"Farkında değiliz ama her yıl dünyaya 40 milyon ton göktaşı yağıyor"

Doğu illerinde önceki gün göktaşı düştüğü iddiası heyecan yaratmıştı. Prof. Dr. Tansel Ak, dünyaya hasara yol açabilecek büyüklükte gök taşı düşmelerinin ancak birkaç on bin yılda görülen bir risk olduğunu ve şu an böyle bir tehlikenin olmadığını söyledi

Halk arasında “Yıldız kayması” olarak da bilinen, görene dilek tutturan  göktaşı düşmesi her zaman insanların ilgisini çeken doğa olaylarının başında geliyor.

Önceki gün akşam saatlerinde kimi Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu illerinde gökyüzünde bir göktaşı olduğu iddia edilen bir cismin parlayarak süzüldüğü görüldü ancak düşüp düşmediği, düştüyse nereye düştüğü anlaşılamadı.

Göktaşları her zaman merak konusu oluyor. Göktaşlarının özelliklerini ve son olaya uzmanlara sorduk.

göktaşı.jpg
Göktaşı olduğu sanılan bir cismin düşme görüntüsü 13 ilde gözlemlendi / Fotoğraf: İHA

 

“En çok sonbahar ve yaz sonunda fark ediliyor”

İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden Prof. Dr. Tansel Ak, göktaşı düşmelerinin periyodik olarak görülen bir olay olmadığını ancak en çok rastlandıkları dönemin sonbahar ve yaz sonlarında olduğunu söyledi.

“Kuyruklu yıldız kalıntıları ya da serseri göktaşları”

Ak, dünyaya düşen göktaşlarının iki grupta sınıflandırıldığını söyledi.

Birincisi kuyruklu yıldızların kalıntıları. Bir de serseri göktaşları var. Bunlar uzayda dolaşıyor bazı zamanlarda dünyaya düşüyor.  Mercimek büyüklüğünde düşen de birkaç metre boyutunda düşen de. Aslında çok büyük çoğunluğu atmosferde sürtünmeden eriyip toz olarak yeryüzüne iniyor.  Yüzeye ulaşabilen çok az.  Her yıl dünyaya 40 milyon ton civarında göktaşı düşüyor.

tansel ak.jpg
Prof. Dr. Tansel Ak / Fotoğraf: astronomi.istanbul.edu.tr

 

“Yüzeye bile inmemiş olabilir”

Son olayda yüzeye düşen bir göktaşı olup olmadığının bilinmediğini belirten Ak, “Belki yüzeye bile inmemiş olabilir. Veya insan kaynaklı bir şey de olabilir. Bazen ülkelerin silahlı güçlerinin deneyleri olabiliyor.. Ama bakıldığında göktaşına benziyor” dedi.

“Büyük bir göktaşı İstanbul gibi bir kentte büyük zarar verebilir”

Göktaşı tozlarının doğa için faydalı olduğunu söyleyen Ak, büyük göktaşlarının ise  tehlikeli olabileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

100-150 metrelik, saniyede 25 km. hızla gelen metal içerikli bir göktaşı İstanbul gibi bir kente büyük zarar verebilir. Ancak böyle bir olay birkaç onbin yılda bir oluyor.. Şu an beklenen böyle bir tehlike de yok.

Ak, göktaşlarının yüksek noktalarda ve ışık kirliliğinin az olduğu yerlerde görülme potansiyellerinin de daha fazla olduğunu da kaydetti

hasanhüseyin.jpeg
Hasan Hüseyin Esenoğlu / Fotoğraf:gelecekhareketi.com

 

36 yılda bir büyük çapta göktaşı düşüyor

Yine İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Hasan Hüseyin Esenoğlu da dünyaya 36 yılda bir büyük çapta denebilecek göktaşı düştüğünü geri kalanın küçük boyutlarda olduğunu söyledi.

Tabi buradaki büyük sözü aldatmasın.

Esenoğlu, 1964’de Çanakkale’ye düşen ve büyük kategorisinde olan göktaşının sadece dört kilo ağırlığında olduğunu söylüyor.

Ancak gökyüzündeki sürtünme sırasında 2 bin dereceye yükselen ısı ile parlamaları göktaşlarını sanıldıklarından daha büyük görünmelerine neden oluyor.

Antalya’da görünen göktaşı Afyon’a düştü

Doğu illlerinde görülen cismin göktaşı olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Esenoğlu'na nereye düşmüş olabileceğini de sorduk.

Bazı uzmanlar gök taşının daha kuzeye Gürcistan yönüne düşmüş olabileceğini iddia etmişti.

Esenoğlu, bu soruya yaşadıkları bir deneyimden örnek verdi:

Antalya’da gözlemledikleri bir göktaşının Afyon’a düştüğünü tespit ettiklerini belirterek, “Afyon’da yapılan aramada da bulunamadı. Görüldükleri yerlerden çok uzaklara düşebiliyorlar. Dolayısıyla son olayda görüldükleri illerden çok daha uzak mesafelerde bir noktaya da düşmüş olabilir.

Uzayda gidemediğimiz yerlerdeki bilgileri ayağımıza getiriyorlar

Göktaşlarının uzay hakkında önemli bilgiler edinmelerini sağladığını belirten Esenoğlu, “Güneş sisteminde gidemediğimiz yerdeki bilgileri bize getiriyorlar. Dünya.3.7 milyar yıl, Güneş 4.5 milyar milyar yıl yaşında. Göktaşları sayesinde bu bilgilere ulaşmamız kolay oluyor” dedi. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU