The Boys'un ikinci sezonunda Tom Cruise ve Scientology'le alay edildi

Amazon’un şu ana kadarki en büyük yapımının The Deep karakterini en göz önündeki üyeleri Tom Cruise'un yerine koyarak, tartışmalı Scientology Kilisesi'yle alay ettiği anları yakaladınız mı?

Henüz Cruise'a The Deep'in ekrandaki davranışları kadar tiksindirici bir ithamda bulunulmadı (screenrant.com)

The Deep'in ikinci sezondaki olay örgüsü, gözden düşmüş kahramanın dibi görmesini ve ardından Kolektif Kilisesi'nin (the Church of the Collective) karakteri dipten çekip almasını ele alıyor. İkinci sezonun ilk bölümünden itibaren The Boys bu kiliseyi, öne çıkan popüler figürleri bulup onların paralarını ve arkalarındaki kamuoyu desteğini alan, karşılığında da imajlarını (ve ölümlü ruhlarını) baştan yaratan, güç ve nüfuz oluşturmaya odaklı bir kuruluş olarak gösteriyor.

The Deep özellikle en büyük düşüşünü yaşadığı, sarhoş ve yalnız olduğu, Vought'un ondan vazgeçtiği ve kamuoyunun onu görmezlikten geldiği bir anda kilisenin hedefi oluyor. Başta göründüğünden daha karmaşık bir karakter olan The Deep, birinci sezondaki eylemlerinden samimi olarak pişmanlık duyar gibi görünüyor ama maalesef "kurtuluşu" zarar verici ve gereksiz diye onu terapiden uzaklaştırarak derhal bir bağlılık yemini isteyen bu kilisede buluyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu iki eylem de Scientology Kilisesi hakkındaki iddialarla uyuşuyor. Tom Cruise'un terapiye yönelik eleştirileri tekrarlayarak kamuoyu gündemine sunması hala akıllarda.

The Deep'in (Patton Oswalt'ın seslendirdiği) solungaçlarının kendisiyle konuşup onda kadın düşmanlığıyla ilgili bir aydınlanma yaşatmasından sonra Kilise, toplumsal imajını iyileştirmek adına the Deep'i başka bir Kilise üyesiyle evlenmeye ikna ediyor. The Deep'in yeni aşığına yaklaşımı, Tom Cruise'un Katie Holmes'a yönelik tavrını hatırlatıyor.

Oyuncu, kamuoyunun çok gözü önünde gerçekleşen flört sürecinde Holmes'a delicesine aşık olduğunu ilan etmişti. The Deep'in basın turu, Cruise'un Oprah'nın programındaki kötü şöhretli, acayip misafirliğinin daha ölçülü bir versiyonu; bundan önceki bölüm boyunca süren mülakat süreciyse bu ilişkinin tamamen Kilise üyeliğini artırmaya yönelik, dikkatlice planlanmış bir halkla ilişkiler numarası olduğunu göstermeye odaklanıyor. "Kahraman"ın (supe) nihai eşleşmesiyse basbayağı bir mülakat listesinin içinden seçiliyor.

The Boys, Supe Scientology'sinin kendine has versiyonunu ortaya koyuyor

The Boys, Kolektif Kilisesi'yle Scientology'i hicvederek karşılaştırırken epey dikkatli davranıyor ve meşhur kiliseye özgün bir yorum getiriyor. Kurgusal Kilise'nin güçlü yapısı ve şaibeli taktikleri Scientology Kilisesi'ninkileri anımsatıyor.

Örneğin, kilisenin eski üyelerinden olup an itibarıyla bu kuruma karşı farkındalık kampanyası yürüten, King of Queens oyuncularından Leah Remini, Scientology'yi en göz önündeki üyeleriyle alakalı şantaj malzemesi toplamak için el altından faaliyet yürütmekle itham etmişti. Scientology ayrıca göz korkutucu ve nüfuzlu bir kuruluş; The Boys'daki Kolektif Kilisesi de kültürel anlamda tozu dumana katabilme becerisiyle pek de farklı değil.

Öte yandan Kolektif Kilisesi'nin The Deep'i sahiplenmesiyle bu karakterin muhtemelen esinlendiği Tom Cruise'un Scientology'ye olan aşkı arasında çok sayıda büyük farklılık mevcut. En belirgin olanı, The Boys'un Hollywood oyuncuları yerine şöhretli süper kahramanları konu alması. Ayrıca, eski bir hayranı olduğunu itiraf eden Starlight'a cinsel saldırıda bulunan The Deep, daha ilk bölümde dizinin ahlaki açıdan en tiksinç kahramanlarından biri olarak tanıtıldı, ki içinde Homelander ve Stormfront'u barındıran bir dizide bu epey beter bir durum.

Cruise'un Scientology'le bağlantısı, 90'ların başında gişe rekortmeniyken ve süperstarlığın zirvesini yaşarken başlamıştı, yani kamuoyunun desteğini geri kazanma hamlesi değildi. Ayrıca ona The Deep'in ekrandaki davranışları kadar tiksindirici bir ithamda bulunulmadı.

Diğer yandan dizinin daha kapsamlı hicivde bulunmak için ayrıntıları görmezden geldiği biliniyor. Örneğin Stormfront karakteri ana kaynakta belirgin şekilde faşist Nazilerin Üst İnsanı'yken, dizide günümüzün aşırı sağ örgütlerindekilerin değişen yüzlerini yansıtmak adına sempati toplayabilecek, laubali bir genç kadına çevrilmiş.

 

 

Independent Türkçe, Screen Rant

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU