Resmi Gazete'de 26 Ağustos 2020 tarihinde Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler ile İlgili 2020/11 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayınlandı.
Genelgenin içeriğinde, salgının etkilerinin azaltılması için kamu kurum ve kuruluşlarında dönüşümlü, esnek çalışmanın uygun olduğu, bunun da yöneticiler tarafından kararlaştırılacağı belirtilmiş, insiyatif kurum ve kuruluşların yöneticilerine bırakılmıştı.
Bu genelgeye atıf yapan Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Kovid-19 vakalarının artmasını gerekçe göstererek 1 ile15 Eylül arası yapılacak tüm duruşmalarını, ekim ve kasım aylarına erteledi.
Normal şartlarda da bir duruşmanın ertelenmesi kararı sadece davaya bakan mahkeme heyetinin insiyatifinde.
Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) bile mahkemelere davaları erteleme yönünde emir verme yetkisine sahip değil, sadece tavsiye kararı alabiliyor.
Salgının ilk yayıldığı dönemlerde duruşmaları erteleme kararları da HSK'nın tavsiye kararının ardından mahkemelerce peş peşe verilmişti.
Ancak şimdi HSK'nın tavsiye kararı bile olmadan bir mahkemenin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne atıf yaparak duruşmalarını ertelenmesi avukatları endişelendirdi.
Sosyal medyada avukatlarca yapılan yorumlarda diğer mahkemelerin de genelgeye atıf yaparak art arda davaları erteleyebileceği, bunun da işlerde aksamalara neden olabileceği gibi hak kayıplarına yol açabileceği iddia edildi.
"Karar hukuk dünyası içinde ciddi endişe yarattı"
Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararını meslektaşlarına ilk duyuran kişi olan Avukat Hakları Grubu'ndan Yankı Büyüksezer, konuyla ilgili Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Büyüksezer, cumhurbaşkanlığı genelgesinin kurum yöneticilerine insiyatif vermekle birlikte "kamu hizmetlerinin aksatılmaması" şartını da koştuğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:
Ancak adliyelerin açıldığı, Kovid 19 pandemisi sebebiyle mart-haziran arası duran adli sürelerin yeniden başladığı 16.06.2020 öncesinde olduğu gibi duruşmaların ertelenmesi durumu söz konusu değilken (ki o dönem duruşmaların ertelenmesi HSK tarafından alınan tavsiye kararı üzerine başlamıştı) mahkemenin kendi insiyatifi ile duruşmaları ertelemesi avukatlar ve hukuk dünyası içinde ciddi bir endişe yaratmıştır.
Endişenin sebebi ucu açık bir döneme girilmesi
Endişenin bir sebebinin yeniden belirsiz ve ucu açık bir döneme girilmesi olduğunu kaydeden Büyüksezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yargı işlerinin ertelenmesi, hak kayıpları ve mağduriyetlerin artacak olması; bir diğer sebebi ise kamu sağlığı açısından Kovid-19 pandemisinin ülkemizde yeniden yükselişe geçtiği ancak bizlere bu durumun açık bir şekilde söylenip söylenmediği noktasındadır.
HSK tavsiye kararı almayacak, insiyatifi mahkemelere mi bırakacak?
Büyüksezer, genelgenin mahkeme tarafından yorumlanmasından çıkardıkları sonuçla alakalı da şu iddiada bulundu:
Bu aşamada HSK bir ilke kararı, tavsiye niteliğinde bir karar almayacak ve genelgeye dayanarak mahkemeleri insiyatif alma noktasında bırakacaktır. İlerleyen günlerde hangi mahkemelerin ne şekilde insiyatif alacağı, duruşmaları erteleyip ertelemeyeceği, yargılama faaliyetlerinin ne şekilde yürütüleceği bilinmezliğini korumaktadır.
“Karmaşa yaşanabilir"
Büyüksezer, bir an önce tatmin edici bir açıklama yapılması gerektiğini de söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
Umarım doğrusu ya da yanlışı ile en kısa sürede tatmin edici bir açıklama ya da yol haritası belirlenerek olası mağduriyetlerin önüne geçilir. Aksi halde avukatların ve vatandaşların tek tek kendi dosyalarının olduğu mahkemelerin faaliyet durumlarını araştırması, işlerin ve duruşmaların görülüp görülmeyeceğini takibi ciddi sorunlar yaratacaktır.
© The Independentturkish