Son yıllarda belediyelerin resmi Twitter hesapları, klasik alışılmış resmi dil yerine daha esnek bir dil kullanıyorlar.
Espirili paylaşımlar insanları güldürebiliyor.
Yine zaman zaman belediyelerin resmi hesapları arasında karşılıklı tatlı atışmaların olduğu da görülüyor.
Örneğin geçen günlerde Sarıyer, Beykoz ve Üsküdar Belediyeleri’nin Twitter hesapları “En iyi manzara bizde” diyerek espiriler eşliğinde karşılıklı atışması sosyal medyada ilgiyle takip edildi.
Genel olarak büyük beğeni toplayan bu yeni iletişim diline karşın zaman zaman belediyelerin resmi Twitter hesaplarından kimi kullanılarla polemiğe giren diyalogların da olduğu ve kimi zamanlarda bazı hesapları engelledikleri görülüyor.
Bu konuda son günlerde iki örnek yaşandı.
9 Eylül'de Datça Belediyesi’nin Twitter hesabından Yunan komutan Nikolaos Trikupis’in fotoğrafıyla birlikte Yunan Ordusu’nun denize dökülmesine atıfla “Soğuk ama girince alışıyorsun” şeklinde yapılan paylaşımı alıntılayan şarkıcı, besteci Aylin Aslım da “Nüfusu yaşlı ama hesap ergen” dedi.
Bu sefer Datça Belediyesi’nin Aslım’a şöyle bir cevap geldi:
1 Eylül'de attığımız "Barış kazanacak" tweetimiz için linç yerken de yanımızda görmek isterdik sizi. Bu espriyi yaptığımız ilk yıldan beri gelip eleştirip gidiyorsunuz. Canınız sağ olsun.
Aslım da bu mesaja şöyle cevap verdi:
1 Eylül’de Twitter’a girmediğim için özür dilerim Datça Belediyesi, yoklama yapılacağını bilseydim girerdim. Milliyetçiliğin hiçbir türü hiçbir zaman komik ya da sevimli olmadı, olmayacak da. Esprileriniz 8B düzeyinde olduğu sürece eleştireceğim :-) Datça’yı seviyoruz, o ayrı.
CHP Eski Milletvekili Melda Onur’un da bu tartışmaların ardından Aslım'a destek çıkarak “Belediye adminleri insan olun” diye mesaj attığı görüldü.
Twitter'da özel mülkiyet polemiği
Bir başka polemik de Kadıköy Belediyesi'nin Twitter hesabıyla bazı Twitter kullanıcıları arasında oldu.
Üzerinde çizimler olan duvarların belediye çalışanlarınca boyanmasına dair fotoğrafı paylaşarak “ Bunu ne yaptınız?” diye soran bir kullanıcıya Kadıköy Belediyesi Twitter hesabından önce “Emniyet ve mülk sahiplerinin talepleri doğrultusunda kapama işlemleri gerçekleştirilmekte, bilginize” cevabı geldi.
Ancak itirazlar üzerine bu sefer de Kadıköy Belediyesi’nin hesabından “Dilerseniz temelden bir mülkiyet kavramı tartışması yapmayalım zira bahsi geçen alan “özel mülk” diye ikinci bir cevap geldi.
Bu cevaba destek veren olduğu kadar çok sayıda eleştiren de oldu.
Peki yeni bir iletişim yöntemi olsa bile kurumsal hesaplardan kişilerle polemik içeren diyaloglara girmesi normal midir?
Bu soruyu önce Datça Belediyesi Twitter hesabı ile Aylin Aslım arasında yaşanılan polemiğin ardındani paylaşımda bulunan Eski CHP Milletvekili, gazeteci, iletişimci Melda Onur’a sorduk.
"Belediye hesapları tutarlılığa dikkat etmeli"
Belediyelerin sosyal medya hesaplarında yaygınlaşan yeni üslubun geçmişten beri belediyelerle özdeşleşmiş soğuk yüzü sempatik hale getiren ve yeni nesle hitap eden bir uygulama olduğunu belirten Onur sözlerini şöyle sürdürdü:
İlk olarak bunu Kadıköy Belediyesi denedi sonra diğer CHP’li ve AK Partili belediyelere yayıldı. Burada mesele şu. Muhtemelen bu görevi üstlenen görevli arkadaş tek başına ve zihnen genç kuşaktan bir arkadaş olduğunu tahmin ediyorum. Kafalarına göre yazıp çiziyorlar. Dikkat edilmesi gereken nokta tutarlılık. Ben bile kişisel mesajlarımda attığım mesajların bir öncekiyle tutarlı olmasına dikkat ederken, sonuçta kurumsal bir hesap olan belediye hesabından atarken tutarlılığa dikkat edilmeli. İkincisi mesaj atarken şu anki ortama dikkat etmek gerekir. Her cümle her zaman uymayabilir.
Üslup, kurumsal süzgeçten geçmeli
Onur, yeni bir iletişim yöntemi olarak nitelendirdiği yeni üslubun devam etmesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi:
Bir denge olması lazım. Belki belediyede üst düzey bir yetkili arayıp sosyal medya paylaşımlarından görevli arkadaş kim ise ona "Bu mesajı at veya bu cevabı ver" diyor da olabilir. İç işleyişlerini bilmiyorum. Ancak bir kişinin sosyal medya hesabını kontrolü yerine ortak aklın olacağı, birkaç kişiye danışılacak bir kurumsal iletişim denge birimi olmalı. Sonuçta belediyeleri de temsil ediyorsunuz. Kurumsal ve kişisel tartışmalara girmemeniz gerekiyor. Mesele kontrol. Bir üslup olacaksa kurumsal iletişim süzgecinden geçmeli.
"Paylaşımlar profesyonel bir ekip tarafından yönetiliyor, polemikten kaçınıyoruz"
Konuyla ilgili aradığımız Kadıköy Belediyesi Basın Danışmanı Dinç Çoban ise belediye bünyesindeki sosyal medya paylaşımlarının profesyonel bir ekip tarafından yönetildiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Öyle hesabın başında tecrübesiz bir kişi yok. Sosyal medyanın kontrolü bu işte deneyim kazanmış bir ekip tarafından yürütülüyor, danışılarak. Biz otomatik cevabı tercih etmiyoruz. Kullanıcıyla bire bir konuşmayı tercih ediyoruz. Takipçilerimizle polemikten kaçınıyoruz. Diğer belediyelerin hesapları da polemikten kaçınmalı ve üsluba dikkat etmeli. Engelleme konusuna gelince. Sövene hakarete müsaade etmiyoruz. Ya da bazen diyelim ki 50 kere flood yapıp karalamaya çalışıp, belediyeyi kendi propagandasının aracı yapmaya çalışan kötü niyetli insanlara da izin vermiyoruz.
“Karşılıklı tartışmaya girerse lakayıt bir sisteme dönüşür"
Avrasya Araştırma Şirketi’nin başkanı olan ve belediyelere danışmanlık hizmeti de veren Kemal Özkiraz ise belediyelerin güleryüzlü hizmet anlayışını sosyal medyaya da uyarladıklarını ve bunun insanları kurumlarla iletişime geçme konusunda cesaretlendiren bir girişim olduğunu söyleyerek, “Ancak bunun dışında sosyal medya üzerinden karşılıklı atışmaya girilirse bu lakayıt bir sisteme dönüşür. İnsanlarla polemikten kaçınmaya çalışmalılar" dedi.
"Belediyelerin hesap engelleme hakkı olmamalı"
Özkiraz, ayrıca belediyeler de dahil olmak üzere hiçbir kamu kurumunun hatta kamu görevliisinin sosyal medya hesabının kişileri engelleme hakkı olmaması gerektiğini söyleyerek, bu durumun kişilerin bilgi edinme ve şikayet hakkına engel teşkil edeceğini kaydetti.
Özkiraz, bazı Batı ülkelerinde resmi kurum hesaplarının mahkeme kararı dışında engel koymasını engelleyen düzenlemele olduğunu da belirterek, "Hakaret eden hesap varsa mahkeme kararı ile engellemeye gidebilir. Ancak keyfi engellemelere karşıyım" diye konuştu
“Bazı kurumların hesapları üzerinden fenomenlik rüzgarı esmekte”
Soysal medya hukuku uzmanı Av. Rıdvan Yıldız, sosyal medya hesapları üzerinden paylaşım yapan devlet kurumlarının zaman zaman tepki çekebildiğini ve birtakım tartışmalar ortaya çıkabildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunun yanı sıra bazı kurumların sosyal medya hesapları üzerinden fenomenlik rüzgarı esmekte ancak bu rüzgar kontrolden de çıkabilmektedir. Resmi yazışmaların nasıl yapılacağı Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Sosyal medya açısından da kurumların sosyal medya paylaşımlarında aşırı kısıtlayıcı olmasa da birtakım kurallara ihtiyaç bulunduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Resmi Sosyal Medya Kullanımında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında mevzuat üzerinde çalışılması gerektiği kanaatindeyim.
Mahkeme, Trump’ın kullanıcıları engellemesini ihlal olarak değerlendirdi
Sosyal medyada bazı kullanıcıların kimi kurumlarca engellendikleri yönünde yakınmalarda bulunduklarını öne süren Yıldız, sözlerini şöyle devam ettirdi:
Yakın zamanda ABD yargısı, ABD Başkanı Trump’ın paylaşımlarını beğenmediği kullanıcıları engellemesini ihlal olarak değerlendirdi ve bu şekilde twitter kullanıcılarının engellenemeyeceğine hükmetti. Suç işleyen bir vatandaşın dilekçesini almamak söz konusu olamayacağı gibi sosyal medyada bir devlet kurumu zorunlu ve üstün bir kamu yararı olmadıkça sosyal medya kullanıcısını engellememelidir. Bu konuda ülkemizde henüz örnek bir dava bulunmasa da ilerleyen zamanlarda böyle bir dava muhtemeldir.
© The Independentturkish
