Prof. Dr. Özyaral: Koronavirüs kadar egolarla da savaşıyoruz

Bireylerin kurallara uymaması nedeniyle salgının istenildiği şekilde kontrol altına alınamadığını ifade eden Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, bu durumu kişisel egolara bağlıyor

Kendisi de koronavirüs nedeniyle enfekte olan Prof. Dr. Oğuz Özyaral, 10 günlük tedavinin ardından sağlığına kavuşmuştu / Kolaj: Independent Türkçe

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrasında kademeli olarak hayatı normalle döndürme adımları atılsa da uzmanlar, ortaya çıkan tablonun beklenen düzeyde olmadığını ifade ediyor.

Pek çok alanda kısıtlamaların kaldırılmasıyla başlayan normalleşme sürecini değerlendiren Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral'a göre, asıl sorun koronavirüs pandemisi değil, karantina sonrasındaki sürecin doğru yönetilememesi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleri başta olmak üzere yetkililerin uyarılarda bulunduğunu ancak bazı kişilerin yanlış uygulamalarda direttiğini belirten Özyaral, "Teyakkuz durumundayız. Görülmeyen düşmanla savaşıyoruz. Ama bazı kişiler, virüsten daha tehlikeli. Ayakta yolcu alınmaması gerekirken, otobüse binmek için diretiyorsun. İnsan haklarını çiğniyorsun" sözleriyle bu duruma tepki gösteriyor.

"Uzmanlar bu ego durumunu incelemeli"

"Koronavirüs kadar egolarla da savaşıyoruz" diyen Özyaral, kişisel ego nedeniyle kurallara uyulmadığını savundu:

'Maske takmıyorum' deme lüksümüz yok çünkü başkalarını da hastalandırma riskimiz var. İnsan hakkı aslolan. Burada sadece hasta hakkı değil, hekim hakkı da ortaya çıkıyor. 'Ben bu bombaların arasından geçerim, bana bomba düşmez’ diye düşünenler var. 'Hava çok güzel, ben sığınakta oturamam, içeriye kapanamam' diye düşünüyorlar. İkisi arasında bence bir fark yok. Klinik psikolog, pedagog, antropolog gibi uzmanlar bu ego durumu incelemeli, bu tavrın arkasında yatan kişisel ego nedir, ona bakmak gerekli.

"Ortak aklın ne olduğunun değil, ne olmadığının görülmesi lazım"

Sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede benzer durumların karşılaşıldığını ifade eden Özyaral, "Virüs nedeniyle uygulanması zorunlu bir sistemin dünyada işletilmeye çalışıldığını görüyoruz ancak insanları memnun edemiyoruz. Oysa ortak aklın ne olduğunu değil, ne olmadığının görülmesi lazım" yorumunu yaptı.

 

Prof. Dr. Oğuz Özyaral Independent Türkçe.jpg
Prof. Dr. Oğuz Özyaral / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"AVM'ler açılsın’ derken esnaf kazansın dedik, ‘Gezmeye gidin’ demedik"

Yaşananları "ego savaşı" olarak niteleyen Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Özyaral, bireylerin saygı kriterleri gözetmesi ve başkalarının sınırlarını ihlal etmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

Virüsün hiçbir millet, ırk, lider, yönetici ayırt etmeksizin herkese bulaşabildiğini belirten Özyaral, AVM'lerin açılması nedeniyle tepki gösteren kişileri ise şu sözlerle eleştirdi:

Egoları olan bazı kişiler, 'AVM'ler açıldı' diye kıyameti kopardı. 'AVM'ler açılsın' derken esnaf kazansın dedik, ‘Gezmeye gidin’ demedik! Teknoloji ve ego şımarığı bir kuşak olduk. Kudurarak devam eder bu böyle giderse! 'Hastaneler süreci çok iyi yönetti ama yazla beraber eve sığamıyoruz' denilirken aslında süreç çok doğru ifade edildi. Biz, üst üste sürtünme katsayısıyla, ite kaka yaşamayı seven bir milletiz.

Kendilerine bir şey olduğunda 'Nerede bu devlet?' diye sorarlar

Neden maske takmadıklarını soran muhabire, 'Takmadık çünkü harlandık' dediler! ‘Bana bir şey olmaz’ derler, önlem almazlar ama kendilerine bir şey olduğunda ‘Nerede bu devlet?’ diye sorarlar. Devlet sana daha nasıl baksın? Senin devletin koronavirüs sürecinde kimi süründürdü, kime bakmadı? Dünyanın dört bir yanına yardım ettik, uçak gönderdik.”

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Sürekli medyada yer alarak, çeşitli açıklamalarda bulunan bazı uzmanların halkı yanlış yönlendirdiğini de savunan Özyaral, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

Sesini yükseltince reyting alacağını düşünenler var. Aramızda böyle ego sahipleri bulunuyor. Gıdalara ilişkin de abuk subuk konuşmalar başlıyor. Zaten normal olan şey, doğal beslenmek. Kovid-19 sürecinde de hep doğadan, doğaldan yana olunmısı söylendi. Birilerinin 'Onu yeme, bunu yeme' reklamlarını unutun, dünya bu düzenden çıkıyor artık! 5 sene önce yaşadığımız sistemden uzaktayız. Ekranlara çıkılıp, insanlara ne yapmaları gerektiği söyleniyordu ama biz sürü değiliz, insanız! 

"Türkiye dünyada sağlık alanında kendisini ispatlamış tek ülkedir"

Türkiye’nin sağlık alanında kendisini ispatlamış tek ülke olduğunu savunan Prof. Oğuz Özyaral’a göre, koronavirüs sonrasındaki sürecin iyi değerlendirilerek, verilen emeğin karşılığının sağlık turizminde alınması gerekiyor.

"Yeniden olmayacağımın bir garantisi var mı?"

Sürecin tüm dünyada halklar tarafından doğru anlaşılmadığını savunan Özyaral, özellikle kendisine “ Siz nasılsa hastalığı geçirdiniz, bir daha olmazsınız, rahatsınız” denilmesinden duyduğu rahatsızlığı şu sözlerle ifade etti:

Şehir efsanelerine fırsat vermemek gerekli. Yeniden enfekte olmayacağımın, Kovid-19 geçirmeyeceğimin bir garantisi var mı? Her sene grip geçiriliyor.

"Süreci sanatla anlatmak daha doğru olacak"

Konuşmasında sanat vurgusu da yapan Prof. Dr. Özyaral, "Süreci sanatla anlatmak daha doğru olacak. Çizgi film, animasyon yöntemiyle şaşkınlık, heyecan, enfekte olunması gibi durumlar birkaç saniye ile etkili şekilde anlatılabiliyor. Kamu spotları daha sempatik hale getirilebilir. Ancak dizi karakterinden ziyade çizgi film karakterler kullanılabilir ya da yeni karakterler oluşturulabilir" yorumunu yaptı.

Son olarak koronavirüs gölgesinde açılan turizm sezonuna değinen Oğuz Özyaral, “Eski halk plajları açılmış ama sosyal mesafe kontrol edilmiyor. Millet alt alta üst üste yine” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Özyaral’dan sonbahar dönemi uyarısı

Genç kuşakta hastalığın kendisini çok belli etmediğinden, gizli taşıyıcı sayılarının arttığına değinen Özyaral, 31 Ağustos tarihinde okulların açılmaya başlanacağı gerekçesiyle özellikle sonbahar dönemine dikkat edilmesi gerektiğini savundu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU