Sürgündeki Uygurlar, Devlet Başkanı Şi Cinping dahil üst düzey Çinli liderlerin, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) başvuruda bulundu.
İki grubun temsilcisi avukatlar, Uygurlar ve diğer etnik gruplara karşı işlendiği iddia edilen ve aralarında toplama kampları, zorunlu doğum kontrolü ve kısırlaştırma, katliam, işkence ve İslam'a karşı baskıcı önemlerin yer aldığı suçlamaların mahkeme tarafından ele alınması için şikayetçi oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çin, UCM'nin yetki alanına girmese de, söz konusu gruplar anılan suçların bazılarının Tacikistan ve Kamboçya'da işlendiğini öne sürüyordu.
Başvuruda, Uygurların bu iki ülkeden yasadışı biçimde, zulme uğradıkları Çin'in Şincan eyaletine sınır dışı edildiği iddia ediliyor.
Şikayet, Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti (DTSH) ve Doğu Türkistan Milli Uyanış Hareketi (DTMUH) adına yapıldı.
Hukuki ekibin lideri Kraliyet Avukatı Rodney Dixon, "Uzun zamandır Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yapabileceği bir şey olmadığı varsayılıyordu" dedi.
Şimdiyse, Çinli yetkililerce toplu halde zulme maruz kaldığı iddia edilen milyonlarca Uygur için adalete giden açık bir yasal yol var. Bu, UCM Savcısı'nı gecikmeksizin takibe çağırdığımız bir dönüm noktası ve önemli bir fırsat. Bu şans boşa harcanmamalı.
DTSH'den yapılan açıklamadaysa, "Uzun zamandır Çin ve Çin Komünist Partisi tarafından baskıya maruz kalıyoruz. Halkımıza uygulanan soykırımın artık gözardı edilemeyeceği kadar çok acı çektik. Savcının iddiamızın haklılığını göreceğinden, doğru olanı yapacağından ve bu suçlara karşı bir soruşturma açacağından umutluyuz" dendi.
Gruplar, şikayetin "suçlara dair detaylı ve şoke edici kanıtlar" içerdiğini öne sürdü.
DTSH açıklamasında ayrıca, "Doğu Türkistan'daki Uygurlar ve diğer Türki halklar, Çin hükümetince kendilerine karşı her gün yapılan zulüm için adaleti hak ediyor. Adaletin üstün geleceğinden ümitliyiz" ifadelerini kullandı.
Çin, Şincan'da yetkililerin "rehabilitasyon kampları" olarak adlandırdığı devasa endoktrinasyon merkezleri ağında, bir milyondan fazla Uygur'u ve çoğu Müslüman diğer etnik grupları toplayarak gözaltında tutuyor.
Sızan belgeler, kamplardaki sistematik beyin yıkamayla insanların sakal bırakmak ve oruç tutmak gibi nedenlerle gözaltına alınmasının da aralarında yer aldığı baskıcı taktiklerin bu topluluklara karşı uygulandığını açığa çıkarmıştı.
Associated Press'ten de yararlanılmıştır
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/world/asia
Independent Türkçe için çeviren: Mehmet Demir
© The Independent