"Yardımlar arttı"
Altıncı bir ipucu, yapılan maddi yardımlar:
Yapılan yardımların kapsamı ve miktarı artırılıyor.
"Kamu harcamalarını izlemek olanıksızlaştı"
Yedinci bir ipucu, Meclis’e getirilen torba yasalarla ve bazı uygulamalarla hızlı ve sürekli olarak baskı ve yağma olanaklarının artırılması:
O kadar çok yasanın o kadar çok maddesi kendi lehlerine değiştiriliyor ve uygulamalarla o kadar bilginin kamuoyuna yansıması engelleniyor ki artık kamunun harcamalarını bırakın denetlemeyi, izlemek bile olanaksızlaşıyor.
"Sen kimsin?" klibi
Sekizinci ve belki de son bir ipucu: “Sen Kimsin” klibi.
Çok acemice hazırlanmış olan bir propaganda videosunun devreye sokulması... Tam bir seçim dönemi hazırlığı olan videoda, gençlerin geçmişteki ünlülerle ve sonunda da Erdoğan’la özdeşleştirilmesi.
Cumhuriyet, Independent Türkçe