Hayrettin Karaman: Laik bir ülkede iktidara gelmeye karar veren Müslümanların meşru hedefleri olmalıdır

"Bu meşru hedefe ulaşmak için mevcut rejimden istifade etme konusunda da danışmalar sonunda cevaz fetvası almış olmaları gerekir"

Fotoğraf: AA

İlahiyat profesörü Hayrettin Karaman, Yeni Şafak’taki köşesinde kendisine yöneltilen sorulara cevap verdi.

Karaman’ın bugünkü köşesinde bir okuyucusundan gelen “Bu günkü Türkiye’de Müslüman bir idarecinin kilise açılışında bulunmasının ya da bir kilisenin masrafının genel bütçeden karşılanarak tamir ettirilmesinin hükmü nedir?” sorusu yer aldı.

Okuyucu ayrıca “Gene bu günkü Türkiye’de idarecilerimizin içki fabrikası açmasının hükmü nedir? Türkiye’de domuz çiftliği açmanın, ya da dışarıdan domuz eti ithalatına izin vermenin hükmü nedir? Şer’î hükümlerin cari olduğu bir ülkede yukarıdaki 3 sorunun cevabı ne olurdu?” sorularını Karaman’a yöneltti.

Karaman’ın bu sorulara cevabı şöyle oldu:

Laik bir ülkede siyaset yapmaya, parti kurmaya, iktidara gelmeye karar veren Müslümanların bir meşru hedefleri olmalıdır. Bu meşru hedefe ulaşmak için mevcut rejimden istifade etme konusunda da danışmalar sonunda cevaz fetvası almış olmaları gerekir.

Bu şartlarda iktidara gelince rejimin ve siyasetin zorunlu kıldığı bazı şeyleri yapmak durumunda kalırlar. Zorunlu olmayanları ise yapmazlar.

İslam’ın nizam (düzen) olarak da uygulandığı bir ülkede, kadim fıkıhta genel olarak kilise yapımı konusunda görüş birliği yoktur. Hicaz bölgesi dışında kalan ve oturanların tamamı veya çoğu gayr-i müslim olan şehirlerde hem eskilerin tamiri hem de yenilerin inşası caiz görülmüştür.

Gayr-i müslimler bir mabede muhtaç olur da bunu yapacak güçleri bulunmazsa devlet yardım edebilir.

Necran’dan Peygamberimiz ile görüşmek üzere din adamlarıyla birlikte Medine’ye gelen bir Hristiyan heyetin, Pazar günü Mescid’de ibadet etmelerine Efendimiz (s.a.) izin vermiştir.

Hz. Ömer halife iken gayr-i müslimlere satmak üzere dışarıdan domuz ve şarap getiren gayr-i Müslimlerden vergi alınması tartışılmış, verginin domuz ve şarap olarak değil de satıştan sonra elde ettikleri paradan alınmasına karar verilmiştir. Şu halde gayr-i Müslimlerin kendi aralarında tüketilmek üzere domuz ve şarap üretmeleri, ithal ve ihraç etmeleri, alıp satmaları da caiz olmaktadır.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU