Mahalle bakkalının itibarı geri dönerken, unutulan veresiye defterleri yine kabardı

AVM’lerin ve büyük süpermarketlerin artmasıyla son yıllarda önemi azalan işlerin başında mahalle bakkalları geliyordu. Ancak koronavirüs salgını bu mesleğin önemini bir kez daha gösterirken, nakit sıkıntısı veresiye defterine borç yazılmasını artırdı

Mahalle bakkalları son yıllarda artan AVM’ler ve büyük marketler karşısında zor günler geçiriyor, varlıklarını sürdürüp sürdüremeyecekleri endişe konusu oluyordu.

Ancak koronavirüs salgını ile AVM’lerin kapanması ve insanların kalabalık marketlere mecbur olmadıkça gitmekten kaçınması ile mahalle bakkalları ticari açıdan son yıllarda olmadıkları kadar aktif bir döneme girdiler.

Mahalleyle daha iç içe olmaları da süpermarketlerde teklif edilmesi mümkün olmayan veresiye defteri uygulamasının yeniden yaygınlaşmasına ve defterin kabarmasına da yol açmış durumda.

Nakit sıkıntısı çeken birçok insan kimi mahallelerde bakkallara olan borcunu veresiye defterine yazdırıyor.

Yine daha çok markete saklanan kredi kartları da bu sefer daha yüklü alım yapıldığı için bakkallarda da cüzdanlardan çıkıyor.

celal.jpg
Celal Emre, nakit sıkıntısı çeken insanların veresiye defterine yazdırmayı tercih ettiğini söyledi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Komşularımızı kıramıyoruz”

Gazi Mahallesi’nde uzun yıllardan beri aile bakkalını işleten Celal Emre, daha önce insanların bakkallardan kredi kartı ile fazla alışveriş yapmadığını ancak son dönemlerde kredi kartı ile alışverişin arttığını söyledi.

Emre, salgın nedeniyle yaşanan ekonomik darboğaz nedeniyle de veresiye yazdırmak isteyenlerin sayısında artış olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Veresiye normalde tercih ettiğimiz bir yöntem değil. Sonuçta bir bağlayıcılığı yok. Adam ödemiyorum dese, çekip gitse ne yapacaksın. Bu nedenle daha çok güvene dayalı bir sistem. Komşularımızı kıramıyoruz. Sonuçta kredi kartında günü geldiğinde borcun gelir, geciktiğinde de faizi biner. Veresiye de ise öyle değil. Yeri geldiğinde insanları bir süre idare edebiliyoruz.

Bakkalların bu zor günlerde alışveriş noktasında insanların bir nevi kurtarıcısı olduğunu söyleyen Emre,  “Büyük marketlerin çoğunu erken veya geç saatlerde açık bulamazsın. 10 Nisan akşamı bakkallar ve tekel bayileri açık olmasaydı birçok insan o iki günlük yasağı susuz, ekmeksiz geçirebilirdi” diye konuştu.

“İnsanları idare etmeye çalışıyoruz”

Ailece ticaretle uğraşan ve kendisi de Kartal’da 18 yıldır bakkallık yapan Mahir Özel ise büyük marketlerin iyice yaygınlaşıp son bakkaların da kapanmasıyla insanların önemlerini tam olarak anlayacağını iddia ederek şöyle konuştu:

Mahalle bakkalı bir nevi oranın muhtarı gibidir. İnsanlar gelir bize anahtarını bırakır, çocuğunu teslim eder, bir ev alacaksa onu sorar, cebinde para yoksa sonra getireceğim der. Bir süpermarkette bunu yapabilir misin? Bu zor günlerde de elimizden geldiğince insanlara destek olmaya, idare etmeye çalışıyoruz.

mahir.jpg
Mahir Özel, bakkalların yeniden keşfedildiğine dikkat çekti / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“İnsanlar bakkalı yeniden keşfediyor”

Bakkalların ürün çeşitliliğinde kendilerini çok geliştirdiğini söyleyen Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

Şöyle bir yanlış algı vardı. ‘Markette bulunan birçok şey bakkalda bulunmaz’ diyorlardı. Oysa bakkallar ürün çeşitliliğinde kendini çok geliştirdi. Markette olan ürünlerin çoğunu bakkalda da bulubilirsin sadece adeti daha sayılı tutuyoruz. Ayrıca öyle iddia edildiği gibi marketlerden daha pahalı olmadığımız hatta kimi ürünlerde daha uygun olduğumuzu da yaşadıkça görüyorlar. Bir nevi insanlar bakkalı yeniden keşfediyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU