Norveç Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Emre Yakşi: Koku, içgüdülerimizi doğrudan kontrol eden bir duyu

Koku duyusunun içgüdüleri de doğrudan kontrol eden bir duyu olduğunu vurgulayan Prof. Yakşi, "Koku terapisinin, mesela stres gibi hastalıklara karşı tedavi amaçlı kullanımını inceleyen çalışmaların bazı ümit vadeden sonuçları var" dedi

Uzun yıllardır zebra balıkları üzerine araştırmalar yapan Norveç'teki Nobel Ödüllü Kavli Sistem Sinirbilimleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Emre Yakşi, çalışmalarıyla, beynin sadece duyular değil, duygularla da aktive edildiğini ortaya koydu.

"Mesela kahve kokusunu aldığımızda beyin aktivitesi, kahve kokusu yokken de belirli zamanlarda beynimizde beliriyor" diyen Yakşi, bunun duygular ya da hayal etmeyle bağlantılı olduğunu düşündüklerini sözlerine ekledi.

Yakşi, "Bunun dışında gördüğümüz kadarıyla, duyular, duygularımızı ve düşüncelerimizi yöneten amigdala, hipokampus gibi beyin alanlarını da kontrol ediyor. Mesela bir koku aldığımız zaman, beynin hipokampus bölgesindeki içsel aktivite neredeyse tamamen baskılanıyor. Yani bir bakıma beyin aktivitesi hem duyular hem de duygularla kontrol edilen, çok dinamik bir mekanizma" diye konuştu.   
 

Prof. Dr. Emre Yakşi.jpg
Prof. Dr. Emre Yakşi


Orta Doğu Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden mezun olduktan sonra Almanya'da Heidelberg Üniversitesi'nde master ve doktora yapıp Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmacı olarak çalışan Yakşi, ilk laboratuvarını Yardımcı Doçent olarak Belçika Flaman Neuroelektornik Enstitüsü'nde kurdu.  
 

fish_small.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Emre Yakşi


"Koku duyusu hem insanlarda hem de balıklarda güçlü bir şekilde açlık ve korku hissini uyandırabiliyor"

Zebra balığının küçük ve transparan bir beyne sahip olduğunu belirten Prof. Yakşi, bunun yanında genetik manipülasyonlar yapmanın zebra balıklarında çok daha kolay ve iyice optimize edilmiş durumda olduğunu söyledi ve ekledi:

Tüm bu olanaklar bize sadece mikroskopi ve ışık kullanarak, beyin fonksiyonlarını yaşayan canlı hayvanlarda hem görüntüleyip hem de manipüle edebilme imkanı sağlıyor. Bizim laboratuvarımızın ve diğer grupların çalışmaları, koku duyusunun genel prensiplerinin tüm hayvanlar aleminde birbirine çok benzediğini gösteriyor. Mesela koku reseptörleri olsun, bu reseptörlerin beyinde ulaştığı koku bölgeleri olsun, bunların genel yapı taşları ve prensipleri bütün hayvanlar aleminde birbirine çok benzer.
 

IMG_4659.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Emre Yakşi


Koku duyusunun içgüdüleri de doğrudan kontrol eden bir duyu olduğunu vurgulayan Prof. Yakşi, "Koku duyusu hem biz insanlarda hem de balıklarda güçlü bir şekilde açlık ve korku hissini uyandırabiliyor. Koku terapisinin, mesela stres gibi hastalıklara karşı tedavi amaçlı kullanımını inceleyen çalışmaların bazı ümit vadeden sonuçları da var" ifadelerini kullandı.
 

 


"Glia denilen daha az bilinen bir hücre türünün epilepside önemli rol oynadığını ortaya çıkardık"

Halk arasında Sara krizleri olarak bilinen epilepsi hastalığının beynin savunma sisteminin çökmesi ile başladığını ortaya koyan Yakşi, Nature Communications Dergisi'nde yayımlanan araştırması hakkında şu bilgileri verdi:

Bilhassa beyin gibi çok kompleks bir organın fonksiyonun hücre modelleriyle anlayabilmemiz hiç de kolay değil. Elbette insan beyninin fonksiyonu üzerine de yapılan çok değerli çalışmalar var. Ancak insan beyninin fMRI gibi metotlarla görüntülenmesi ya da TMS gibi metotlarla manipüle edilmesinin kendine has limitleri de var. Bu nedenle hayvan deneyleriyle, insanlar üzerinde yapılan araştırmaların el ele beraberce ilerlemesi çok önemli.

Laboratuvarda beraber çalışmalarını sürdürdükleri iki doktora öğrencisinin tıp doktoru olduğunu söyleyen Yakşi, tıp doktoru ekip arkadaşlarının insanlarda belirledikleri, epilepsiye neden olan mutasyonları, şu anda zebra balıklarında modellediklerini anlattı.
 

kavli_yaksi_dsc1144 copy.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Emre Yakşi


"Epilepsi hastalığına yeni tedavilere acilen ihtiyacımız var"

Bu çalışmaların, glia denilen, daha az bilinen bir hücre türünün epilepside önemli rol oynadığını ortaya çıkardığını vurgulayan Yakşi, "Epilepsinin oluşumunda glia hücrelerinin beyindeki görevlerini yerine getirememesinin, epilepsinin tüm beyne yayılmasında çok etkili olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
 

IMG_4668.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Emre Yakşi​​​​​​​


Sıklıkla görülen sinirsel bir hastalık olmasına rağmen epilepsi hastalarının yaklaşık yüzde 30'unun ilaç tedavilerine istenilen cevabı vermediğinin altını çizen Prof. Yakşi, "Bu nedenle epilepsi hastalığına yeni tedavilere acilen ihtiyacımız var. Bu yeni tedavileri geliştirmek de ancak epilepsinin temel mekanizmalarını anlamakla mümkün. Bu bence temel ve klinik bilimlerin beraber çalışmasının ne kadar önemli olduğunun güzel bir örneği" dedi.
 

fish_small copy.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Emre Yakşi


"Türkiye ve Norveç arasında bilgi alışverişini sağlayacak bir sinirbilim uydu laboratuvarını Türkiye de kurmak en büyük hayalim"

Avrupa'nın en prestijli bilim araştırma fonlarından ERC'yi aldıktan sonra, Norveç'teki Nobel Ödüllü Kavli Sistem Sinirbilimleri Enstitüsü'nde şu an profesör olarak görev yapan Yakşi, yakın zaman da Türkiye'de uydu bir laboratuvar ve takım kurup hem Norveç hem de Türkiye'de çalışmalarını koordineli olarak devam ettirmeyi umuyor. 

Türkiye ve Avrupa arasında bilgi alışverişini destekleyen bir rol oynamayı umduğunu söyleyen Yakşi, şunları söyledi:

Kendi laboratuvarımda mühendislik, tıp, biyoloji, fizik ve hatta psikoloji gibi değişik bilim alanlarından gelen multidisipliner bir öğrenci grubuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Beynimizin duyularımızdan, duygularımızdan, öğrendiklerimizden ve hatıralarımızdan gelen bilgileri nasıl birleştirdiği üzerine çalışıyoruz. Gördüğümüz kadarıyla beynimizin her köşesi birbiriyle tamamen bağlantılı ve bu nedenle tüm bu bilgiler birbiriyle sürekli iletişim halinde. Bunun dışında geliştirdiğimiz teknikleri, epilepsi ya da stres gibi hastalıkların mekanizmalarını anlayıp, yeni tedavilerin geliştirilebilmesi için tıp doktorlarıyla da yakından çalışıyoruz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU