Binlerce avukat Çağlayan’da “Savunma Mitingi” yaptı: Biz avukatız, biat etmeyiz

AK Parti'nin baroların sistemini değiştirmesini öngören teklifi İstanbul'da protesto edildi. Çağlayan Adliyesi, Gezi döneminden sonra en büyük eylemini gördü

AK Parti, baroların seçim sistemini ve yapısını değiştirmek için hazırladığı teklifi bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu.

İstanbul’daki avukatlar Türkiye’deki neredeyse bütün baroların karşı çıktığı düzenleme için Çağlayan Adliyesi’ne gitti.

Avrupa'daki en büyük baro olan İstanbul Barosu’nun çağrısıyla Çağlayan’a gelen binlerce avukat, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganları atarak mitingin düzenleneceği meydana doğru yürüyüşe geçti. Ancak avukatlar burada polisin alanı çevirdiği barikatlarla karşılaştı. 

b4bff3cb-8e5d-4a35-a5e0-da3ba77add74.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe / Can Bursalı


Avukatların çok büyük bir kısmı eylem alanına sokulmadı.

Gezi eylemlerinden sonra en büyük protestoya sahne olan Çağlayan Adliyesi'nde İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bir açıklama yaptı.

“Ben yumruğu kimin attığına bakmam”

Konuşması sık sık Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı için atılan 'Metin Feyzioğlu istifa' sloganlarıyla kesilen Durakoğlu, şunları söyledi:

Bu toplantı, ortak aklın toplantısıdır, bizimkisi bir haykırış, buradan Ankara'ya bir bilinç götüreceğiz. Genç meslektaşlarımızın ekonomik sorunları var, Kovid-19 süreci yaşadık üç ay adliyelerde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Gelin bunu konuşalım. Yasanın ikinci maddesini uygulayamıyoruz. Kamu avukata yardım edecek deniyor, etmiyor, etmiyor. Gelin konuşalım. Dosya inceleyemiyoruz biz dosya. Saklıyorlar UYAP'a yüklemiyorlar. Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi açlık grevinde kimisi ölüm orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar. Bunları konuşalım. Yılda 6 bin stajyer yetiştiriyor bu baro. Biz yapmadık. Siz yaptınız. Gelin konuşalım. 14 bin hakim savcı aldınız. Şu mülakatı konuşalım mı? Gelin konuşalım. Siz siyaset yapıyorsunuz dediler bize. Bizimkisi siyaset değil de siyaset yapmanın suç olduğu tek bir ülke söyler misiniz bana? Onlarda siyaset yapıyorlar diye övünç duyuyorlar. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Sonuna kadar konuşacağız. Anlatamadık biz bu iktidarlar. Bizim yasamızın 75. ve 94. maddesi insan haklarına sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Yumruğu kimin attığına bakmam ben. Benim işim bu. İnsan hakları mücadelesi vermek.

“Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz, biz avukatız”

Karakollarda ne çektiğimizi biz biliriz. Karakollarda işkence omasın diye. Avukatlar susamaz. Avukatlar susarsa olmaz. Bunu bilmeli Ankara. 2010 Referandumu'nda yapmayın dedik, yargıyı FETÖ'ye teslim ediyorsunuz dedik. "FETÖ diyemezsiniz, Hocaefendi" dediler. Bu da bir FETÖ projesidir. Ergenekon örgütlediniz Balyoz ürettiniz. Biz bastık. Orayı bastık işte. O çadır tiyatrosuna gittik. Bedel öder avukatlar bunu bilesiniz. Biz bunu söyledik size yapmayın dedik. Şimdi de yapmayın diyoruz. Bu ülkenin avukatları hiç Allah affetsin demedik şimdi gördüklerimizin karşılığı bu mu? Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz avukatız biz. 30 Haziran 2020 bunu bir kenara yazın. Bu bir FETÖ projesidir. Yargının ele geçirildiği 2 sac ayağından sonra 3. sac ayağının da ele geçirilmesidir. Tarihe düşülmüş bir nottur bu.

"Bu ülkenin dirence ihtiyacı var"

Baro başkanları olarak Ankara'ya yürüdük. Baro başkanları Ankara'ya giremedi. Kanunsuz bir emirle durdurulduk. Bir baro başkanımız darp edildi. Önce yakıcı bir güneş, sonra şiddetle bir yağmur altında şemsiyelerin girişinin izin verilmediği, battaniyelere izin verilmediği, çay makinesinin bile içeri sokulmadığı saatler yaşadık biz. Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var. O direncin sahibi avukatlarıdır. Bunları hatırlatacağız onlara. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağız onlara. Bu yapının uniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız. Teklif Meclis'e verildi. AKP'nin Meclis'te çoğunluğu da var.

“Sonuna kadar mücadele edeceğiz”

Teklifin geçmemesi için demokratik haklarımızın hepsini kullanacağız. Burada başlayıp burada biten bir şey değil. Devam edeceğiz buna. Ama bilmedikleri bir şey var. Bunların yaptıklarının daha fecisini 12 Eylül'de darbeciler yapmış İstanbul Barosu'na. İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurmuşlardı. Hani darbeler kendi hukukunu oluşturacaklardı ya, hani onun önündeki en büyük engel avukatlardı ya. Onu gördükleri için önce İstanbul Barosu'nun kapısına kilit vurdular. Biz o dönemdeki başkanımızı şehit verdik. Sandılar ki böyle yaparsak avukatları sustururuz. Bambaşka bir gelişti İstanbul Barosu avukatlarında bir genetik kod gelişti. Mücadele kodu gelişti. Eğer kriz zamanlarında, yargıya tehdit savurulduğu zamanda avukatlar susarsa Orhan Apaydın'a kendilerini borçlu hissedeler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Mücadele bizim genetik kodumuzdur. Yargı bağımsızlığı için, sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 2019 - 2020 adli yıl açılışında Türkiye'deki avukatların yaklaşık yüzde 85'inin temsil eden 52 baro yer almamıştı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu'nun açılışa katılmasını eleştiren barolardan 12'si TBB'yi olağanüstü genel kurula çağırmış ancak yönetim reddetmişti. Bunun üzerine mahkemeye başvuran 12 baronun talebi kabul edilmiş ancak Bölge İdare Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını bozmuştu. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde LGBTİ+'lara karşı ifadelerini eleştiren Ankara Barosu'nun yayınladığı bildirinin ardından baroların yapısında değişiklik gündeme gelmişti. Raftan indirilen değişiklik planına barolar itiraz ediyor. 

Başkanlar değişikliğe karşı bulundukları illerden Ankara'ya yürümüş ancak şehrin girişinde polis müdahalesine maruz kalmıştı. Uzun uğraşlar sonucu başkanlar şehre girebilmişti.

Bu gelişmelerin ardından AK Parti bugün teklifini Meclis Başkanlığı'na sundu.

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, teklifi özetle şöyle anlatmıştı:

İstanbul, Ankara ve İzmir için üye sayısı 5 binden fazla olan barolarda 2 binden fazla avukat bir araya gelerek baro kurabilecek. 2 bin avukatın bir araya gelerek kuracağı baro 72 ildeki barodan daha büyük olacağı anlamına geliyor. Barolar Birliği delegasyonunda yeni bir düzenleme getiriyoruz. Her baro TBB Genel Kurulu'nda 3 delege ve 1 başkanla temsil edecek. Üye sayısı çok olan illerde her 5 binde 1 delegasyonda temsil imkanı sağlıyoruz. Baro organlarının seçimini 2 yılda bir ekim ayının ilk haftasında genel kurullar, akabinde TBB seçimlerinin de 4 yılda bir aralık ayında yapılmasını öngörüyoruz. Yaşam tarzı, inancı nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulan avukatlar için bir düzenleme yaptık. Avukatların resmi kıyafeti olarak cübbeyi belirttik.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU