Libya'da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun ifşa edildiği gerekçesiyle açılan davanın ikinci duruşması, yarın (9 Eylül Çarşamba) görülecek.
Duruşma öncesinde Barış Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz ve Murat Ağırel ile Hülya Kılınç'ın avukatı Celal Ülgen'le gazetecilerin yaşadığı süreci ve duruşmadan beklentilerini konuştuk.
"9 Eylül'de hükümle beraber tutuklu gazetecilerin tahliyesi de gerekiyor"
Barış Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, 24 Haziran'daki duruşmadan bugüne savcının hâlâ esasa ilişkin mütalasını dosyaya sunmamasını eleştirdi.
Bu aşamadan sonra sanıklar ve avukatlar olarak kendilerinin de mütalaaya karşı savunmalarını duruşmada mahkemeye sunacaklarını belirten Ersöz, gazetecilerin tahliyelerinin gerektiğini savundu:
Eğer 9 Eylül'deki duruşmada bütün sanıkların svunmaları tamamlanırsa, o duruşmada nihai kararın (hükmün) verilmesini bekliyoruz. Tabii ki hükümle beraber, artık tutuklu gazetecilerin tahliyesi de gerekiyor.
24 Haziran'da tahliye edilen Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in durumlarının, hukuki açıdan şuanda tutuklu olan gazetecilerden çok da farklı olmadığını savunan Hüseyin Ersöz, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın hala tutuklu olmalarının hukuken doğru bir uygulama olmadığını ileri sürdü.
"İnfaz yasasında yapılan düzenlemeyle haksız bir hüküm verilip alt sınırdan uzaklaşılıp cezalandırılsalar dahî, hiçbir infazları kalmayan gazetecilerin serbest bırakılmaları gerekmektedir" diyen Ersöz, beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade etti:
Bizim hukuki değerlendirmemiz gazetecilik faaliyetinden tutuklu bulunan, yaptıkları bir haber ve attıkları tweetlerle suçlanan gazetecilerin sadece özgürleklerinin iadesi değil, aynı zamanda basın özgürlüğü kapsamına giren bu iddialar karşısında beraat kararı verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
Türkiye'de özellikle son dönemde gazetecilik yapmanın giderek zorlaştığını savunan Ersöz, Odatv başta olmak üzere bazı kuruluşların 'yayın çizgilerinden kaynaklı sıkıntılar yaşadığını' ileri sürdü.
Libya'da şehit düşen bir Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisinin cenaze töreni haberine ilişkin davada yargılanan sanıkların tamamını, 'eleştirel haberler yapan ve gazetecilik faaliyetlerini etik ilkeler çerçevesinde yütürmeye çalışan basın mensupları' olarak niteleyen Ersöz, "Bu kişiler, mesleklerinin bir gereği olarak eleştirel yayıncılığa devam etmenin yanı sıra çeşitli kitaplar da yazmaktadır" ifadeleriyle Barış Pehlivan'ın tutukluluk halinin devamında bitirme aşamasına geldiği yeni kitabının etkili olduğunu ileri sürdü.
Avukat Ersöz, "Barış'ların ikinci kitabının yayına hazırlandığı ve yargı sistemindeki birçok hukuka aykırılığın gözler önüne serileceği bir yayının son aşamalarındayken, gazetecilerin tutuklanması ve odatv.com için erişim engellemesi kararı çıkartılmasının, ülkede ifade hürriyeti noktasında sorunlu bir durum oluşturduğunu düşünüyorum. Barış'ların özellikle bu (kitap) sebeple tutuklandıkları kanaatindeyim. Barış Pehlivan'ın hala içerde olmasının nedeni bu" şeklinde konuştu.
"Siyasi iktidarlar, bir tarafta yargıyı arka bahçeleri gibi kullanıp, diğer tarafta yandaş medya üzerinden çıplak gerçeğin öğrenilmesini engellemeye çalışıyorlar"
Libya'da hayatını kaybeden MİT mensubunu ifşa davasında Barış Pehlivan'la beraber tutukluk hali devam eden diğer gazeteciler ise Murat Ağırel ve Hülya Kılıç.
Ağırel ve Kılıç'ın avukatı Celal Ülgen, üç ismin 'siyasi iktidarın baskısı' nedeniyle tutuklu olduğu görüşünde.
"Gazeteciler çeşitli bahaneler gösterilerek tutuklanıyor" diyen Ülgen; Pehlivan, Ağırel ve Kılınç'ın yargılanmalarının tutuklu yapılmasının da olağanüstü bir durum olduğunu savundu.
'Siyasi iktidarların yandaş medya üzerinden gerçeklerin üstünü örtmeye çalıştığını' ileri süren Ülgen, şu ifadeleri kullandı:
Türkiye'de düşünce özgürlüğünün penceresi görevi gören gazeteciler baskı altında tutularak, düşünce özgürlüğünü daha özgürce kullanmak isteyen vatandaşlar üzerinde bir korku efekti yaratmak isteniyor. Böyle olunca siyasi iktidarlar, bir tarafta yargıyı arka bahçeleri gibi kullanıp, diğer tarafta yandaş medya üzerinden çıplak gerçeğin öğrenilmesini engellemeye çalışıyorlar. Bütün gerçeklerin önüne bir tül atıyor ve yalın gerçeği halka göstermeye çalışan gazeteciler üzerinde de çeşitli bahanelerle baskı kurmaya çalşıyorlar.
"Yargı üzerinde etkili olan çeşitli oligarşik gruplar ne ölçmüş ve biçmişlerse, duruşma günü sonuç o olacak"
Savcının esas hakkındaki mütalaasını hâlâ hazırlamayışını da sorduğumuz Celal Ülgen, "Savcı, muhtemelen esas hakkındaki mütalaayı duruşma günü vererek, bizden de hemen savunmayı bitirmemizi ve başka bir süre almamızı isteyecek" yorumunu yaptı.
Ülgen, bu durumun ne anlama geldiğini ise şu sözlerle açıkladı:
Bu şu demek oluyor; müvekkillere sanki o gün karar verilirse, lehlerine olacakmış gibi umut pompalıyorlar. Her seferinde -FETÖ yargısı döneminde de böyle olmuştu- müvekkiller, avukatlarına 'kısa kes de bitsin' gibi bir serzenişte bulunuyor. Bunu yeniden yaşayabileceğimizi düşünüyorum. Fakat, yargı üzerinde etkili olan çeşitli oligarşik gruplar ne ölçmüş ve biçmişlerse, duruşma günü sonuç o olacaktır.
"Siyasi iktidar için fayda-zarar muhakemesi yapılarak karar verilecek"
Gazetecilerin tahliye edilmesini bekleyip beklemediğini de sorduğumuz Celal Ülgen, "Bağımsız bir yargı kararı beklemiyorum. Tahliye olabilirler ama bağımsız yargı kararı değil, siyaset kararı olacak. Siyasi iktidar için fayda-zarar muhakemesi yapılarak karar verilecektir" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ne olmuştu?
Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve gazeteciler Hülya Kılınç ile Murat Ağırel, Manisa'da defnedilen MİT şehidinin kimliğini deşifre ettikleri gerekçesiyle 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesi kapsamında “İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçundan tutuklanmıştı.
Ancak söz konusu haber Odatv'de yayınlanmadan önce İYİ Partili Ümit Özdağ, Libya'da şehit düşen MİT mensuplarının adları ve soyadlarını TBMM'de kamuoyuna açıklamıştı.
24 Haziran tarihindeki duruşmada mahkeme, gazeteciler Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliyesine; Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'in tutukluluk hallerinin ise devamına karar vermişti.
© The Independentturkish