"İnternet mecralarını kullananlar, suç işleme konusunda layüsel (sorumluluktan muaf) değildir. İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni ayla birlikte aslında çok da yeni olmayan bir soruyu yeniden gündeme taşıdı: İnternet ve sosyal medya nasıl düzenlenecek?
1 Temmuz’daki bu konuşmanın akabinde yapılan haberlerde, Türkiye’deki düzenleme için Almanya ve Fransa’nın örnek alınacağı belirtildi. Örnek alınacak noktanınsa, bildirilen zararlı içeriklerin kısa süre içinde silinmemesi durumunda sosyal medya şirketlerine yüklü cezalar verilmesi olduğu bildirildi.
Ancak internet düzenlemesi için harekete geçen bu iki ülkede de içeriklerin silinmesiyle ilgili katı, etkin ve istikrarlı kurallar oluşturulamadı.
Fransa’daki düzenlemelerin çoğu Anayasa Mahkemesi’nden döndü
18 Haziran’da Fransa Anayasa Mahkemesi, “Avia” diye bilinen internet düzenlemesi yasasının başlıca maddelerinin iptaline karar verdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un desteğiyle önceki ay çıkan kanun, nefret söylemiyle dolu içeriklerin 24 saat içinde bulundukları platformdan kaldırılmasını ve bu içerikleri kaldırmayan internet sitelerine 1 milyon 250 bin dolara kadar para cezası verilmesini gerektiriyordu. Kanun, çocuk pornografisi ve terör propagandası barındıran içeriklerinse bir saat içinde kaldırılmasını talep ediyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Anayasa Mahkemesi, bu kadar kısa sürede harekete geçmesi beklenen sosyal medya sitelerinin cezadan kaçınmak için ister istemez otosansüre yöneleceğini belirterek kanunun bu maddelerini geçersiz kıldı.
Yargının görevinin sosyal medya şirketlerine ya da şikayetçilere bırakılamayacağının da altını çizen mahkeme, kanunun bu maddelerinin uygulanmasının ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geleceğini vurguladı.
Önemli maddelerin iptaliyle birlikte, kanunda sadece nefret suçunu takip etmek için bir gözlem örgütü kurmak gibi maddeler kaldı.
Almanya’da kanun var ama uygulamaya çok yansımadı
Fransa Anayasa Mahkemesi’nin hükümetin kararına karşı çıktığı 18 Haziran’da, Almanya’da zıt yönde bir gelişme yaşandı. NetzDG olarak bilinen internet yasası daha da güçlendirildi.
1 Ocak 2018’de tamamen yürürlüğe giren yasa da internette nefret söyleminin önüne geçmek gerekçesiyle tasarlanmıştı. Kanuna göre, Facebook gibi şirketler “bariz bir şekilde yasadışı” olan içerikleri 24 saat içinde kaldırmazlar ve bunu sistematik olarak sürdürürse 50 milyon euroya kadar ceza ödemek zorunda.
Avrupa'daki internet denetimine odaklanan The Internet Policy Review isimli akademik dergide Amélie Heldt imzasıyla yayımlanan yazıda da belirtildiği gibi, NetzDG çok da etkili olamadı. Sosyal medya platformlarının kanundan sonra daha fazla içeriği yasakladığını gösteren herhangi bir kanıt yok.
Çok da açık olmayan kanunlara, sosyal medya şirketlerinin de gönülsüzlüğü eklenince Almanya’nın düzenlemesi de havada kaldı. Bunun üzerine harekete geçen Almanya Parlamentosu, “sağcı aşırılıkçılık ve nefret suçlarına karşı yasa”yı çıkartarak, sosyal medya şirketlerinin güvenlik güçlerine rapor vermesini zorunlu tuttu. Bu rapor, kullanıcıların işaretlediği içeriklerin doğrudan güvenlik güçlerine bildirilmesi anlamına geliyor.
Ancak pek çok uzman, “bariz bir şekilde yasadışı” olarak belirtilen içeriklerin kapsamı genişletilmediği sürece, bu yasaların da çok fazla yasağa neden olmasını beklemiyor.
Türkiye’de durum ne?
İfade Özgürlüğü Derneği’nin bugün yayımlanan EngelliWeb 2019 Raporu’nda 2019 sonu itibarıyla Türkiye’den 408 bin 494 web sitesinin erişime engellendiği belirtildi.
Aynı raporda 2019 sonu itibarıyla 130 bin URL adresine, 7 bin Twitter hesabına, 40 bin tweete, 10 bin YouTube videosuna ve 6 bin 200 Facebook içeriğine de 5651 sayılı Kanun ve diğer hükümlere istinaden erişimin engellendiği ifade edildi.
Kaldırılan veya görünmez kılınan tweetler sıralamasında Türkiye 11 bin 601 (%53) tweetle ilk sırada yer alırken, 4 bin 693 tweetle Rusya ikinci sırada ve bin 101 tweetle Japonya üçüncü sırada yer alıyor.
Prof. Dr. Yaman Akdeniz: Bizde yargı bağımsız değil
Uzman Araştırmacı Ozan Güven’le birlikte raporu hazırlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Türkiye’nin durumunun Fransa ya da Almanya’yla karşılaştırılamayacağı görüşünde:
O ülkelerde demokratik sistemler ve kurumlar işliyor, yargı bağımsız. Bizde böyle değil. Ortak problemler ve sorunlar olabilir ama çözümünde ortak değiliz çünkü altyapımız farklı.
Orada işleyen bir itiraz mekanizması var. Bizde yok. Anayasa Mahkemesi’nin Wikipedia kararını vermesi 2 buçuk yıl sürdü ki bu hızlı bir karar. 5 senede sonuçlanan başvurularımız var.
Bu genel sebeplerden dolayı Almanya ve Fransa’yla Türkiye’yi kıyaslamayı doğru bulmuyorum. Oralardaki yapılarda ‘Ofis açmasanız, şu içeriği kaldırmazsanız platformlarınıza erişimi tamamen engelleriz, yetkilileriniz hakkında cezai işlem uygularız’ gibi bir durum da yok.
Oralarda bu yasalar nefret söylemi, ırkçılık gibi bazı içerikler için sınırlı çerçevede getirilmiş. Biz hakaret ya da terör propagandası dediğimiz zaman bunu sulandırıyoruz. İfade özgürlüğüne karşı bir engele dönüşüyor.
Bu şirketler böyle bir iklimde ofis açmaya da sıcak bakmıyorlar. Can Dündar, Barbaros Şansal gibi isimlerin profillerini Twitter engellemiyor. Burada ofis açarlarsa engellemek zorunda kalacaklar. Kullanıcıların kişisel bilgilerini de vermek zorunda kalacaklar.
© The Independentturkish