Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Konya il kongresinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Pandemi şartlarına rağmen 67 ilde ve 343 ilçede örgütlendiklerini ifade eden Davutoğlu, "Konya ile birlikte 8 il ve 163 ilçe kongremizi tamamladık" dedi.
Davutoğlu, pazar günü İstanbul kongresini gerçekleştireceklerini de ekledi.
"Mayıs 2016’dan bu yana ülkedeki yaşam kalitesi düşmüştür"
Türkiye’deki son gelişmelerin olumsuzlukla devam ettiğini belirten Davutoğlu, "Mayıs 2016’da AK Parti içerisinde başlatılan anti-demokratik süreçten bu yana ülkemizde vatandaşımızın yaşam kalitesi düşmüştür" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların işinin azaldığını vurgulayan Davutoğlu, "Hukuk devletini mumla arar hale geldik, adalet yerlerde sürünmektedir. Asgari liyakat ve ciddiyet artık bu hükümetin tamamen gündeminden çıkmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte meclis işlevsizleştiğini ve kurumların anlamsızlaştığını ifade eden Davutoğlu şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı kendi çıkardığı kararnameleri daha sonra yine kendisi iptal etmek zorunda kalmaktadır. Bakın daha da ileri gittiler. Geçen sene görevden aldıkları bir birimin başkanını tekrar görevden aldıklarını yayınladılar resmi gazetede, Geçenlerde de kararnamede yanlışlıkla bir üniversite kurdular. Şimdi de eğitimde sürekli yap boz kararlar alıp duruyorlar.
"Ben görevi bıraktığım kişi başına gelir 11 bin dolardı, şimdi 8 bin dolar"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin devam ettiği sürece Türkiye’de kaliteli, şeffaf ve denetlenebilir bir yönetimin mümkün olmayacağını belirten Davutoğlu, "Kişi başına gelir 25 bin dolar olacak dediler biz görevi bıraktığımızda 11 bin dolar olan kişi başına düşen milli gelir 8 bin dolara geriledi" dedi.
Davutoğlu şöyle devam etti:
Vesayet bitecek dediler, altı ayda bir darbe olacak kampanyası yapıyorlar. Güçlü başkanlık sistemi dediler, küçük ortakları olmadan adım atamaz duruma geldiler. İstikrarlı Türkiye dediler, İstiklal Savaşı’nda bile telaffuz edilmediği kadar bekadan bahsediyorlar. Şimdi de tam bağımsız ekonomi ezberini tekrarlıyorlar.
"Konu kriz olunca bu iktidar, Bahçeli’den daha tecrübeli ortak bulamazdı"
İktidarın sürekli aynı sloganları kullandığını vurgulayan Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi hedef aldı.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir de bu koalisyon hükümetinin emperyalist tutsaklıktan bahseden küçük ortağı var. Türkiye kendisini çok iyi tanıyor. Ne zaman bir erken seçim krizi olsa orada. Ne zaman siyasi bir kriz olsa orada. Ne zaman büyük ve yıkıcı bir ekonomik kriz olsa orada. Seçim krizlerinin, siyasi krizlerin ve ekonomik krizlerin baş kahramanı. Sayın Bahçeli şimdi de iktidar ortağı. Nasıl ortak oldular, nerede anlaştılar, ne üstüne anlaştılar, kimse bilmiyor. Bildiğimiz ülkemizde demokrasinin, adaletin, hukuk devletinin ve insan haklarının yok sayılması konusunda yüzde yüz anlaştıkları. Düne kadar birbirlerine ağza alınmayacak hakaretler etmiş olanlar bugün bir arada. Konu kriz olunca Bahçeli’den daha tecrübeli ortak bulamazdı bu iktidar. 21 Şubat "Kara Çarşamba"yı 20 yıl önce bu ülkeye yaşatan iktidarın içindeydi. Şimdi de tecrübelerini bu iktidarla paylaşmaya devam ediyor. Bir haftada ülkeyi yangın yerine çevirmişlerdi. İlk seçimde de hepsi milletin eliyle iktidardan uzaklaştırılmışlardı.
"Davos’ta birileri "yandık bittik" diye yakınırken, Peres’in özür dilemesi için arka kapı diplomasisi yürüttüm"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına da tepki gösteren Davutoğlu, 2009 yılında Davos’ta Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e ‘one minute’ diyerek tepki gösterdiği hadiseyi de hatırlattı.
Erdoğan’ın konuşmalarında gerçekleri konuşmadığını ifade eden Davutoğlu, o gece Davos’ta neler yaşandığını da çok iyi bildiklerini vurguladı.
Erdoğan’ın kendisini hangi konuda eleştirmek istiyorsa eleştirebileceğini belirten Davutoğlu şunları kaydetti:
Davutoğlu ve İsrail diye arayınca neler çıktığını herkes görebilir. Amerika’nın Irak işgaline ortak olmamız ve askerlerini topraklarımızdan geçirmesi için hazırlanan tezkereye karşı 2003’te verdiğimiz mücadele sonrasında yazılanlar, çizilenler ortada. 2006 Hamas’ın seçimleri kazanması ardından Ankara ziyaretinde şahsımla ilgili yazılanlar ortada. Mavi Marmara’da şahsımla ilgili yazılanlar ortada. Gazze katliamlarına verdiğimiz tepki ve mücadele sonrası şahsımla ilgili yazılanlar ortada. Yazık ediyor. Ayıp ediyor.
"O tarihlerde yandık bittik diyenlerle en büyük kavgayı biz verdik biz" diyen Davutoğlu, "O gece Davos’ta ve Türkiye’de birileri "yandık bittik" diye yakınırken başdanışman olarak Şimon Peres’in özür dilemesi için arka kapı diplomasisini bizzat yürüttüğümü ve bu özrün benim şahsi telefonumdan gerçekleştiğini kendisi de biliyor" ifadelerini kullandı.
Özür beyanından sonra Davos’taki ve ülkedeki atmosferin değiştiğini anımsatan Davutoğlu şöyle devam etti:
Davos’tan İstanbul’a dönerken arkadaşlarımızla birlikte Sayın Erdoğan’ın halka hitap ettiği konuşmayı yazarken mealen şu ifadeleri kaleme alan da bendim: "Bundan sonra biz şu veya bu ülke ne düşünüyor diyerek hareket etmeyeceğiz; diğer taraflar Türkiye ne düşünür diye düşünmek zorunda kalacaklar"
Sayın Cumhurbaşkanı o gecenin şahitlerinden bahsediyor. Allah da millet de bizim hiçbir zorluk karşısında "yandık bittik" demediğimizi bilir. Eğer Davos’ta yandık bittik demiş olsaydık, herhalde kendisi bizi bu olaydan takriben iki ay sonra Dışişleri Bakanı yapmazdı. Hayat boyu neler söylediğimizin ve neler yaptığımızın hepsi arşivlerde. Madem ki böyle bir ithamla karşı karşıyayız. Bizim de bugünkü dış politika adımları ile ilgili soru sorma hakkımız vardır.
Independent Türkçe