6 yıl sonra başlatılan "Kobani" soruşturmasında tutuklanarak cezaevine konulan ve yerine kayyum atanan eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, “Hayatın her alanı gibi siyasette de korunması gereken değerler, güçlü liderler ile onları yücelten kitleler eliyle bir bir tasfiye ediliyor” dedi.
Bilgen Twitter’dan, “Yeni Dünyada Eski Kalıplarla Siyaset Yapmak” başlıklı bir yazı paylaştı.
Siyasette anlayışların değişmesinin yüzlerin değişmesi kadar kolay olmadığını söyleyen Bilgen, “Yüzler eskidiğinde değişir ama eski anlayışlarla siyaset yapma hevesi yeni yüzler marifetiyle devam ettirilir. Eski kalıplarla siyaset yapma tercihi, genellikle siyasetçilerin kolayına gelir. Şüphesiz bu, yarınlara hitap etmekten çok günü kurtarma siyasetidir” dedi.
Bilgen şöyle devam etti:
Hayatın her alanı gibi siyasette de korunması gereken değerler, güçlü liderler ile onları yücelten kitleler eliyle bir bir tasfiye ediliyor. Çoğunluk böyle istiyor ya da başkan böyle diyor dediğinizde akan sular duruyor. Tabi ki sadece değerler değil, onlarla birlikte siyasete olan güven ve hata toplumun kendisine olan güveni de eriyor. Yeni dünyada demokrasinin eski ritüelleri ile siyaset yapma inadı bir türlü bitmiyor, terk edilmek istenmiyor.
"Hepimizi tehdit ediyor"
“Temsili düzeyde demokrasi, algı inşasına dayalı söylem siyaseti ve pasifize edilmiş yığınlarla iş kotarma becerisi hepimizi tehdit ediyor” görüşünü paylaşan Bilgen, “Liderler eleştirilmek istenmiyor, yeni kuşaklarsa sorgulayamadıkları hiçbir şeye körü körüne inanmak istemiyor. Nitelikli insanlar sorgulayamadıkları siyaset dünyalarından uzaklaşmayı tercih ediyor, yönetenler bunu bir eksilme bile görmek istemeyip hiçbir şey olmamış edasında yollarına devam ediyor, adeta ‘ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ havasında hareket ediyor” dedi.
Bilgen sözlerini şöyle sürdürdü:
Kendini yenilemeyen doğal olarak içinde doğdukları dünyanın kalıplar ile düşünüp, kucaklarında buldukları alışkanlıklarla hareket ediyor, eleştireni uzaklaştırmayı güç gösterisi zannediyor. Tatlı su ortamlarından beslenen popülist ezberlerin, geleceğin dünyasına ve yeni sorun alanlarına da cevap üretebileceğini varsayarak kendinden emin adımlarla, farkında olmadan yerinde sayıyor ama yürüdüğünü sanıyor. Normal bir ortamda iktidarlar iş yapar, muhalefet de ya onların yanlış yaptıklarına itiraz yapar ya da kendi alternatiflerini gündem yaparlar. Bizde tersi oluyor. Söylem ve algı siyaseti iktidar eliyle yürütülüyor. Muhalefet ise önüne gelen gündemin ya destekçisi ya karşıtı olarak pozisyon almaya kendini mahkum hissediyor. Peşinen edilgen konuma giriyor ve kendi sözünü üretme, kendi önerilerini gündemleştirme ihtiyacını bile hissetmiyor. Bu da iktidar muhalefet ilişkisini kısır bir çekişmeye çeviriyor. Tabi bu durumda da topluma siyasetin asıl öznesi olmak, aktif yurttaş sorumluluğu içinde iş yapmak yerine, siyasetin seyircisi gibi taraf tutmak ve slogan atmak kalıyor. 4 ya da 5 yılda bir sandığa gitmeyi demokrasi sanıyor, takım tutar gibi parti ya da lider tutmakla görevini yerine getirdiğine inanıyor.
“Bu kalıplarda da siyasetin sorun çözme kanalları gittikçe daraldığını” ifade eden Bilgen, “Siyaset gün geçtikçe bir meslek, bir geçinme kapısı halini alıyor. Aday belirleme süreçleri, her seferinde unutulduğu sanılarak yeniden tekrarlanan bir mizanseni andırıyor. Aynı hatalar bıkmadan, usanmadan tekrarlanırken, yapılan yanlışlardan dönüleceği sözleri hep havada kalıyor” ifadelerini kulandı.
“Yeni bir dünya kuruluyor”
“Oysa yeni bir dünya kuruluyor ve yeni dünyanın bilgi, paylaşım araçları eski bilgiye dayalı hegemonya kurma araçlarını boşa çıkarıyor” görüşünü paylaşan Bilgen, “Yöneten-yönetilen anlamsızlaşıyor. Yatay ve doğrudan karar alma süreçlerinin önü açılıyor. Tepesi ile tabanı birbirinden habersiz piramit modeli örgütlenmeler siyasi ömrünü tamamlıyor. Tüm arayışlar yeniden insana, insanlığa dönüyor” dedi.
Independent Türkçe