Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Mavi Marmara gemisinin de içinde olduğu Gazze’ye Özgürlük Filosu’nun uluslararası sularda İsrail askerleri tarafından saldırıya uğramasının 10. yıl dönümünde dikkat çekici açıklamalar yaptı.
Kişisel Twitter hesabından Mavi Marmara’nın ardından Gazze’ye yönelik ablukanın daha da arttığını iddia eden Çam, bölgede Türkiye’nin bazı politikalarının zarar gördüğünü ileri sürdü.
Algı yönetimi yapıldı
Mavi Marmara’nın ardından “algı yönetimi” yapıldığını savunan Çam, “Yıllarca kamuoyunun dikkatleri Gazze’ye bilerek/bilmeyerek çektirilerek, Batı Şeria’ya ve en önemlisi Kudüs’e/ Mescid-i Aksa’ya odaklanma zayıflatıldı. Halbuki Kudüs’te yaşayanlar, özgürlük anlamında Gazze’dekilerden çok daha zor dönemler geçirdi/geçiriyor” İfadelerini kullandı.
Çam şu paylaşımlarda bulundu:
“İyi niyetle, mazlumların sesini dünyaya duyurmaya yönelik çok uluslu yolculardan 10 yolcunun tamamı ve 56 yaralının çoğunluğu Türk olması düşündürücüdür. Bu katliamla Devletimizin onuru incitilmiştir. Birkaç cepheden geliştirilmiş bir tuzağın içine yolcular ve devletimiz itilmiştir.
Gazzeliler her vesileyle Türkiye’ye müteşekkir olmakla birlikte, yaşanan abluka ve ambargonun daha da zorlaştığını ifade etmiş; en yetkili ağızdan İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesini ve sürecin rahatlatılmasında Türkiye’nin aracı ve daha da etkin olması istenmiştir.
Günlük 1000 Kamyonun giriş çıkış yaptığı, 2 milyonluk Gazze’nin kendine özgü ekonomik gerçekleri vardır.İşsizlik, ambargo şartları ve bölgeye mal ve insan giriş çıkışı dahil, Gazze’de Türkiye’nin kalkınma yardımlarının, inşaatlarının yapılma süreçleri daha da zorlaşmıştır.
Türkiye’nin eli zayıflatıldı
Türkiye’nin Gazze ile Ramallah yönetimlerini yakınlaştırma çabaları inkıtaya uğramış, eli zayıflatılmıştır.Buna mukabil Mısır ve bazı Arap ülkeler aktifleşmiştir. Tek Filistin, etkin 1 devlet olma süreçleri yerine, parçalı, kargaşalarla dolu Filistin yapısı böylece ortaya çıkmıştır.
İsrail’in sol/liberal kesimler gerilemiş, radikal ve yerleşimci/işgalci zihniyetlerin daha da artmasına zemin oluşmuştur. Şahinlerin daha da şiddetli saldırmalarına fırsatlar ürettirilmiştir. Her kesimin aklı-selim insanlarının eli zayıflamıştır.Filistin’in düğümleri çoğalmıştır.
4)Türkiye’nin Gazze ile Ramallah yönetimlerini yakınlaştırma çabaları inkıtaya uğramış,eli zayıflatılmıştır.Buna mukabil Mısır ve bazı Arap ülkeler aktifleşmiştir.Tek Filistin,etkin 1 devlet olma süreçleri yerine,parçalı,kargaşalarla dolu Filistin yapısı böylece ortaya çıkmıştır.
— Dr. Serdar Çam (@serdar_cam) May 30, 2020
Denize düşen yılana sarılır misali, Türkiye’de hain darbe tuzakları kuran, karanlık ilişkileri olan Dahlan’ın bazı Filistinliler ile iş tutması, bazı körfez ülkelerinin çirkin adamları adına oyunlar çevirmesi gibi üzücü hususları tabi ki T.C. tarafından bir köşeye not edildi !
Devletimiz ve Cumhurbaşkanımız, Mavi Marmara konusunda üzerine düşen her şeyi fazlasıyla yerine getirdi; acı bir maliyeti hep birlikte ödedik. Filistin /İsrail’i 401yıl boyunca yönetmiş bir imparatorluğun varisi olarak diplomatik olarak dışarıda kalarak fırsatları değerlendiremedi. Ortadoğu Barış’ına bihakkın katkı veremedi. Diplomasi başka bir devleti sevme sanatı değildir; düşmanlıkları azaltma ve karşılıklı çıkarları artırma sanatıdır.Türkiye’nin oyun dışına itilmesi, Diplomatların Kudüs’te, Tel-Aviv’de etkin ve verimli olamaması kimseye yarar getirmedi.
7)Yıllarca kamuoyunun dikkatleri Gazze’ye bilerek/bilmeyerek çektirilerek,Batı-Şeria’ya ve en önemlisi Kudüs’e/
— Dr. Serdar Çam (@serdar_cam) May 30, 2020
Mescid-i Aksa’ya odaklanma zayıflatıldı.
Halbuki Kudüs’te yaşayanlar özgürlük anlamında Gazze’dekilerden çok daha zor dönemler geçirdi/geçiriyor.
Algı yönetimi yapıldı!
Aslında bilinen o meşhur kazan-kazan hedefinin aksine herkes Kaybet-Kaybet yaşadı. (Filistin/israil de dahil olmak üzere aslında uzun vadede kimse bir şey kazanmadı). TC’nin pek çok sarmala girmesine zemin oldu. Bizi o sivil eylemlere iten ülkelerin çoğu İsrail’de etkin kaldı.
“Gaza getirenlere dikkat etmeli”
Özellikle çok uluslu, sözde insan hakları/barış/özgürlük vb. söylemleri olan, Batı’nın başkentlerinde pişirilmiş, bol PR, sosyal medya etkinliği olan bütün rüzgarlara temkinli ve şüphe ile bakmak lazım.Bizim iyi niyetlerimizi kullanan, gaza getiren, dolduruşlara dikkat etmeli.
Duygusallıkla değil, akılla, diplomasi/siyasetin gerçekleriyle doğrular bulunacaktır. Bu bölgede kalıcı,adil ve sürdürülebilir barışı inşa edecek en önemli oyuncunun Türkiye olduğu hiç unutmamalı. Ortadoğu’nun son 100 yıllık acılarla dolu tarihini huzura kavuşturma duasıyla.”
11)Özellikle çok uluslu, sözde insan hakları/barış/özgürlük vb. söylemleri olan,Batı’nın başkentlerinde pişirilmiş, bol PR, sosyal medya etkinliği olan bütün rüzgarlara temkinli ve şüphe ile bakmak lazım.Bizim iyi niyetlerimizi kullanan,gaza getiren, dolduruşlara dikkat etmeli.
— Dr. Serdar Çam (@serdar_cam) May 30, 2020
Çam’ın bu paylaşımlarına tepkiler de vardı.
Bir sosyal medya kullanıcısı Çam’ın paylaşımlarına “Mavi Marmara bir çok şerlere yol açtı öyle mi? Bugün Suriye’den Libya’ya kadar verdiğimiz mücadelenin en başat unsurları olan insansız hava araçları bu gemi sayesinde “milli” olarak gelişebildi” şeklinde cevap verdi.
işsizlik ve ambargonun artması, kalkınma yardımlarının azalması, parçalı bir filistin'in oluşması, israil'in radikalleşmesi, dahlan'ın elinin güçlenmesi, körfez ülkelerinin kirli oyunları, mescid-i aksa'nın zayıflatılması...
— safâ (@kutlusafa) May 31, 2020
bunların hepsi mavi marmara yüzünden olmuş. pic.twitter.com/ztVwPw9heI
Filonun Türkiye organizatörü İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Genel Başkan Yardmcısı Serkan Nergis ise “Tika başkanlığı da yapmış olan Serdar bey Gazze’de yaşanan ambargonun Mavi Marmara’dan sonra çok ufak da olsa rahatladığını içeriye daha çok ürün çeşidi girdiğini ya bilmiyor ki bu iş bilmeyen bir bürokrat olduğunu gösterir ya da yalan söylüyor ki bu daha da beter bir durum” ifadesini kullandı.
10 yardım gönüllüsü İsrail tarafından öldürülmüştü
10 yıl önce gerçekleşen Mavi Marmara katliamında Türk vatandaşı 10 yardım gönüllüsü İsrail askerleri tarafından öldürülmüştü. Türkiye ile İsrail arasındaki kriz, 2016 yılında Kudüs’te imzalanan anlaşmayla sona ermiş ve Türkiye Mavi Marmara saldırısının failleri hakkında açtığı davayı düşürmüştü.
Independent Türkçe