The Shining’in David Lynch’in Eraserhead'iyle tuhaf bir bağlantısı var

Kubrick’in usta işi korku eseri, Lynch’in kabus filmine teşekkür borçlu

The Shining’le David Lynch’in Eraserhead’i arasında tuhaf bir bağlantı var ve bu bağlantı, yönetmenlerinin sinemaya özgün sanatsal yaklaşımlarından fazlasını içeriyor.

Screen Rant’a göre Stanley Kubrick’in usta işi korku eseri David Lynch’in gerçeküstü kabus filmine teşekkür borçlu.

Eraserhead, Kubrick’in The Shining’inden yalnızca üç yıl önce gösterime girmişti. O sıralar David Lynch film dünyasında bilinmiyordu ama gecenin geç saatlerinde televizyonda “gece yarısı filmi” olarak gösterilen ilk filminin hem popülerliği hem de etkisi yavaş yavaş artıyordu.

Anlaşılan filmin hayranlarından biri de Stanley Kubrick’ti. Eraserhead’de gördükleri Kubrick’e ilham olmakla kalmamış, yönetmen filmin kilit sahnelerinden birini The Shining’de kullanmak için uyarlamıştı.

Eraserhead, The Shining’e göre çok daha gerçeküstü olsa da iki film bazı yönleriyle benzer. Eraerhead’i izlemek bir kabusu ekran başında deneyimlemek gibi. Yaklaşan dehşet ve korkuyla dolu ve Kubrick’in aynı hisleri The Shining gibi bir filmde yakalamak isteyeceğini görmek zor değil.

shining.jpg
İki filmde de baş karakterler yavaşça deliliğe sürükleniyor (IMDb)

 

Kubrick özellikle Lynch’in ses kullanımından ve dehşet hissini yoğunlaştırmak için uzun tuttuğu çekim planlarından epey etkilenmiş. Öte yandan Kubrick’in Eraserhead’den aldıkları çekim ve ses tekniklerinin ötesine geçmiş. 237 numaralı odadaki banyo sahnesi Henry Spencer’ın çekici komşusunun 27 numaralı dairesine ziyaretine bir gönderme niteliği taşıyor. 

Oyuncularını ve çekim ekibini gereken ruh haline sokmak için Stanley Kubrick, The Shining’in çekimlerine başlamadan önce hepsine Eraserhead’i izletmiş.

Kubrick, epey farklı bir hikaye anlatırken Lynch’in filmindeki dehşet ve korkuyu yakalamak istemiş. Bunun bir yolu olarak Lynch’in ses kullanımındaki durmak bilmez arka plan gürültüleri, sesleri ve uğultuları gibi öğeler kullanmış. Ayrıca belli bir planda takılı kalmanın ne kadar etkili olabileceğini, bunun izleyeni yavaş yavaş sahneyi irdelemeye ve gördüğü şeyin önemini sorgulamaya yönlendirdiğini fark etmiş.

Eraserhead’in The Shining’e belki en büyük etkisi 237 numaralı odadaki banyo sahnesi. The Shining’de Jack Torrence’ın 237 numaralı odadaki kadının korkunç şekilde çürümüş olduğunu fark ettiğinde ondan dehşet içinde uzaklaştığı sahne, Henry’nin koridorun karşısındaki çekici kadının başka bir erkekle olduğunu görüp dehşete düştüğü ana benzer şekilde çekildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İki sahnede de karakterler yavaş yavaş geri çekiliyor ardından iki sahne de ani şekilde kesiliyor ve başka sahnelere geçiş yapılıyor.

Eraserhead’de sahnenin kesilmesi sırasında Henry’nin deforme olmuş bebeği, ağzı dehşet içinde açılmış şekilde titrerken görünüyor. The Shining’de kesilen sahne, aynı şekilde titreyen ve ağzı sessiz bir çığlıkla açılan, çok korktuğu her halinden belli olan Danny’e sıçrama yapıyor.

Tekniğin iki filmde de etkisi aynı: Kubrick’in Lynch’ten alıp uyarladığı şekilde, tuhaf bir dehşet hissi uyandırmak.

Farklılıklarına rağmen hem Eraserhead hem de The Shining, baş karakterlerinin yavaşça deliliğe sürüklendiği psikolojik korku filmleri. Kubrick bunu muhakkak biliyordu, Lynch’in filminin kendisini bu denli etkilemesinin nedeni de bu.

İki filmde de seks, Henry Spencer için koridorun karşısındaki kadın, Jack Torrance içinse 237 numaralı odadaki kadınla, karakterlerin karşısına bir tür kaçış imkanı olarak çıkıyor ama neticede onları deliliğin daha derinlerine sürüklüyor.

Eraserhead olmasaydı The Shining muhtemelen bu kadar korkutucu olamazdı. 

 

Screen Rant

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU